Yemeden içmeden ibaret Körfez Zirvesi
Arap basınında bügün, Kuveyt’te toplanan Körfez İşbirliği Konseyi zirvesi ve Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek’in Fransa cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüşmesi gündeme geliyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-15 11:14:00
Arap gazeteleri bugün, Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi’ne geniş yer veriyor. Bazı gazetelerce “rutin yemek ve kucaklaşma” toplantılarına dönüştüğü yönünde eleştirilen zirve bazıları tarafından övülüyor. Öte yandan Mısır cumhurbaşkanının Fransa’da Sarkozy ile gerçekleştirdiği Paris zirvesinin gelecek diyaloglar için büyük önem taşıdığı belirtilerek iki ülke arasında bilimsel dayanışma başlatılacağına işaret ediliyor.
Londra’dan yayımlanan El-Kudsü’l Arabi gazetesi bugünkü “Körfez Zirvesi: Kucaklaşma, öpüşme ve yağlı bir akşam yemeği” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Körfez İşbirliği Konseyi’nin kurulmasının üzerinden yaklaşık otuz yıl geçmesine karşın bu bölgesel topluluk hemen hemen aynı kısır döngünün içinde. Liderlerinin gerçekleştirmeyi vaat ettiği hiçbir siyasi, ekonomik ve güvenlik emeli gerçekleştiremedi. Liderlerinin her sene periyodik olarak bir araya gelerek, ev sahibi ülkenin liderinin düzenlediği yıllık zengin akam yemeği sofrasında selamlaştığı bir foruma dönüştü.
Zirvelerinin çalışmaları dün Kuveyt’te başlayan İşbirliği Konseyi ülkelerinin üyeleri içten ve dıştan büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğu halde liderleri arasındaki tokalaşma ve kucaklaşmalar, bugünlerde konseyin yaşadığı zayıflığın üzerini örtemez.
Çalışmalarını bugün sonlandıracak olan Kuveyt Körfez Zirvesi, bazı başarıları ortaya koydu. Bunların en önemlileri Yemenli Husilere karşı savaşında Suudi Arabistan’la yardımlaşma, konsey üyesi ülkeler arasında elektrik bağlantısı projesinin başlatılması ve yeni bir genel sekreterin seçilmesi. Ancak zirve en önemli ve belirgin adımı atmakta başarısız oldu ki bu da ortak para birimi sözleşmesinin pratiğe dökülmesi ve ortak Körfez parasının kararlaştırıldığı üzere önümüzdeki yıl çıkarılmasıdır.
Yeni açık erteleme Kuveyt ile anlaşmaya imza atan diğer üç ülke (Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar) arasındaki, üye ülkelerin çıkarlarını güvence altına alması mümkün önemli bazı hususlarda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle geldi. Kuveyt Körfez parasının, sürekli iniş çıkış gösteren zayıf Amerikan dolarıyla bağlantısı olmamasını istiyor. Zira Kuveyt, para biriminin dolarla bağlantısını kesip başka yabancı para birimlerine bağlama gibi cesur bir karar alan tek Körfez ülkesi olmuştu.
Daha önce Körfez Merkez Bankası’nın merkezinin başkenti Riyad’da olmasında ısrar edip Birleşik Arap Emirlikleri’nin kendi ülkesinde olması isteğini reddederek bu ülkeyi kızdıran ve sonunda BAE’nin kızıp anlaşmadan çekilmesine sebep olan Suudi Arabistan ise ortak Körfez para biriminin Amerikan para birimine bağlı olması için baskı yapıyor. Bu durum ise Kuveyt’in erteleme istemesine neden oldu. Bu talep, Suudi Arabistan’ın teklifini edepli bir şekilde kabul etmeme anlamı taşımaktadır.
Körfez İşbirliği Konseyi bu anlaşmazlıklar nedeniyle diğer tüm Arap toplulukların ulaştığı sona doğru gidiyor. Yani temel farklılığa rağmen, çabuk gelen başarısızlığa doğru yol alıyor. Körfez Arap’ı vatanın doğusunda-batısında anlaşmazlıklarını örtmeyi, egemenliği altında tuttuğu medya aracılığıyla her şeyin yolunda gittiği izlenimi vermeyi en iyi başaran Arap’tır.”
Umut verici Körfez Zirvesi
Katar’dan yayımlanan Eş-Şark gazetesi bugünkü “Körfez Zirvesi’nde yeni ufuklar” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; “Körfez İşbirliği Konseyi, etkisi açık olan bölgesel bir sistem haline geldi. Aynı zamanda 6 Körfez ülkesinin liderlerinin temellerini attığı bu konsey ortak çalışma için bir model teşkil etmektedir. Bu da gerçekliği ve objektifliği ile ortak öneme sahip bölgesel ve uluslar arası meselelerde yapıcı dayanışma, danışma, fikir ve görüş alışverişi sayesinde oluyor. Konsey ülkeleri özellikle ekonomik kalkınma ve toplumun refahı hususlarında olmak üzere daha fazla başarı ve kazanım elde edilebilmesi için Kuveyt’te otuzuncu zirvede bir araya geliyor.
Önemli meseleler arasında konsey ülkelerinin toplu güvenliğinin güçlendirilmesi, Suudi Arabistan’a güvenliğini ve egemenliğini savunmada başvuracağı tüm icraatlarda arka çıkılması, Yemen’in de egemenliği ve birliğinin desteklenmesi yer alıyordu. Zirve, Yemen başkanı Ali Abdullah Salih’in mesajı aracılığıyla gelişmeler üzerinde durdu. Aynı şekilde başlarında Filistin, Irak ve uluslararası barış ve güvenliğe etki edecek türden dosyalarda barışçıl çözümlere ulaşılabilmesi için Uluslar arası meşruiyet prensiplerine bağlılığın zorunluluğu gibi bir dizi Arap, Körfez ve bölge dosyaları görüşüldü.”
Mısır ve Fransa arasında bilimsel dayanışma
Mısır’dan yayımlanan El-Ehram gazetesi bugünkü “Kahire ve Paris…gelecek diyalogları” başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor: “Dün iki başkan; Hüsnü Mübarek ve Nicolas Sarkozy arasında Paris zirvesinde gerçekleşen görüşmede konuşmaların, Mısır ve Fransa arasındaki ilişkileri gelecekte daha da sağlamlaştırmak için bakışları yeni ufuklara çevirmeye odaklandığı açık ve net olarak ortaya çıktı. Tabi ki bundan başka bölgede istikrar ve güvenliğin sağlanmasından yola çıkarak ki bu geleceğin inşa edilmesindeki gerçek giriştir, Ortadoğu’da barış sürecinin yeniden canlandırılması ele alındı.
İki başkan Mübarek ve Sarkozy arasında yapılacak diyaloglar açısından Paris zirvesi, büyük önem taşıyor. Bu bağlamda şunu da söylemek gerekir ki bu diyaloglar iki ülke arasındaki tarihi ve seçkin ilişkilerin daima temel nişanesini oluşturmuştur. Ancak Fransa, Rönesans çağına girdiklerinde Mısırlıları hedef almıştır.
Buna delil de Muhammed Ali’nin 19. yüzyılın sonlarında Fransa’ya eğitim heyeti göndermesidir. Bu heyetin içinde bulunan Refaat El-Tahtavi, Fransa kültüründen ilham almış ve modern tarihinden etkilenmiştir. Mısır’a döndüğünde de ülkede kültür ve eğitim ayaklanmasının temellerinin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu rönesansın öncüsü ve Mısır semalarında parlayan bir ışık olmuştur.
O vakitten beri Kahire ve Paris arasında gelecek diyalogları sürüyor. Başkan Mübarek’in Paris gündemi de bu anlamı açıklamaktadır:
2010 yılının Mısır ve Fransa arasında ilim ve teknoloji alanında yardımlaşma yılı ilan edilmesi. İki ülkenin üniversiteleri ve araştırma merkezleri arasındaki koordinasyonun güçlendirilmesi ve aynı şekilde Kahire ile Fransa arasında bilimsel ve teknolojik tecrübelerin değiş tokuşu.
Burada şunu da belirtmek gerekir ki Mısır ve Fransa arasında yatırım ve ticaret alanlarında görülen yardımlaşmalar meyvelerini veriyor.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2009 yılının ilk dokuz ayında 3 milyar dolara ulaştı. 3-4 sene gibi kısa bir sürede Fransa, Mısır’da en önde gelen Avrupalı yatırımcıya dönüştü. Mısır’da 12 Fransız şirket bulunuyor. Yatırımları da 8-12 milyar avro arasında.
Bunlar sadece, Mısır ve Fransa arasındaki gelecek diyaloglarının dikkate değer bir ilerlemeye ve iyi bir getiriye sebep olduğuna işarettir. Bu da başkan Mübarek’in Batı ve Doğu ile gerçekleştirdiği tüm diplomatik zirvelerin hedefidir.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara