Dolar

34,8761

Euro

36,7523

Altın

3.038,06

Bist

10.140,82

Suriye'nin demokrasi ile imtihanı...

Suriye yönetiminin demokrasi ile imtihanı bir an evvel başlamalı. Bu Suriye’nin birliği beraberliği geleceği için hayati derecede önemlidir.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-15 11:41:00

Suriye'nin demokrasi ile imtihanı...
TARIK İDRİS*

Suriye-Türkiye ilişkilerinin ilk kıvılcımı, 2000 yılında eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in “Demir yumruk” olarak adlandırılan Hafız Esad’ın cenazesine katılması ile atıldı. Daha sonra AK Parti’nin Ortadoğu siyasetinde aktif bir role soyunması ile bugün Suriye-Türkiye ilişkileri geçmişte hiç kimsenin tahmin ve hayal edemeyeceği bir boyuta ulaştı.

Bundan birkaç yıl öncesine kadar, terör konusunda sıkıntı yaşayan iki ülke bugün yüksek düzeyli bir stratejik işbirliği konseyi için yoğun çalışmalar yapmakta. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu başkanlığında hükümetin 10 bakanının Suriye programı ve iki ülke yetkililerinin üst düzeyde Halep’de bir araya gelmesi, gerçekten Suriye-Türkiye ilişkilerinin ne denli sağlam bir çizgide yol aldığını gösteriyor. Yıl sonuna kadar da Başbakan Recep Tayyib Erdoğan’ın Suriye’ye gitmesi bekleniyor.

Türkiye’nin Suriye’ye vereceği çok şey var aslında. Bölgeye giden bakanların listesine baktığımızda; İçişleri, Dışişleri, Milli Savunma, Çevre ve Orman, Tarım ve Köy İşleri, Kültür ve Turizm, Sağlık, Milli Eğitim, Enerji ve Tabii kaynaklar ve Ulaştırma Bakanlığı var. Aslında bu fotoğraf Suriye ile derin ve uzun vadeli köklü bir işbirliğinin işaretine delalettir.

Suriye için Türkiye’nin çok uzun yıllardan beri meşakkatli ve yorucu bir demokratikleşme serüveni ve tecrübelerinden faydalanması tarihi bir fırsat ve zarurettir. Suriye’nin dış politikada tercihini Türkiye’den yana kullanarak ne kadar akıllı ve doğru bir karar verdiği bugün çok net görebilmektedir. Türkiye Suriye’ye tüm birikim ve tecrübelerini samimi bir şekilde sunmaya hazır olduğunu da Halep çıkarması ile bilfiil ispat etti.

Bundan sonra süreç, Suriye’nin içişlerinde radikal siyasi kararlar alması ve demokratikleşme sürecinin düğmesine basması ile daha bir ivme kazanacaktır. Dünyadaki ve Ortadoğu’daki siyasal ve ekonomik değişim çok kararlı ve hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu güçlü dalganın önünde durmak için çok sağlam bir demokratik yapıya sahip olmanız gerektiriyor.

Suriye bundan sonraki süreç de Türkiye’nin demokratikleşme süreci tecrübesini samimi bir şekilde bedeli ne olursa olsun ödeyerek harekete geçmelidir. Şu an Demokrasi ve İnsan Hakları ihlalleri karnesine baktığımızda açıkçası Suriye son derece sorunlu ve çok karamsar bir tabloya sahip. Suriye orta vadede Uluslararası Af örgütü, BM İnsan Hakları Raporları, Suriye İnsan hakları komitesi rapor ve belgeleri karşısında çok zor durumda kalabilir…

Suriye Devlet Başkanı sayın Beşşar Esad, Avrupa’da eğitim görmüş ve ülkesini 10 yıldır yöneten bir lider olarak artık iç güvenlik sorununa yönelmesi gerekir. Bugün tüm dünyada son 20 yılın toplu katliamları, toplu mezarları ve sorumluları cezalandırılmaktadır. Halepçe, Bosna, Ebu Gureyb, Guantanamo, Raunda ve geçmişte yaşanan tüm kayıpların hesabı uluslararası mekanizmalarca savaş suçluları ve İnsan Hakları mahkemelerince görülmektedir.

Suriye’nin karnesi bu konuda gerçekten çok zayıf. 1982 yılı Hama şehrinin bombalanması ve sonrasında toplam 50 bin insan kayıp olması ayrıca bu insanların sağ ve ölü oldukları hakkında, hiçbir açıklama yapılmamış ve bu kayıplar hakkında bugüne kadar bilgi alınabilmiş değil. Siyasi Örgütlenme hakkı, STK faaliyetleri, İnternet, haberleşme, siyasi ve etnik ayrımcılıktan kaynaklanan mülk edinme, kimlik hakkı gibi en temel hak ve özgürlükler baskı altındadır. Suriye hapishanelerinde ciddi anlamda kayıplar söz konusu. 2008 yılı İnsan hakları Suriye raporları gerçekten çok ağır ve tahammül edilemeyecek derecededir.

Suriye’yi bekleyen en büyük tehlike yıllardır umutla bekleyen, baskı ve her türlü haktan mahrum edilmiş sessiz büyük kitlelerin durumudur. Suriye’de 40 yıldır hâlen sıkıyönetim kanunları devam etmektedir. 7 milyona yakın Mülteci konumunda Suriyeli, aile ve akrabaları ile hiçbir haberleşme hakkına sahip değil. Ayrıca ülkelerine dönmeleri için hiçbir düzenleme yapılmamaktadır.

Hafız Esad dönemi siyasi yasak ve uygulamalar devam etmektedir. Tabii burada insan hakları ihlalleri ile ilgili ürkütücü ve çok vahim raporları yazmayı uygun görmüyorum. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, Suriye Türkiye’den alması gereken en önemli ders; Demokrasi ve İnsan hakları dersidir. Türkiye’de yaşayan insanlar aynı hak ihlalleri ve uygulamalar sebebi ile çok sürgünler, işkenceler ölümler ve yolsuzluklara şahit oldu.

Suriye yönetiminin demokrasi ile imtihanı bir an evvel başlamalı. Bu Suriye’nin birliği beraberliği geleceği için hayati derecede önemlidir. Suriye’nin Türkiye’den alacağı en büyük destek demokratikleşme dersidir. Beşşar Esad’ın söz verdiği demokratikleşme çabalarının biran önce başlaması gerekir. Bu Suriye’yi bölgede daha da güçlü konuma getirecektir. Suriye’nin iç istikrarı için vazgeçilmez ve ertelenmesinin mümkün olmayacağı hassas bir konudur.

*Araştırmacı-yazar.

Haber Ara