Sokaklarda PKK'yı aşan işler oluyor
Açılım sürecinde tıkanma işaretleri artarken, OHAL-Sıkıyönetim kaygıları seslendiriliyor. USAK Başkanı Laçiner sokaklarda PKK'yı aşan işlerin olduğuna işaret ediyor.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-15 14:13:00
Kamuoyunda, sahneye konulan stratejinin 'olağanüstü hal ve sıkıyönetim' gibi uygulamalara zemin hazırlamayı amaçladığı görüşü hakim. Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Sedat Laçiner, sokaklarda PKK'yı aşan işlerin olduğuna işaret ediyor. "Alttan alta olağanüstü hal, hatta sıkıyönetim pişiriliyor. Andıçlarda, planlarda yapılamayan işler oluyor." diyen Laçiner, açılım ilerleyince DTP'ye yerleştirilmiş derin PKK'nın devreye girdiğini, bunların da partiyi kapattırmak ve kaos için ellerinden geleni yaptığını düşünüyor. Laçiner, şu tespitlerde bulunuyor: "Dertleri ne Kürtler ne de Kürtçülük. PKK iç savaş hedefine kilitlenmiş durumda. Şehirler kana bulandıkça eylem yapmalarına gerek kalmayacak."
Eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu da, sokak eylemlerinde iki taraflı provokasyon olduğunu belirtiyor. Olağanüstü hali içerecek bir yönetim biçiminin tartışılmasını manidar bulan Soylu, karmaşanın başka tarafa yönelik bakışın sağlanması için gerçekleştirildiğine dikkat çekiyor. Yazar Mustafa Akyol ise PKK'nın iç savaş çabasının sebebini şu sözlerle açıklıyor: "Açılım sürecinin sonunda PKK ve Öcalan'ın fonksiyonu kalmayacak. Korkuları bundan kaynaklanıyor."
Bize barış lazım, kavga değil
Metin Özşanlı (Barış Komisyonları Başkanı): Kavga etmek kolay, barışmak ise zordur. Lütfen herkes sakin olsun, birilerinin kurguladığı oyuna gelmesin. Türkiye'de yaşayan herkes birliktelikten yana olsun, sağduyulu olduğunu göstersin. Bölgede son bir yıldır yaşanan olumlu hava herkesi mutlu etmişti. Sadece karanlık günleri arzu edenler kızıyordu. Çok güzel günler bizi bekliyor. Yeter ki sağduyulu olalım. Kardeşler arasında kavga olmamalı, herkes barışın ince dilini kullanmalı.
Hedef; Türk-Kürt çatışması çıkarmak
Ömer İler (Kanaat önderi): Aslında toplumun genelinde bir gerginlik yok, sadece oluşturulmak istenen gerginlik var. Bu gerginliği 6 ay önceki olumlu havaya dönüştürmek elimizde. Herkes elindeki suyla bu ateşe müdahale etmeli. Kardeş kavgasının hedeflendiğini görüyoruz. Aklıselim öne çıkmalı. Halkın bu süreçte uyanık olması gerekiyor. Her şey artık gün yüzüne çıkıyor, olayların fotoğrafını daha iyi çekebiliyoruz. Hükümetin yürüttüğü açılım sürecini, parti kapatmaları bahane ederek bitirebilirler. Bu tür gerginliklerin, birilerinin arzu ettiği Türk-Kürt çatışması amacıyla yapıldığını görmemiz gerekiyor artık.
Şiddet artarsa herkes kaybeder
Muhammet Akar (eski AK Parti Diyarbakır Merkez İlçe Başkanı): Nevruza kadar çözüm bulunmaması halinde Türkiye, daha büyük tuzaklarla karşı karşıya gelecek. Bir karmaşa ortamında başta Kürtler olmak üzere bütün demokratlar kaybeder. Türkiye, bu çatışma ortamında enerjisini tüketir. Oysa ülke son dönemlerde dış politikada çok ciddi adımlar attı. Bölgesel aktör olma yolunda ilerliyor. Ama şiddet artarsa Türkiye, içine kapanır. AB ile ilişkileri zora girer. Pandoranın kutusu kötü yönde açılırsa herkesin kaybı olur.
Biz kardeşiz, oyuna gelmeyin
Hafız Ali Mülayim (Emekli imam): Güneydoğu'da sürekli oynanan oyunlar, bu sıralar ülkenin farklı bölgelerinde sahneleniyor. Herkesin bu süreçte dikkatli olması, oyuna gelmemesi gerekiyor. Birlik ve beraberliğimizi unutmamalı, bunun çimentosu olan din kardeşliğimizi ön plana çıkarmalıyız. Bölgede huzursuzluğun nihayete erdirilmek istendiği bu süreçte herkes sükunetli olmalı, siyasiler halkı sakinleştirecek mesajlar vermeli. Gerginliğin kimseye faydası olmamış, hiç kimse kavgadan kârlı çıkmamıştır. Böyle zor dönemleri daha önce de yaşadık.
Çözüm istemeyenler rahatsız oldu
Fethullah Erbaş (Eski milletvekili): Burada en büyük iş, siyasi parti liderlerine düşüyor. Herkes kendi tabanına hakim olmak için gayret göstermelidir. Daha önce terör olayları sebebiyle günde belki 40 ile 50 şehit cenazesi kalkıyordu. Çatışmaların en yoğun olduğu dönemlerde bile Türk-Kürt çatışması çıkmadı. Şimdi bu sorunun çözülmesi için adımlar atılırken rahatsız olunmaya başlandı. Herkesin aklıselim içinde hareket etmesi gerekiyor. Türkiye, yaptığı birtakım açılımlarla hem kendi bölgesinde hem de dünyada önemli ülkeler arasındaki yerini alıyor. Bu, Türkiye'nin düşmanlarını rahatsız ediyor. Bundan rahatsızlık duyan ve Türkiye'nin kendi iç sorunlarıyla meşgul olmasını isteyenler, bu tür sorunlarla önümüze sorunlar çıkarıyor.
Siyasi rant için geleceğimizi karartmayın
Ahmet Şen (Hakkâri Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı): Siyasi rant için toplumu kamplara bölenler gelecekte bunun vebalini öder. Bu topraklar üzerinde bin yıldır kardeş gibi yaşamışız, topraklarımızı ve vatanımızı korumak için cephelerde yan yana mücadele vererek şehit olmuşuz. Oğlu şehit olan Manisalı baba, şehitliğe giderken bir tarafında Mardinli diğer tarafta Trabzonlu şehit mezarını görünce acısını içine gömüyor. Etle tırnak değil, etle kemik gibi olmuşuz. Burada provokasyonların olmaması için en büyük sorumluluk siyasi parti liderlerine düşüyor.
Silahlı göstericiler, delil yetersizliğinden serbest
Beyoğlu Dolapdere'de araç ve işyerlerine zarar veren DTP'li göstericilere silah çeken S.Ü., T.G. ve S.Z. isimli şahıslar, emniyetteki sorgularının ardından serbest bırakıldı. DTP'nin Beyoğlu'ndaki il binasında yapılan toplantının dağılımında 50 kişilik grup, Dolapdere'de ara sokaklarda bazı işyerleri ve araçları tahrip etmiş, tepki gösteren mahalleli taş ve sopalarla bu gruba karşılık vermişti. Mahalle sakinlerinden bazılarının göstericilere silah çekmesi, kamera ve objektiflere yansımıştı. Olayda 2 kişi yaralanmıştı. Çatışmanın ardından inceleme başlatan polis, aynı gün göstericilere silah çeken 3 şahsı 'silahlı adam yaralama' şüphesiyle gözaltına aldı. Şahıslar S.Ü., T.G. ve S.Z. sorgulanmak üzere Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Polis, kişilerin kurusıkı tabanca kullandıklarını tespit etti. Üç şüpheli, sorgularının ardından delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Dolapdere'deki olaylara karışan ve yapılan silah atışlarıyla yaralanan zanlı Şevket Arslan ve Nureddin Doğan, çıkarıldıkları mahkeme tarafından 'terör örgütü üyeliği'nden tutuklandı. Öte yandan İstanbul polisi dün akşam Ataşehir'de bir inşaatta kullanılmaya hazır yaklaşık 50 adet molotofkokteyli ele geçirildi. Olayla ilgili şüpheli bir kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Bu oyuna gelmeyeceğiz
MHP Beyoğlu İlçe Başkanı Osman Gür, önceki gün İstanbul'da yaşanan olayları değerlendirirken Zaman'a önemli açıklamalar yaptı. Kendilerinin, gerginliğin içine çekilmek istendiğini ancak kesinlikle taraf olmayacaklarını belirten Gür, provokasyon olmaması için teşkilatları bile açmadıklarını anlattı. Oyuna gelmeyeceklerini söyleyen MHP İlçe Başkanı, "Silahlarla veya başka bir şeyle sokaklara inmeyiz. Biz bu ülkeyi sıkıntıya sokacak hiçbir harekette bulunmayız. Arkadaşlarımızı da bu yönde sürekli uyarıyoruz. Devletimizin polisi var, jandarması var. Bu tip hadiseler onların işi. Biz karışamayız." dedi.
Dolapdere'de önceki gün karşıt gruplar arasında yaşanan silahlı satırlı kavganın yankıları sürüyor. Olaylar sırasında bazı göstericilerin ülkücülerin sembolü olan 'bozkurt' işareti yapması kafaları karıştırmıştı. MHP Beyoğlu İlçe Başkanı Osman Gür, konuyla ilgili Zaman'a önemli açıklamalarda bulundu. Kargaşanın milliyetçi camiayla ilgisinin olmadığını söyleyen Gür, kavganın Kürt ve Roman vatandaşlar arasında geçmişten gelen bir husumetten kaynaklandığını savundu. "Kavganın siyasi bir yönü kesinlikle yoktur. Ülkücüler de kavganın tarafı değildir." diyen Gür, kendilerinin gerginliğin içine çekilmek istendiğini ancak kesinlikle taraf olmayacaklarını belirtti. Olayda silah kullanan kişilerin kendileriyle bir ilgisinin olmadığını söyledi. "Silahlarla veya başka bir şeyle sokaklara inmeyiz." diyen Gür, kavgalar, gürültüler, kargaşalar ve çatışmaların kendilerine mal edilmek istendiğini ancak oyuna gelmeyeceklerini vurguladı. Gür, "Biz bu ülkeyi sıkıntıya sokacak hiçbir harekette bulunmayız. Arkadaşlarımızı da bu yönde sürekli uyarıyoruz. Devletimizin polisi var, jandarması var. Bu tip hadiseler onların işi. Biz karışamayız." ifadelerini kullandı.
Çıkan olayları kesinlikle tasvip etmediklerini söyleyen MHP İstanbul İl Başkanı İhsan Barutçu da bu tip eylemlerin tamamen provokatif amaçlı olduğunu söyledi. İhsan Barutçu, "Silah çeken şahısların bizim teşkilatımızla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Herkesin çok dikkat etmesi gereken hassas bir dönemden geçiyoruz. Gerginlik ortamının sakinleştirilmesi gerekiyor. Ortada bir problem varsa da sükûnetle halledilmeli. Bu ve benzer olaylarla MHP'nin ilişkisi olamaz." açıklamasında bulundu.
PKK'nın Reşadiye açıklaması tatmin edici değil
Fırat Anlı (KAPATILAN dtp'NİN dİYARBAKIR İL BAŞKANI): DTP'nin kapatılması, Reşadi-ye'de 7 askerin şehit olduğu saldırıyı gölgelerken, PKK'nın 3 gün sonra üstlendiği eylem, Kürtler arasında da şüpheyle karşılandı. Bu konuda en çarpıcı açıklama, kapatılan DTP'nin Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı'dan geldi. Star Gazetesi'ne konuşan Anlı, "Reşadiye'deki saldırıyı PKK'nın yaptığına inanmıyorum." dedi. Eylemin yeri ve biçiminin de PKK eylemlerine benzemediğine işaret eden Anlı şöyle devam etti: "Orası PKK'nın eylem sahası değil, daha çok sol örgütler var. Üstelik bir operasyon veya saldırı da yok. Çarşı izninden dönen askerlere ateş açıldı. Saldırıdan 3 gün sonra üstlendiler ama bu açıklama Kürtleri tatmin etmedi."
Eylemin yeri ve biçimi PKK eylemlerine benzemiyor. Orası PKK'nın eylem sahası değil, daha çok sol örgütler var. Üstelik bir operasyon veya saldırı da yok. Çarşı izninden dönen askerlere ateş açıldı. Saldırıdan 3 gün sonra üstlendiler ama bu açıklama, Kürtleri pek tatmin etmedi. PKK bu eylemi taktik nedenlerle üstlenmiş olabilir. Üstlenerek kontrol dışına çıkma ihtimali olan grupları baskı altına almak ve tabanına güven vermek isteyebilir. Daha önce de benzer nedenlerle bazı eylemleri üstlenmişti. Dershane önüne konulan bomba eyleminde olduğu gibi... Üstlenerek her şey kontrol altında mesajı vermek isteyebilir. Devlet de PKK dışında başka silahlı Kürt gruplarıyla uğraşmaktansa sadece tek bir muhatapla uğraşmayı tercih ediyor.
Alttan alta olağanüstü hal pişiriliyor
Sedat Laçiner (Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı): Açılım biraz ilerleyince DTP'ye yerleştirilmiş derin PKK devreye girdi ve partinin iradesini tamamen ellerine aldı. Partiyi kapattırmak ve sokakta kaos için ellerinden geleni yaptılar. Görünen o ki; PKK hedefe kilitlenmiş durumda ve hedefte de iç savaş var. Sokaklar ne kadar kana bulanırsa, Kürtler ile Türklerin arasının o kadar çatırdayacağı hesap ediliyor. Uçurumun kenarından dönen bir terör örgütü böylece can bulacak. İstanbul, Diyarbakır vs. kana bulandıkça örgütün eylem yapmasına bile gerek kalmayacak. Diğer taraftan sokaklarda PKK'yı aşan işler oluyor. Alttan alta olağanüstü hal, hatta sıkıyönetim pişiriliyor. Andıçlarda, planlarda yapılamayan işler oluyor şu anda. Türkiye, bir şeylere hazırlanıyor. Görünürde PKK var, hedefte ise Türkiye. Sürecin iki sigortası var. Hükümet her iki sigortayı da gevşek tuttu. Ve olan oldu, gevşek hatlar üzerinden gelen akım 2002'den bu yana gelen en ölümcül akım oldu. Danıştay saldırısıyla, 'Sarıkız'la, 'muhtıra'yla, 'ıslak imza'yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan, gümbür gümbür geliyor. Hedef iç savaş, kanlı bir iç savaş.
PKK açılımın aktörü olamadı, iç savaş istiyor
Mustafa Akyol (Gazeteci-yazar): En büyük sorun, PKK tabanındaki koyu milliyetçilik ve Abdullah Öcalan'a tapılma derecesindeki bağlılık. Bu psikolojiyle hareket ettiklerinden açılım politikaları bunları tatmin etmiyor. Türkiye açılımla Kürt vatandaşlara zaten verilmesi gereken hakları verdi ya da verme noktasına geldiğini beyan etti. PKK, bunu kendisi için tehlike olarak görüyor. Çünkü onların isteği Öcalan'ın özgürlüğü ve örgütün kabul edilmesi. PKK bu olmayacaksa Kürtlere hak verilmesi faydalı bile değil bilakis zararlı fikrinde. Çünkü o zaman Kürtleri yumuşatacak bir tablo ortaya çıkacak. Açılım süreci sonunda PKK'nın ve Öcalan'ın fonksiyonu kalmayacak. Korkuları bundan. PKK'nın sokak eylemlerini artırması, sonuçları itibarıyla Türkiye'yi daha milliyetçi bir hale getiriyor. PKK olağanüstü hal isteği hakkında kesin bir şey söylemek zor ama PKK'nın şu an istediği iç savaş. Şiddetten beslenen bir örgüt şiddet olmadığında taban kaybettiğini gördü. PKK'nın menfaati şiddetin yükselmesinde. Türk tarafında da ideolojik koyu bir milliyetçilik var. Bu kesimler de bu işten memnun.
OHAL'in tartışılmasını manidar buluyorum
Süleyman Soylu (Eski DP Genel Başkanı): Sokak eylemlerinde iki taraflı provokasyon, şiddeti tırmandırma stratejisi seziyorum. Sorun Türkiye demokratik açılıma başlamadan öncekinden daha kötü duruma dönerse, bu hükümet yerinde kalamaz. Millet, demokratik açılımın alacağı başarısızlıkta, faturayı siyasetin üzerine keser. Jandarmanın iç güvenlikten çekilmesinin tartışıldığı bugünlerde olağanüstü hali içerecek yeni bir yönetim biçiminin tartışılmasını manidar buluyorum. Demokratik gelişmeyi engelleyecek bu olaylar düşündürücü. Çok net bir şekilde Türkiye'nin son günlerinde yaşanan birtakım karmaşıklıklar başka tarafa yönelik bakışın sağlanması için gerçekleştiriliyor. Hükümetin hemen bir hamleye ihtiyacı var. Seçim barajı en az yüzde 7'ye indirilmeli. Partilerin kapatılması zorlaştırılmalı.
Kaynak: Star- Zaman
Haber Ara