Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Değişen kurban, ifsad edilen kurban

Bugün yaşadığımız toplumda hayatımızın yönünü tayin etme konusunda irademiz, zihnimiz, kalbimiz belirleyici olmamakta ve idrakimiz hayata yön vermemektedir.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-24 16:04:00

Değişen kurban, ifsad edilen kurban
Aydın Işık*

Ne hazindir ki biz istemediğimiz halde bugünkü koşullar bize dayatılmaktadır. Bireysel ve toplumsal tercihlerimiz yerine hâkim iradenin dayatması hepimizi etkisizleştirmiş hayatın pratikleri içinde teslim almış durumdadır. Biz inandığımız gibi yaşamıyoruz. Dayatılan bir hayatın sürüklediği süreçlere doğru her şeyi doğal karşılıyoruz ve teslimiyetçi bir zihniyetin kurbanları olarak ibadetler konusunda da geleneğe teslim olmuş bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görmeliyiz.

Çünkü hâkim irade dönem dönem Müslüman halkların toplumsal ibadetlerine müdahale etme sekteye uğratma yıldırma bıktırma toplumsal ibadetlerin gerçekleşmemesi konusunda elinden gelen her tür haksızlığı ve hukuksuzluğu yaparak Müslüman halkları ve bireyleri sindirmeye çalıştı.

Önümüzde kutlu “Kurban Bayramına” kavuşmak ve onu bir bilinçle karşılamak onun gereğini içtenlikle yerine getirmek Müslümanların önemli bir görevi ve sorumluluğudur. Bayramlar dünyada Müslüman halkların kutladığı ve İslam medeniyetinin benimsediği ibadet olarak nitelendirildiği bireysel ve toplumsal sorumlulukların en hassas bir biçimde yerine getirilmesi önemle her Müslüman bireye tavsiye edilmiş sorumluluklar yüklemiştir. Bayram günleri kardeşliğin dostluğun kucaklaştığı bütünleştiği Müslümanların kendi aralarında olumsuzlukları aralarından kaldırarak bütünlüğü yeşerttiği zenginleştirdiği günlerdir.

Birçok anlamın yara aldığı, zedelendiği, tahribata uğradığı bütünleşmenin gölgelendiği, adına modern dünya denilen bugünkü dünyada Müslüman halkların hayatın dinamikleri içinde tercihlerine asla müsamahayla bakılmadığı bugünün dünyası Müslüman halkların her tür İmkânlarını pervasızca kullanmakta ve Müslüman halkların değerlerini istismar etmekte bir beis görmüyor. Bugünün yüzü tiksindirici bir yüzdür bugünün yüzü beraberinde ikilemeyi yaşatmaktadır. Bireyin kendi kaderini tayin etme hakkını gasp etmektedir. Bireyin üzerinde jakoben bir irade uygulamakta ve köleleştirmektedir. Bu iki yüzlülük Müslüman halkların ekonomik imkânlarını talan etmektedir. ,

Kurban Bayramı ekonominin çok önemli bir tabanını oluşturmakta ve kurban bayramında ciddi parasal rakamlar söz konusu ve toplumun önemli bütçesini oluşturmaktadır. Kurban ibadetine kirlilik bulaşmaktadır. Kurbanı seçerken kime para vereceğimizi, paramızın kime gideceği konusunda son derece hassas olmak durumundayız. Müslümanların canını malını değerlerini hiçe sayanlara ekonomik katkıda bulunmak kurban olmaktan çıkar toplumsal bireysel günaha dönüşür. Ekonomi dinin bir parçasıdır ekonomiyi dinden ayrı olarak değerlendirmek dinin temelini yok saymak anlamına gelir. Yoksulluğun ve çaresizliğin olduğu bir yerde inanç bütünlüğünden bahsedilemez.

Her sene ülkemizde olduğu gibi bu senede kurbana yaklaştığımız bugünlerde Allah'ın men ettiği, yasakladığı kendisine iman eden bireylere ve toplumlara haram olarak nitelendirdiği hukuken ve ahlaken necis olarak çirkin olarak İslam’ın önemle üstünde durduğu konulardan biride alkoldür. Alkolü imal eden satan içen içmeye teşvik eden öven övdürten aynı kategoride değerlendirilmiş imalatçıların ve satıcıların daha çok kınandığını görüyoruz hukuki metinlerde. Bu Müslümanlar açısında böyledir İslam medeniyeti kendisine inandığını ikrar eden insanlar için Alkol konusunda ölçüleri koymuş ve Müslümanların Alkolden sarhoş eden her tür içeceklerden uzak durmalarını emretmiştir ve bunu günah ve haram olarak nitelendirmiştir. Ülkemizde bireylerin modern hukuk açısından hem hakları hem tercihleri olabilir bu insanların kendi bileceği bir iştir kendilerini bağlar. Ancak bir Müslüman için alkolün satıldığı bir yerde büyük miktarlarda tüketildiği ulusal marketlerde ve bu marketlerin sahiplerinde taksitle kurban alarak kesmeleri hukuki konumu İslam hukukçularına düşmektedir. Ancak ahlakı açıdan doğru olmadığı hiçbir açıklamanın da geçerli bir sebep oluşturmayacağını bilmek gerekir. Bir Müslüman insanın ibadetin gerçekleşmesi için ibadetten önceki sürenin doğru olması ve helal olması gerekir.

Kurban seçerken kurbanlık hayvanların fiziksel yapısının yaralı olması tahribata uğramış olması ayağının kırık olması dişlerinin eksik olması kulaklarının eksikliği hastalığının olması halinde kurban olarak seçilmeyeceğini ve kurban edilmeyeceğini hukuken belirlemiş İslam hukukunun tanımladığı kapsama girmeyen hayvanların kurban olmayacağını açıklamakta ve bu konunun hassasiyetle incelenmesini söyleyen bir medeniyet şüphesiz ki bu kurbana verilen paranın üstünde titizlikle durulması gerektiği bir ahlakı gereklilik olarak her Müslüman’a bir öğreti olarak sunmuş ve tanımlamıştır. Nasıl olur ki kurbana vereceğiniz bir paranın kime gittiğini kimin ekonomisine katkıda bulunduğunun nasıl harcandığının hesabını yapmaz ve önemsemezsiniz? Kurbana verilecek paranın nereye gideceği kimlerin ekonomisine katkı sağlayacağı kurbandan daha önemlidir. Zalimlere ekonomik katkıda bulunmak zulmün ta kendisidir ve bireysel olarak içki satan bir kurumdan bile bile kurban almak doğru değildir, ibadetinizi kirletir.

Allah için kurban kesmek kurbanla ilgili bütün koşulları yine Allah için hassasiyetle yerine getirmek kurban kadar kurbandan daha önemli sorumluluklar gerektirir. Kurban parasının helal olması kurban bedelinin helal bir biçimde bireylere ve topluma harcanmak üzere yine doğru ve usulüne uygun kurbana verilmesi en az kurban kadar önemlidir. Kurban aldığımız kurumları kişileri seçmemiz kurban ibadeti kadar incelikler arz etmektedir. Bugün alkol satanlar kendilerini ehli kitap olmadıkları bizde Müslüman’ız diyen kişilerden oluşmaktadır. Bir insanın hem kendini Müslüman olarak nitelendirmesi hem alkol satması doğru değildir müraice bir tanımlamadan başka bir anlam ifade etmez. Müslüman bir insan Allah ve Resulü’nün men ettiği işlerle iştigal etmez. Allah ve Resulü’nün önerilerine teslim olur Müslüman olmanın anlamı da teslim olmaktır. Onun için imanın temel ölçüsü El-buğzu lillah El-hubbu lillahtır. İslam kendisine iman edenlere yol üstünde topluma engel teşkil edecek kazaya ve musibete sebebiyet verecek bir çakıl taşının yoldan alarak başka bir yere atmayı insanları gelecek bir tehlikeden korumak imanın en ufak bir şubelerinden şube olarak tanımlamaktadır.

Her tür ihtiyacımız için harcayacağımız paranın nereye gideceğinin hesabını yapmak özellikle bütün bir insanlık tarafından tasvip edilmeyen alkolün satıldığı kurumlardan kurban almak ve o müesseselere hayatiyeti olmadığı sürece alışverişte bulunmamız bilgisizliğin ahlakı zafiyetin ve tabir yerindeyse iradesizliğin yansımasıdır. Haramilere her anlamda katkılarda bulunmaktan kaçınmak önemli bir ilkedir. Çünkü keseceğiniz kurbanın ne eti ne de kanı Allah'a ulaşır. Bizleri Allah'a ulaştıracak yegâne yol erdem sahiplerinin bilgi sahiplerinin yürüdüğü yoldur. Sadece bir hayvan kesmek için yapanlara bir sözümüz yoktur. Müslüman bir birey hayvan kesmek için kurban kesmez. İç dünyasında bir İsmail oluşturmak için kurban keser. Yoksullara bakmak onların imdadına ulaşmak Müslümanların sorumluluklarının arasında tanımlanmıştır. Kurban bir bilincin insanın kendisi ile yüzleşmenin ve kendisini arındırmanın yoludur. Kurban koyun kesmek değil bir bilinci yeşertmenin yaşatmanın ekonomik paylaşmanın adaletle incitmeden kırmadan rencide etmeden toplumla birey ile kucaklaşmanın bütünleşmenin adıdır. Kurbanı idrak ederek kutlayanları bu vesile ile kutlar zihinlerimizin düşünsel her tür kirlenmeden arınmayı dileyerek yeryüzünde bütün Müslümanların kurban bayramının zihinsel bayrama dönüşmesini dilerim.

*Şair-Yazar

Haber Ara