Yemen’de çatışmalar şiddetlendi
Yemen’deki savaş bölgeye yayılıyor. Suudi Arabistan havadan, karadan ve denizden Husi savaşçılarını bombalıyor. Binlerce kişinin öldüğü saldırılarda, 200 bin kişi mülteci durumuna düştü.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-11-20 14:24:00
Yemen, son aylarda adı konulmamış büyük bir iç savaş yaşıyor. Ülkenin kuzeybatısında Suudi Arabistan sınırındaki Saada bölgesinde yönetime karşı silahlı mücadele veren Zeydi Husi grubuyla hükümet güçleri arasında çıkan çatışmalarda şu ana kadar binlerce kişi hayatını kaybetti, on binlerce kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Suudi Arabistan ve Yemen ordusunun Husileri havadan, karadan ve denizden bombaladığı belirtildi. Dünkü çatışmalarda 6 Suudi askerinin de öldüğü vurgulandı. 11 Ağustos’ta başlayan savaşın giderek şiddetlendiği kaydedildi. Çatışmalarda şimdiye dek binlerce kişinin öldüğü ve 200 bine yakın insanın da mülteci durumuna düştüğü bildirildi.
Beyaz fosfor kullanılıyor
Suudi Arabistan’ın çatışmalarda uluslararası hukukça yasak olan beyaz fosforu kullanması insan hakları örgütlerinin tepkisini çekti. İnsan hakları örgütleri Arabistan’ın savaş suçu işlediğini açıkladı.
İslami İnsan Hakları Komisyonu, kimyasal silahların, bilhassa beyaz fosforun sivil halk üzerinde kullanımını kınarken, uluslar arası toplumu Suudi Arabistan’ın savaş kanunları ihlalini durdurmaya ve baskı kurmaya davet ediyor.
İslami İnsan Hakları Komisyonu başkanı Mesud Şadjareh “Suudileri bölgede yüzlerce insanın ölümüne neden olan bombalama operasyonunu hemen durdurmaya çağırıyoruz," dedi. Bölgede çekilen fotoğraflar Gazze’de İsrail tarafından fosforlu gazla bombalanan kurbanların durumunu hatırlatıyor. Yemen’deki mağdurlar da uğradıkları saldırılar sebebiyle uluslararası destek ve yardım bekliyor.
Sivil katliamı resimlerini görmek için tıklayın
UNICEF bölge sorumlusu, Yemen’de sürekli bir sorun olan yetersiz beslenme alarm düzeyine çıkarken, kampta çocuklar arasında ölümler tespit edildiğini belirterek, kamptaki yüzlerce çocuğun ağır yetersiz beslenme sorunuyla tedavi altına alındığını kaydetti.
Çatışmalar özellikle 800 bin nüfusu bulunan ve Suudi Arabistan sınırına yakın olan Husilerin ağırlıkta yaşadığı Saada bölgesinde yaşanıyor. Yemen ve Suudi savaş uçaklarının özellikle, Saada'nın Sakin, Yasnam, Sudan, El İnd, Haraf Sufyan, Amran ve Maran bölgelerindeki Husilerin hedef alındığı belirtiliyor. Yemen'de azınlıkta olan Zeydiler, ülkenin kuzeyinde çoğunluğu oluşturuyor.
Yemen ve Husiler arasındaki bu çatışmalar, 2004’ten bu yana meydana gelen 6. savaş. İlk çatışma 18 Haziran 2004 yılında Yemen’in Husi cemaatinin lideri Hüseyin el-Husi’yi öldürülmesi ile başladı. O günden sonra hemen her sene bir savaş patlak verdi. Ağustos 2009’da başlayan çatışmalar ise devam ediyor.
Mazlum-Der: Yemen'deki Durumlar Endişe Verici
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL, Yemende son aylarda patlak veren iç savaş ve beraberinde yaşanan insani krizi hatırlattı.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL'ın bugün yaptığı basın açıklamasını sunuyoruz:
Yemen’de artan çatışmalar endişe vericidir!
Arap yarımadasının güney batısında, Bab-ül Mendeb ve Kızıldeniz’in doğu yakasında bulunan Yemen son aylarda iç savaşlar ve insani krizlerle gündeme gelmektedir. 23 milyonluk nüfusunun çoğunluğu Sünni olan ülkede %30 civarında Şii Zeydi azınlık bulunmaktadır. Zeydi azınlığın yoğun yaşadığı ve Suudi Arabistan sınırındaki Saada bölgesi ise bugünkü çatışmaların merkezi durumundadır.
Tarihsel bakımdan çatışmaların kaynağı daha da gerilere gitmekle beraber, 2004 yılında yaşanan gelişmeler ve bölgedeki muhalif Zeydi grubun lideri Hüseyin el Husi’nin öldürülmesiyle ihtilaf zirveye çıkmış, ardından konu uluslar arası toplumun gündemine gelmiştir. 2004’ü takip eden yıllarda çatışmalar aralıklarla devam etmiş, 2009 yılı Ağustos ayında başlayan son çatışma ise henüz durdurulamamıştır.
2009 Ağustos’unda başlayan iç savaş bölgede büyük çaplı bir insani krize neden olmuştur. Uluslar arası toplum yaşanan insani krizi çözme noktasında henüz bir ilerleme gösterememiştir. Çatışmalar şiddetini arttırarak devam etmiş ve Suudi Arabistan’ın güneyine de sıçramıştır. Suudi Kuvvetleri havadan ve karadan Yemen içlerine 10 km kadar girerek tampon bölge oluşturma amacıyla saldırılarını devam ettirmektedir. Son günlerde medyada yer alan, Suudi yönetiminin bölgede Husilere karşı fosfor ve yakıcı diğer silahları kullandığına dair iddialar Uluslararası Af Örgütü tarafından Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı’na; “bu silahların kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldıysa siviller için nasıl bir önlem alındığı” şeklinde sorulmuş ama Suudi yönetiminden konuya ilişkin henüz bir cevap gelmemiştir.
Çatışmaların durdurulamaması ve Suudi Arabistan’ın güney bölgelerine yayılması bölgedeki insani durum açısından endişe vericidir. Ağustos ayından beri devam eden çatışmalarda kesin olmamakla beraber 170-200 bin arasında kişinin mülteci durumuna düştüğü ve yüzlerce kişinin de öldüğü tahmin edilmektedir. Birleşmiş Milletler bölgeyle ilgili acil gıda, çadır ve diğer yardım malzemeleri için çağrı yapmaktadır. Aynı şekilde UNICEF bölgedeki çocuklarla ilgili yetersiz beslenme sorunu olduğu ve yüzlerce çocuğun bu nedenle ölüm tehlikesiyle ilgili karşı karşıya olduğunu açıklamıştır. Dünya Sağlık Örgütü ise bölgedeki imkânların çok yetersiz olduğu ve acil tıbbi destek sağlanması çağrısında bulunmuştur.
Çatışmaların Suudi Arabistan’a sıçramasıyla birlikte Suudi yönetimi bölgedeki köyleri tahliye etmiş, ülkeye daha önceden gelmiş olan Yemenli göçmenleri ve işçileri geri göndermeye başlamıştır. Gelecek olan sığınmacılara da sınırı kapattığını açıklayan Suudi yönetimi uluslararası insani hukuku ayaklar altına almak bir yana savaşın tahribatını arttırmaktadır. Yardım örgütlerinin bölgede rahat çalışamaması ise durumu daha da ağırlaştıran bir diğer faktördür. Tarafların yardım örgütlerinin bölgede rahat çalışabilmesi ve çalışanlarının can güvenliklerinin sağlanması noktasında üzerlerine düşeni yapmaları gerekmektedir.
Bölgeden gelen haberler, çatışan tarafların çocukları savaşta kullandığı, sivil yerleşim yerlerini ayrım gözetmeksizin bombaladığı ve sivil alanlara anti-personel mayın döşediği şeklindedir.
MAZLUMDER etnik, dinsel ve mezhepsel hiçbir ayrım yapılmaksızın bölgedeki çatışmaların son bulması, mültecilerin geri dönüşünün kolaylaştırılması, insani durumun düzeltilerek bölgenin yardım kuruluşlarına ve insan hakları örgütlerinin denetimine açılması, olaya üçüncü bir taraf olarak müdahale eden ülkelerin bu tür girişimlere son vermesi için çağrıda bulunmaktadır.
MAZLUMDER etnik, dini veya mezhebi farklılıklar sorunun politik hesaplaşmanın kanlı malzemesi yapılmak yerine evrensel insani ilkeler ve uluslararası hukukun hakemliğinde çözülmesinin, yüzyıllar içinde biriktirilmiş olan beşeri deneyimin hikmetine uygun düştüğünü bir kez daha hatırlatır.
SON VİDEO HABER
Haber Ara