Sekülerliğin biçimleri Eskiyeni dergisinde
EskiYeni dergisi gelen yazıların çokluğu ve konunun önemi nedeniyle sekülerlik dosyasını iki sayı halinde işledi.
16 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-28 10:38:00
Sekülerliğin tarihine genel olarak bakıldığında sorunun çok yönlü, çok katmanlı boyutlar barındırdığı fark edilebilir. Her ne kadar kendi taraftarlarınca sekülerlik, asli bir olgu olarak gösterilse de fıtrat dini ve ona dayalı dünya görüşü bazında olaya bakılacak olursa hayatın bizzat kendisi, varlığı itibariyle kutsal/tanrısal bir özellik barındırmaktadır ve dolayısıyla sekülerlik asli değil arızi bir sorundur. Dindarların dünyaya düşkünlüğü şeklinde ortaya çıkan dünyevileşme sorunu, sonra bütünüyle dinden soyutlanmak suretiyle dine dışarıdan bakma ve dışlama boyutuna ulaşır. Sekülerlik dediğimiz bu evrede insan, ürettiği sanal teleskoptan gerçekler dünyasına bakarken gerçek bir bakış açısıyla baktığını ama gördüğü nesnelerin sanal olduğunu söylemeye başlar ki hem antik hem de postmodern sekülerliğin katı izafiyetçi olması bir tesadüf değildir.
Bundan daha da sanal olanı, sabitesini kaybetme durumunda olan bu insanı hakikatin tek ölçüsü kabul etme (hümanizm) yanılgısıdır. Ancak sekülerlik, iddialarının arkasında durma yerine yok saydığı kutsallığın yapay taklitlerini üretmeye koyulmaktadır ki bu daha da ironik bir durumdur. Çünkü kutsalsızlık bir anlamsızlık sorunudur ve akılcı bir iddianın anlamsızlığı savunması da gerçeğe dayandırılamaz. Dolayısıyla yeni yanılsamalar ve onların dayandırılacağı sanal gerekçeler üretilmesine ihtiyaç duyar. Bu noktada seküler tasavvurun imkanları yok değildir! Çünkü üreteceği gerekçeler sanal ve sınırsızdır. Ancak bütün bunları üretirken seküler zihin, bilim dışı kabul ettiği metafizik alana savrulduğunun farkına bile varmaz. Çünkü kutsal konusunda ürettiği önyargılar, kutsalı tanımasına engel olduğu gibi ürettiği taklitlerin kutsal bir alana ait eğreti varlıklar olduğunu anlamasına da engeldir. Ancak düşülen bu çelişik durum konusunda seküler sistemin müntesipleri çok da yalnız sayılmazlar. Çünkü kutsalın peşinde olan dindar kesimin hızla dünyevileşmesi ve seküler bir anlayışa doğru evrilmesi de önemli bir açmazdır ve sekülerizme yeni boyutlar kazandırmaya aday görünmektedir.
Öyle görünüyor ki sekülarizm, çok boyutlu bir yabancılaşmadır ve aşırı kendini beğenmişlik nedeniyle yabancılaşma sürecinin nihai sınırına vardığını anlama imkanını da ortadan kaldırmaktadır. Aslına bakılırsa sekülarizmin dünyevileşme eğilimleriyle başlayıp kendini beğenmiş inkarcılıkla noktalanan bu serüveni, insanlığın çok da yabancısı olduğu bir durum değildir. Tevhitten kopmuş bütün şirk sistemlerinin varlık nedenleri, davranış biçimleri ve izledikleri süreçler yaklaşık olarak aynıdır. Çıkar merkezli ahlaki savrulmaların inançla ilgili alandan bütünüyle bağımsız olmadığını, engellenmediği sürece gizli ve açık şirk güzergahlarında devam ettiğini, dahası geçilen her süreci zihin, inanç ve ahlak üçgeninde kanıksama, meşruiyetini üretme çabalarının paralel yürüdüğünü ve nihayet kibre dayalı bir inadî küfürle noktalandığını biliyoruz. Kur’an kıssaları bunun örnekleriyle doludur. Sekülarizmin diğer şirk sistemlerinden belki de en önemli farkı, yegâne bilimsel sistemin kendisi olduğunu, kendisi dışındaki (öteki) bütün sistemlerin bilim ve akıl dışı olduğunu söyleyecek kadar burnu büyük olması ve bu cazip söylemi nedeniyle yaşayan batıl dinler arasında en fantastik imaja sahip olmasıdır! Dolayısıyla sekülarizmi “dinler tarihinin” yeni konuları arasına eklemek ve ona “modern din” demek çok da isabetsiz olmayacaktır. Bu çerçevede Mustafa Tekin’in editörlüğünde hazırlanan ikinci sekülarizm dosyasında aşağıdaki yazılar yer alıyor.
Dünyevîleşmenin Paradoksu
Cemal ŞAKAR,
Kur’an Bağlamında Dünyevîleşme
Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ,
Sekülarizmin Felsefi Soykütüğü ve Müslüman Dünyevîleşmesi
Muhammet ÖZDEMİR,
Toplumsal Göstergelerde Dünyevîleşme
Süleyman KARACELİL,
Futbol: Bir Seküler Kutsal
Doç. Dr. Mustafa TEKİN,
Kutsalsız Yollar: Dünyevîleşme Örneği
Muhammed Enes TOPGÜL,
Sekülerleşme Dinlerin Ortak Kaderi mi?
Mehmet KURT,
Modernleşme ve Sekülarizm’e Buradan Bakmayı Denemek
Yusuf Fatih IŞIK,
Türkiye’de Sekülarizm ve Modernlik
Muhammet ÖZDEMİR,
Ortadoğu’yu ya da “Sekülerliğin Biçimleri”ni Okumak
Yusuf Fatih IŞIK,
Şiî Düşünür Ali Şeriati ve Dinlerle İlgili Görüşleri
Doç. Dr. Hidayet IŞIK,
Dizilerden Sonra Türk Romanları da Araplara Ulaştı
Murat ÖZCAN,
Depopulasyon
Zeynep ALP,
Goethe, Faust ve İslamiyet
Altan ALPEREN,
SON VİDEO HABER
Haber Ara