Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Albay Varımlı'nın son polis ifadeleri

İstanbul'da evinin balkonundan atlayarak intihar ettiği öne sürülen emekli Albay Varımlı, 10 ay önce 'çete'den gözaltına alınmıştı. İşte Albay'ın o gün verdiği ifade...

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-28 13:26:00

Albay Varımlı'nın son polis ifadeleri
Savaş Akın'ın haberi...

Geçtiğimiz günlerde Kadıköy’deki evinin balkonundan atlayarak intihar ettiği öne sürülen Albay Ali Belgütay Varımlı’nın, 10 ay önce çete kurmak suçundan gözaltına alındığında polise verdiği ifadede ilginç detaylar ortaya çıktı.

Varımlı’nın yurtdışından getirilecek yüklü bir para ile ilgili olarak üstdüzey birçok görevli ile temas ettiği ve Bedrettin Dalan’a ait Beykoz Keçilik’teki bir arazinin denize açılmasına aracılık ettiği ortaya çıktı

’Çete kurmak’ suçlamasıyla gözaltına alınan ve polis tarafından sorgulanan Albay Ali Belgütay Varımlı’nın poliste verdiği ifade de ilginç detaylar ortaya çıktı. Varımlı’nın o dönemde uzun bir süre İstanbul Organize Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından teknik ve fiziki olarak takip edildiği belirtilirken yüklü miktarda yurtdışından gelecek bir para için arabuluculuk yaptığı anlaşıldı. Polise verdiği ifadede yurtdışından getirilmek istenen yüklü miktardaki paranın Sabri Donat isimli bir işadamına ait olduğunu söyleyerek Albay Varımlı şöyle anlattı:

KOMUTANIM TANIŞTIRDI:

Komutanım olan emekli general Cengiz Aycan ve emekli binbaşı Gültekin Sakin bana İsviçre’deki Amerikan FED Bankası’nın fonlarında yüksek miktarda parası olduğunu ve bunu Türkiye’ye hibe etmek isteyen bir şahıs olduğunu benim de Başbakanı tanıdığımı bildikleri için vatandaşa yardımcı olabileceğimi düşünerek Ankara Stad Otel’de Sabri Donat ile tanıştırdılar. 2007 Kasım’a kadar parayı Türkiye’ye getirmek için uğraştım. Donat bu parayı Türkiye’nin iç ve dış borçlarının kapatılması, okul ve hastane yapılması, Güneydoğu’ya büyük yatırımlar yapılması için hibe edeceğini anlattı.

BAŞBAKAN’LA GÖRÜŞTÜM:

Bu konuyla ilgili olarak 2006 yılı Kasım ayında Meclis’te Özel Kalem Müdürü Serdal Çam vasıtasıyla Başbakan Erdoğan ile görüştüğüm. Başbakan bana ’Araştırma yap, resmi kurumlarla görüş onlar onay verirse hayırlı olur inşallah’dedi. 2006 yılının Kasım ayında emekli binbaşı Gültekin Sakin ile MASAK’a daha sonra BDDK’ya gittik. MASAK’ta bana işadamı Sabri Donat’ın bir suçla bağlantısının olmadığını söylendi. BDDK Başkanı ile yaptığımız görüşmede kendisi paranın transferinde herhangi bir mani olmadığını, Merkez Bankası üzerinden gelmesi gerektiğini, ümitlerinin bu paranın gelmesi yönünde olduğunu söyledi.

BÜROKRATLARA SORDUM:

Daha sonra özel kuvvetlerden arkadaşım olan emekli Albay Ümit Özbal vasıtasıyla Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner ile görüştüm. Sabri Donat’ın bir suç kovuşturması olup olmadığını sordum. Daha sonra Donat bana yurtdışındaki parasının bir kısmını Vakıflar Bankası aracılığıyla Türkiye’ye getirmek istediğini beyan etmişti. Hazine Müsteşarı Onur Yılmaz ile görüştüm. Bana, Donat ve birlikte iş yaptığı Alman Hans Wolker isimli kişinin bu parayı transfer etmek için talimat verdiklerini ama Vakıfbank’ın bütçesinin bu meblağı karşılayamadığı için transferin yapılamadığını söyledi.

BELGE YAZICI’DA:

İstanbul’a döndüğümde bu konuyu Bedrettin Dalan’a anlattım. Dalan da Donat ile görüşmek istedi. O görüşme sırasında Donat, Wolker’ın Türk vatandaşı olmak istediğini söylemişti. Dalan bir ay sonra Wolker ile görüşmek istedi. Ankara Sheraton Otel’de bir görüşme ayarladık. Görüşme sırasında Donat, bu parayla Türkiye’nin iç ve dış borçlarını kapatacağını, doğu ve güneydoğuya yatırım yapacağını, okullar hastaneler yaptıracağını her Türk ailesine para vereceğini söyledi. Ben de bu yazılı olarak vermesini istedim. O da belgeyi verdi. Ben de bu belgeyi ve Vakıflar Bankası’na verilen talimat belgesini Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı’ya verdim. Donat bir süre sonra parayı getirmekten vazgeçtiği ve benle bir daha görüşmedi.

5 kişi hakkında suç duyurusu

19 sayfalık polis ifadesinin 11. sayfasında olayın bir dolandırıcılık olayı olabileceği düşünülerek Merkez Bankası’ndan bilgi istendiği ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldığı bildiriliyor. Polisin savcılığa bildirdiği suç duyurusundaki isimler ise şunlar; Farzin Koroorian Motlangh, Farkhonde Koroorian Motlang, Amonallah Alinejad, Gültekin Sakin ve Sabri Sayan.

Erdil’i mahkum ettiren albay

VARIMLI’nın adı eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral İlhami Erdil, eşi Füsun Erdil, kızı Deniz Erdil’in de aralarında olduğu 16 sanığın ’askeri ihalelerde yolsuzluk yapmak ve devleti zarara uğratmak’ iddiasıyla yargılandığı davada gündeme gelmişti. Tanık olarak dinlenen Varımlı’nın mahkemede anlattıkları büyük yankı uyandırmıştı. Varımlı’nın önemli bir iddiası daha vardı: “Erdil’in kızı Deniz Erdil’in, arkadaşı Şirin Melek Özden’le ortağı oldukları Herkel şirketinden yapılan boya alımlarını incelerken Alaattin Çakıcı’ya bile arattırdılar. Çakıcı beni aradı. Tehdit etti. ’Ev barkla ilgilenme’ diye konuştu.

'Dalan arazi karşılığı bina önerdi'

Dinlemeye takılan bir görüşmede ise Albay Varımlı ile Sabri Donat arasında şu diyalog geçiyor:

Varımlı: Şimdi Konya hadisesinden bahsettim ve kendisine şunu söyledim. Dedim ki Türkiye’ye gelen giden her türlü şeyden haberin olur mu? Olur dedi. Siz bu Konya hadisesinden emin misiniz

Donat: Efendim ben değil siz onu Gültekin’den beraber zaten komfirme ettiniz şimdi Konya’yı çok iyi biliyorum, ordan da çıkmış olabilir. Askerin insiyatifindedir yeni iki taraf

Varımlı: Şimdi ben o kanadın olduğu operasyondan bilgim yok

Bu konuşma üzerine polis, Albay Varımlı’ya ’O kanadın olduğu operasyondan bilgim yok’ derken neyi kast ediyorsunuz. Sabri Donat’ın ’Askeriye gitti getirdi parayı ben yetki verdim’ diyerek bahsettiği konu nedir. Bu para yurtdışından getirilecek para konusu mudur?’diye sordu. Albay Varımlı bu soruları “O kanat olarak belirttiğim şey Silahlı Kuvvetler’dir. Silahlı Kuvvetler’in para transferi yapıp yapmadığından bir bilgim yok. Bu bilgiler aldığım Gültekin Sakin bana Silahlı Kuvvetler’in Konya, Çiğli ve İncirlik’e yurtdışından para getirdiğini söyledi. Ancak ben çalıştığım dönemde Silahlı Kuvvetler’in böyle bir tranfer yapmayacağını, Gültekin’i Sabri Donat’ı yanılttığını düşündüm. Türk Silahlı Kuvvetleri böyle bir şey yapmaz” diye cevapladı.

Sorguya katılan polis ekipleri Varımlı’ya, “Sabri Donat ve Gültekin Sakin’in para transferi konusunda sizin görüştüğünüz bir kişiden ve görüşmelerinden bahsediyorlar. Paranın transferinde görüştüğünüz kişi kimdir ve ne ilgisi vardır?” sorusunu da yöneltti. Varımlı’nın cevabı ise “Emekli general Cengiz Aycan’dır. Emekli Aycan, Genelkurmay Başkanı Mehmet Yaşar Büyükanıt’a giderek para transferi için yardım istediğini söyledi. Ama bu konuda da Büyükanıt’ın ne cevap verdiğini bilmiyorum” oldu.

Dalan’dan modern bina teklifi

Bedrettin Dalan’ın Beykoz Keçilik’te bulunan 82 dönüm vakıf arazisiyle ilgili kendisine yöneltilen bir soruyu da, “Bedrettin Dalan’ın Beykoz Keçilikte 82 dönüm vakıf arazisi vardır. Bu arazinin önünde Sualtı Taaruz Komutanlığı’nın binası vardır. SAT’ın binası deniz tarafındaydı. Bedrettin Dalan’ın arazisi bu yüzden denize açılmıyordu. SAT’ın arazisinin verilmesi karşılığında SAT’a gösterilebilecek bir yerde modern bir bina yapma teklifini Bedrettin Dalan’ın özel danışmanı sıfatıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na takdim etmek üzere gitmiştim” diye yanıtladı.

Büyükanıt’la görüştüm

Polislerin “Bodrum’da Genelkurmay Başkanı’yla görüştüğünüzü söylüyorsunuz. Ve Dalan’a görüşmelerinizi aktarmışsınız. Ne görüştünüz?” sorusuna da Varımlı, “Ailemle birlikte Bodrum Askeri Kampı’na gitmiştik. Havuz başında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı gördüm bir müddet konuştum. Bu konunun Dalan’la ilgisi yoktur. Gündemle ilgili konulardır” diye konuştu.

Paşaların iktidar savaşının ortasında yer almıştı...

AdI Ergenekon iddianamesine giren, Özden Örnek’in günlüklerinde de geçen Ali Belgütay Varımlı, paşaların iktidar savaşının ortasında yer almıştı. 2003 yılında dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Bülent Alpkaya’nın Albay Varımlı’ya emir vererek, “Özden Örnek ile ilgili ne bulursan bana getir. Bütün yaptıklarını yolsuzluklarını rapor haline getir” dediği günlüklerde yer aldı. Alpkaya’nın bu raporlarla Özden Örnek’in önünü keserek bir yıl daha Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak kalmayı planladığı günlüklerde yer almıştı. Bu konuşmayı üzerine taşıdığı dinleme cihazına kaydeden emekli Albay Varımlı, 2003’teki Askeri Şura’da Alpkaya’nın yerine Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Özden Örnek’e dinletmişti. Örnek, kendisine yönelik bu rapor olayından sonra Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve dönemin Adli Müşaviri Erdal Şenel ile bu olayı paylaştığını günlüklerinde anlatmıştı. Hilmi Özkök’ün de desteklediği Bülent Alpkaya, Özden Örnek ile ilgili iddiaların işleme konulmasını Şura öncesinde istemiş ama bunda başarılı olamamıştı.

Kaynak: Vatan

Haber Ara