Beyaz Saray'da 'Kurtlar Vadisi İran'
Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Obama ile bugün Washington'da kritik bir görüşme yapacak. İkilinin görüşmesinde ABD'nin yeni Afganistan stratejisi, ek asker talebi ve İran konuşulacak.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-12-07 10:02:00
Başbakan Erdoğan, ek asker talebine yönelik, "Şu anda biz orada yapabileceğimizi yaptık. Asker sayımızı gerekli olan sayıya çıkarmış durumdayız" dedi. Erdoğan, silahlı kuvvetlerin talep gelmeden 700 civarında olan asker sayısını 1750 civarına çıkardığını da sözlerine ekledi.
Ankara, Türk askerinin bölgede çatışmaya girmemesi politikasını sürdürüyor. Obama'nın, özellikle İran’ın nükleer programıyla ilgili Batı'nın hassasiyetlerini de dile getirmesi bekleniyor.
PKK ile mücadele, Ermenistan ile ilişkiler ve Kıbrıs konuları da ele alınacak diğer başlıklar arasında bulunuyor. Erdoğan, Amerika ziyaretinin ardından, 9 Aralık’ta Meksika’ya geçecek.
Beyaz Saray'da 'Kurtlar Vadisi İran'
Ali H. Aslan'ın Zaman gazetesinde zirve ili ilgili yayımlanan analizi...
Başbakan Erdoğan ile Başkan Obama'nın bugün Beyaz Saray'da yapacağı görüşmenin zamanlaması hem Türkiye hem ABD açısından fırsatlar doğuruyor. Türk tarafı, ABD hükümetinde, dış politika elitinde ve kamuoyunda Ankara'nın çeşitli politikalarıyla ilgili artan bazı şüpheleri gidermeye çalışacak. Amerikan tarafı ise hazır Türkiye'deki icranın başını yakalamışken, İran ve Afganistan başta olmak üzere Washington için hayati öncelikli bazı konularda daha fazla işbirliği için bastıracak.
Zirve öncesinde Türk-Amerikan ilişkilerinin geldiği nokta açısından büyük resme şöyle bir bakalım. ABD Başkanı Obama, dış politikasında Türkiye'yi önemli bir yere koyduğunu göreve geldikten sonra bölgeye ilk ikili ziyaretini geçen nisanda Ankara'ya yaparak göstermişti. Erdoğan'ın Washington ziyareti de, hükümetin ABD ile kanallarını açık tutma yönünde attığı adımların sonuncusu. Irak Savaşı'nda patlak veren derin krizin ardından Bush iktidarının son yıllarından itibaren tamir edilmeye başlayan ikili ilişkilerde şu an gelinen nokta şaşırtıcı derecede olumlu.
Türkiye'nin öncelikli dış politika gündem başlıkları ile ABD'nin bölgesel gündemi arasındaki örtüşme büyük. Her iki ülkede de sorunları angajmanla çözmeye öncelik veren bir dış politika anlayışı hakim. Müşterek stratejik hedeflere sahip olan ABD ve Türkiye arasında birkaç alandaki taktiksel farklılıkların eskiye nazaran daha serinkanlı ve gerçekçi şekilde değerlendirildiği de söylenebilir. Newsweek dergisi son sayısında Obama yönetiminin Türkiye konusundaki kilit yetkilisi Phil Gordon'dan 'anlaşmadığımız noktalar, anlaştıklarımızdan fazla' şeklinde bir alıntı yapmıştı. Gordon, hemen dergiye düzeltme gönderdi ve sözlerinin yanlış aksettirildiğini bildirdi. Çünkü ABD'nin resmî görüşü ve söylemi, bunun tam tersi. Ve Gordon o söylemin önde gelen mimarlarından.
Tabii büyük resme bakılınca manzaranın genel manada iyi olmasından rehavete kapılmamakta da fayda var. Çünkü uluslararası ilişkilerde, bazen hayati bir konudaki anlaşmazlık, diğer alanlardaki çok sayıda mutabakata negatif çarpan etkisi yapabiliyor. Bunun örneğini Türkiye'den Irak Savaşı'na arzu ettiği oranda destek alamamasının ardından ABD'nin tüm ilişkileri adeta dondurmasında gördük. Benzer şekilde Türkiye için hayati bir konu olan PKK terörü meselesinde ABD'nin Kuzey Irak boyutuyla yardım etmekte gecikmesi, Ankara'yı Washington'dan iyice soğutmuştu. Bir zamanlar 'metal fırtına' kehanetlerini neredeyse doğru çıkaracak şekilde ilişkileri geren Irak meselesi, her iki tarafın da attığı yapıcı adımlar sayesinde, bugün gündemin radyoaktif olmayan maddeleri arasında. Ancak mazide kalan 'Kurtlar Vadisi Irak' filminin yerini yakın gelecekte 'Kurtlar Vadisi İran'ın alma ihtimali var...
OBAMA İRAN'A YAPTIRIM İÇİN DESTEK İSTEYECEK Erdoğan-Obama zirvesinin en önemli gündem maddesinin İran olacağı aşikar. Obama, Erdoğan'a 'İran'ın nükleer programını şeffaflaştırması noktasında ikna gayretleriniz için teşekkür ederiz. Ancak iş Tahran'a yaptırımlar yapma noktasına gelirse sizi mutlaka yanımızda görmek isteriz' mesajını verecektir. ABD yönetimi, İran'a 'iyi polis' rolü oynayan Türkiye'nin gayretlerini genelde faydalı buluyor. Ancak son dönemde Tahran'la aşırı samimi görüntü verilmesinden de şüphe duyuluyor. İktidardaki AK Parti liderlerinin dinî hassasiyetleri, Türkiye'nin İran'la Batı'ya karşı bir kültürel dayanışma içine girebileceği yönündeki vehimleri körüklüyor. 'Eksen kayması' korkuları temelde bundan besleniyor. Tabii İran rejimine husumeti bilinen İsrail'le Gazze savaşından bu yana gerileyen ilişkiler de işin tuzu biberi oluyor.
Resmî görüşmelerde bir kaza çıkmasından pek endişem yok, ama Washington'da üç ayrı düşünce forumunda konuşacak ve basına demeçler verecek olan Sayın Başbakan'ın özellikle İran konusunda mesaj ayarını çok iyi yapması gerekiyor. Benzer hassasiyet gösterilmesi gereken bir başka konu da Sudan rejimi ve lideri El Beşir'e ilişkin söylem.
ABD'de yaygınlaşan kanaat, Ankara'nın Batı karşıtı bazı baskıcı rejimlerle angajman boyutunu aşıp koruma kollama safhasına geçtiği istikametinde.
İlişkilerde orta vadede krize yol açma potansiyeli olan bir diğer konu ise Ermenistan'a açılım meselesi. Başkan Obama, 'soykırım' dememe karşılığında Ankara'dan Erivan'la ilişkileri normalleştirme sözü almıştı. Azerbaycan'ın Karabağ itirazı olmasa, belki şimdi o noktada olabilirdik. Amerikalılar Karabağ sorununda ilerleme sağlanmasının resmî önşart olmadığını söylüyor. Ve ilk fırsatta Meclis'ten geçirilmesini teşvik ediyor. Ancak muhalefet tarafından çok istismar edilen ve Azerbaycan'ın kaybedilmesine yol açabilecek bu seçeneğe hükümet sıcak bakmıyor. Çünkü Türkiye bir demokrasi ve seçim denen bir şey var. Kendi seçmenlerinden gelen 'soykırım'ı tanıma baskısından kurtulmak için Ankara'ya bastıran Obama'nın bunu anlayışla karşılaması ümit ediliyor. Erdoğan, protokolleri kilitleyen Karabağ sorununda ilerleme sağlanması için Obama'dan ağırlığını koyarak Minsk Grubu'ndaki çalışmaları hızlandırması ricasında bulunacaktır.
Afganistan konusu, Obama'nın yeni stratejisini açıklamış olmasından dolayı şu sıralar sıcak. O da mutlaka gündeme gelecektir. Türkiye'nin zaten yapılan askerî katkılarının yanı sıra özellikle sosyal ve ekonomik varlığı nazara verilecektir. Obama yönetimi ise bunları takdir etmekle birlikte daha yüksek riskli bölgelere takviye Türk askeri isteğinde ısrarcı olacaktır.
Kısacası Obama-Erdoğan zirvesi, rutin bir iş toplantısı şeklinde cereyan edecek. Başta yukarda zikredilenler olmak üzere Kıbrıs, enerji, Ortadoğu barışı, belki biraz da insan hakları gibi konular mütalaa edilebilir. Yani fazla heyecanlanmaya gerek yok...
SON VİDEO HABER
Haber Ara