Dolar

34,8885

Euro

36,7597

Altın

3.043,31

Bist

10.058,47

Sudan'da ayrılık, Filistin'de 3. intifada

Arap basınında bugün Güney Sudan liderinin ayrılık çağrıları, Filistin'de başlayan üçüncü intifadanın yanısıra Afgan seçimlerini kazanan Karzai gündeme geliyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-04 14:58:00

Sudan'da ayrılık, Filistin'de 3. intifada
Leyla Ebumellal / Timeturk

Arap basını bugün 2011 yılında yapılacak referandumla kaderi belirlenecek Güney Sudan'ın lideri Salva Kiir'in ayrılık çağrıları, bu ayrılığın gerçekleşmesinin sadece düşmanı sevindireceği, İsrail'in Kudüs ve Batı Yaka'yı Yahudileştirmek için sürdürdüğü girişimlerin bir intifada anlamı taşıdığı, İsraillilerin bizzat bunu söyledikleri ve Afgan seçimlerini yine de yolsuzluk ve sahtekarlıklarıyla bilinen Karzai'nin kazandığı konularına değiniyor.

Daru'l Haliç gazetesinde yer alan "Savaşla giden hızlı yol" başlıklı bir yorumda Güney Sudan liderinin çağrılarının sadece ayrılığa yol açacağı vurgulanarak şöyle deniyor: Sudan cumhurbaşkanı birinci yardımcısı, Güney Sudan hükümeti başkanı ve John Garang'ın halefi Salva Kiir güpegündüz güneyin anavatandan ayrılması ve bağımsız olması çağrısında bulunuyor. Burada onun ayrılma açıklamaları yeniden Arap devletlerinin parçalanması projelerinin gizliden açığa intikal ettiği yönünde endişelere sebep oluyor. Güney Sudan ve Kuzey Irak örneklerinde açık bir provakasyon hali mevcuttur ve düşmanı diğer ülkelerdeki başkalarına yöneltmeleri mümkündür. Araplar bölünmüşlük ve değişmezlik hali içinde olduğu müddetçe düşmanlarından ve kendilerine tuzak kuranlardan başkası sevinmeyecektir.
Salva Kiir Güney'deki Sudanlıları; "birleşik devlette kalıp ikinci sınıf vatandaş olmaktansa" özgür olmaları için ayrılığa teşvik ediyor. 2011 yılındaki referanduma kadarki dönem bu yönde itici olacak. Aynen Kuzey Irak'ta olduğu gibi. Özerk yönetimin ayrılığa dönüşmesi ve küçük devletçiklerin önünde yolun açılması için burada ve oradaki çalışma dili aynı.

Arap ülkelerinde devletçikler kurulması, iç savaş, çatışma ve çekişme projesidir ve bunun sonu yoktur. Çünkü siyasi, dini, grupsal ve etnik mozaiğin düğümünün gevşek olmasına izin verilmesi mümkün değildir. Bu mozaik birşeyle başlar başka birşeyle biter. Bu başka birşey de Arap vatanını içten yıkar. Sınırları ve çukurları ortadan kaldırmak yerine artırır.

O zaman çözüm nedir? Gerçek adaletten, dengeli kalkınmadan, hızla ortadan kaybolan rütuşlar aracılığıyla değil ciddi ve sorumlu politik reformlardan başka alternatif yoktur. Ayrılık için uğraşanlar savaş ve ona benzer şeyleri denemişlerdir. Ancak sonuç kan ve yıkımdan başka birşey olmamıştır.

Devletçiklerin kurulması savaşlara gidilmesinin en hızlı yoludur. Birleştirici faktörülerden kalanların yıkılması, kabuğa çekilip soyutlanma ve bunların istisnasız herkese erişen tehlikesi yerine adaletli, güçlü ve evlatlarının tümünü saran bir devlete geçiş köprülerinin uzatılması için farkındalık, hikmet ve basiretin herkesin aldığı egemen konum olması gerekir."

İsrail'de intifada

BAE'den yayımlanan Daru'l Haliç gazetesi yazarlarından Said Mahyu bugünkü "Filistin intifadası ve İsrail intifadası" başlıklı makalesinde şu ifadelere yer veriyor; "Yeni Filistin intifadası yeniden Kudüs'ten başlıyor. Ancak ayaklanma bu sefer sadece işgalciye karşı değil aynı zamanda şu anki coğrafi, ideolojik ve stratejik açılardan bölünmüş deli yürüyüşlerine son vermek için Hamas ve Fetih liderliklerine karşı da olacak.

Netenyahu hükümeti Amerika'dan yeşil ışık alıp bu yolda devam etmek için Amerikalıların kalkanını kendine siper edindikten sonra İsrail intifadası da Kudüs ve Batı Yaka'da Yahudileştirilmesi gerçekleştirilmemiş yerlerin Yahudileştirilmesi için devam ediyor.

Biz İsrail intifadasından bahsettiğimizde şaka mı ediyoruz? Hayır, asla. Bu, bugünlerde İsraillilerin kendilerinin söylediği sözdür. Artık iki devlet seçeneği ölmüş sadece uluslararası retorik söylem ve isim olarak kalmıştır. Breiman'ın gerçekte yaptığı bu seçeneğin öldüğü ağacın arkasında saklanan ormanı görme girişimidir. O orman ki onda çatışmanın orman kanunlarına, diş ve pençelerine göre çözülmesi gerekir.

Clinton'un turu Amerika'nın meşruiyetini her yöne bahşetti. Bu da kendisini yakında büyük ihtimalle Filistin'de ve bölgede kan şelalesi olarak ortaya koyacak.

Sahtekar Karzai Afganistan'a yine başkan

Londra'dan yayımlanan El-Kudsu'l Arabi gazetesi bugünkü "Yolsuz sahtekar Karzai başkan" başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; "Amerikan başkanı Barack Obama, rakibi Dr.Abdullah Abdullah'ın ikinci turdan çekilmesinden sonra Afgan başkanlık seçimlerini kazanan Afgan mesleştaşı Hamid Karzai'yi kutladı. Ancak bu kutlamada Amerika'nın büyük hayal kırıklığı gizli idi.

Evet; başkan Karzai'nin Amerikan başkanına yolsuzlukla mücadele edeceği ve geniş tabanlı bir hükümet kuracağı yönünde söz verdiği doğru ancak bu koltuğa seçimlerde sahtekarlık yapıp oyları satın alarak geldiği ve liderliği sürdürmek için savaş suçlularına dayandığı da doğru.
Amerikan yönetimi bu seçimlerle Afgan başkanına daha fazla meşruiyet kazandırmak istedi. Sonuçlar ise, geniş kesimde sahtekarlık yapıldığı ortaya çıktıktan sonra tamamen aksi şekilde geldi. Karzai'nin tek rakibi olan Dr.Abdullah'ın çekilmesiyle de Amerika'nın Afganistan'da şişmiş demokrasi yarasının üzerine tuz serpilmiş oldu.

Başkan Obama'nın ve hemen hemen tüm yardımcılarının görmediği gerçek Afganistan'daki kuvvetlerinin varlığının halkın büyük kesimi için kabul edilemez bir işgal anlamı taşıdığıdır. Bu nedenle de direnişi meşru görünüyor. Bu işgalcinin ve güçlerinin himayesi altında ülkeyi yönetenler yolsuz ve sahtekar olduklarında da bu meşruiyet daha da artıyor. Sayıları ülke nüfusunun yarısını oluşturan Peştun kabilesinden olan ve düşman addedilen Taliban'a karşı koymada müttefik olarak görülmeleri ihtimali de azalıyor.
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara