Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ergenekon'un yeni hedefi Büyükanıt

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında tutuksuz yargılanan Fatma Sibel Yüksek, Eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'a neden tepki gösterdi? İşte cevabı:

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-11-04 11:11:00

Ergenekon'un yeni hedefi Büyükanıt
KENAN KIRAN'ın Haberi

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında tutuksuz yargılanan Fatma Sibel Yüksek, Dolmabahçe Sarayı'nda verilen 29 Ekim resepsiyonunda, Ergenekon davası savcıları Zekeriya Öz ve Fikret Seçen ile önce tokalaşan ve ardından “Ben sizi basından tanıyorum. Buraya beni almaya mı geldiniz?” diyen Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a sert tepki gösterdi. Fatma Sibel Yüksek, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasının yapıldığı 27 Nisan 2006 tarihinde, kamuoyunda ‘e-muhtıra’ diye nitelendirilen 27 Nisan bildirisini hatırlattı ve “Türk ordusunu en kritik dönemde kumanda etmiş, altına imza attığı bir bildiriyle siyasi tarihimizin en önemli dönemlerinden birini başlatmış olan bir komutandan, bugün gazete köşelerinde ‘zevzek’ olarak söz edilmesi, gerçekten üzücü. Üzücü ve düşündürücü..” dedi. Yüksek, Yaşar Büyükanıt’ı eleştirerek, “Sanki geceyarısı bildiri yayınlayan benmişim gibi, kendini işin içinden sıyırma uyanıklığı taşır” diye konuştu.

İŞTE O YAZI

Fatma Sibel Yüksek, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve tutuksuz olarak yargılanan eşi Behiç Gürcihan’a ait internet sitesi olan “acıkistihbarat.com”da Yaşar Büyükanıt’ın, Ergenekon savcılarıyla görüşmesini şöyle eleştirdi:

“KENDİSİNİ ANLATMA ÇABASI”

(…) Büyükanıt’ın uzun uzadıya bir şeyler anlatmaya çalıştığına, bu çabaya mukabil savcıların kendisini sakin ve sessizce izlediğine tanık oluyoruz. Eski Genelkurmay Başkanı’nın “kendini anlatma çabası” ne kadar coşkuluysa, savcıların bakışları da o kadar dik, soğuk ve inceleyicidir. Karşılarındaki adamın el-kol hareketlerini, lafazanlığın dozunu giderek artırma gayretini, “suçsuzluğunu” kanıtlamaya çalışan bir şüphelinin samimiyetini test eder gibi ‘profesyonelce’ seyretmektedirler. O sırada Savcı Öz’ün masadaki tabaktan ağzına bir fıstık attığı görülür. Bu hareket, konuşmayı bitirme hareketidir. ‘Anladım ben seni, çözdüm.. Artık gidebilir miyim? Sıkıldım çünkü..’ hareketidir.

“ESPRİDEN ÇOK, GERÇEK BİR KORKUYU YANSITIYORDU”

"(…) Büyükanıt’ın Ergenekon davası savcılarına resepsiyonda yaptığı “Yoksa beni mi almaya geldiniz” esprisi gerçekten kötüydü, hazindi. Hazin olmasının en büyük sebebi de gereksiz bir espriden çok ‘gerçek bir korkuyu’ yansıtmasıydı. ‘Binlerce askere ölme ve öldürme emri verebilecek konuma gelmiş, 65 yaşındaki bir insanın sıradan fanilerden bir farkı olmalıydı’ diye düşündürdüğü için, bir bakıma öğreticiydi. İnsana, ‘Acaba, kamera kaydı icat olmadığı için tarihe yanlışlıkla kahraman olarak geçmiş başka kimler var?’ sorusunu sordurduğu için ayrıca felsefiydi.

“SİLİVRİ CEZAEVİ KAMPUS VE YERLEŞKESİ’NDE DE OLABİLİRDİK”

Bu arada, eski Genelkurmay Başkanı’nın eşi, masalarına davet ettikleri savcıları ağırlarken “kusursuz ev sahipliği” icra etme çabasındadır. Yılların getirdiği kermes alışkanlığı ile savcıların önüne “yiyin, yiyin” diyerek tabaklar sürmekte, eşinin yapmaya çalıştığı esprilere şen kahkahalarla destek atmaktadır. Karı-koca olarak, “Bak görüyor musun hanım, ne şanslı insanlarız. Allah korusun, bugün şu güzel resepsiyonda kadeh tokuşturmak yerine Silivri Cezaevi Kampus ve Yerleşkesi’nde de de olabilirdik. Sayın savcılarımız da pek tatlı insanlar” havası içindedirler.

“SANKİ GECEYARISI BİLDİRİ YAYINLAYAN BENDİM”

Savcıların artık sıkılmaya başlamasıyla son bulan bu acıklı muhabbet, eski Genelkurmay Başkanı’nın “Çok zor bir görev yapıyorsunuz, Allah yardımcınız olsun” temennisiyle tarihi bir melodram seviyesine erişir. Bu temenni, sıradan bir vatandaşın naif duygularını yansıtma kisvesi altında, aslında derin bir kendini beğendirme gayreti ve bağlılık bildirme mesajı içerir. Sanki, “Meydanlara dökülün, Cumhuriyet’e sahip çıkın. Ne mutlu Türküm diyene anlayışına karşı çıkan herkes, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır” diye geceyarısı bildiri yayınlayan benmişim gibi, kendini işin içinden sıyırma uyanıklığı taşır.

27 NİSAN BİLDİRİSİNİ SAHİPLENDİ, HÜKÜMETE KARŞI PLAN HAZIRLATTI!

Kanal D’de yayınlanan 32. Gün programına katılan eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 27 Nisan 2007’de yapılan ve “e-muhtıra” olarak anılan açıklamanın, “muhtıra değil, bildiri olduğunu” iddia etmiş. Büyükanıt, “Keşke yapmasaydım diyor musunuz?” sorusuna “Hayır” yanıtını vermişti. Eylül 2007'de, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın emri ile Korgeneral Nusret Taşdeler'e hazırlatılan 5 sayfalık “Bilgi Destek Planı” isimli gazetemizde yayınlanmış belgede, “22 Temmuz'un ılımlı İslâm için bir milat” olduğu öne sürülmüş, AK Parti ve DTP'ye karşı stratejiler oluşturulmuştu.

Kaynak: Vakit

Haber Ara