Dolar

34,8763

Euro

36,7786

Altın

3.047,35

Bist

10.140,43

'PKK silah bıraksın dağdan insin!'

'Şimdi bahar havası geliyor’ diyen Barzani, "Silahlı ortama son vermemiz lazım. Barıştan, kardeşlikten söz ederken silahı konuşmak doğru olmaz" diye konuştu. Hasan Cemal yazdı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-15 09:56:00

'PKK silah bıraksın dağdan insin!'
Hasan Cemal / Milliyet

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani dün sabah Başkanlık Sarayı’nda Milliyet ve Radikal’le CNN Türk’ün ‘Tecrübe Konuşuyor’ programına yaptığı açıklamalarda, “Artık Türkiye’yle kış sona erdi, şimdi bahar havası geliyor” dedi.

Hükümetin ‘Kürt açılımı’nı kesin ve kararlı bir dille desteklediğini söyleyen ve olumlu karşıladığını belirten Barzani, bunun bölgesel barış ve istikrara katkısının büyük olacağını vurguladı.

‘Açılımı destekliyoruz’
Cengiz Çandar’la birlikte dün sabah sorularımızı yanıtlayan Mesud Barzani’ye benim ilk sorum şuydu:
“Türkiye’yle ilişkiler deyince ilk olarak akla PKK ve Kandil Dağı geliyor. Bu çerçevede iki sorum var. Bir siyaset aracı olarak silah ve şiddetin kullanım tarihi artık geçti mi? PKK dağdan inip silah bıraksın mı?”

Mesud Barzani bu soruyu yanıtlarken, sözü önce Erdoğan hükümetinin Kürt açılımına ya da bir başka deyişle ‘demokrasi açılımı’na getirdi. Açılımı olumlu bulduklarını, desteklediklerini söyledikten sonra şöyle dedi:

“Evet, PKK’nın dağdan inmesi ve silah bırakması lazım. Ama bu konuda Türkiye’nin de yapması gerekenler var tabii.”

Bu konuda, “Türkiye’nin iç işidir” diyerek ayrıntıya girmekten kaçınmakla birlikte, af dahil bazı adımların atılması gerektiğini üstü örtülü bir dille belirtti. Kürt sorunu ve PKK’ya ilişkin çözümün “Diyalogdan ve birbirini anlamaya çalışmaktan geçtiğini” söyledi.

‘PKK’dan sorumlu değiliz’
Erdoğan hükümetinin Kürt ve PKK meselesindeki politika tercihinin ‘doğru’ olduğunu, ‘barışçı bir çözüm’ için Irak Kürdistan Yönetimi olarak her türlü desteği vereceklerini, ‘her şeyi deneyecekleri’ni sözlerine ekledi. Şunları da söyledi PKK’nın dağdan inmesi konusunda:

“Türkiye Cumhuriyeti’yle ilişkilerimizin PKK’ya, PKK’nın dağdan indirilmesine bağlanmasını doğru bulmuyoruz. Dağdan inmek elbette olumlu etki yapacaktır. Ama şunu iyi bilin: PKK’nın politikalarından biz sorumlu değiliz.”

Mesud Barzani, Ankara’nın attığı adımla bir ‘barış süreci’nin açıldığını, böylece ‘psikolojik bir eşiği’n aşıldığını, ‘psikolojik bir engel’in kırıldığını belirtti ve şöyle dedi:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin benimsemeye başladığı politika savaşı durduracaktır. Takdire şayandır bu politika. Detaylara girmek istemiyorum. Ancak psikolojik engel kırıldı. Bu politikayı tüm gücümüzle destekliyoruz.”

Barzani’ye şunu sordum: “Dağda silahların sustuğu, yani parmakların tetikten çekildiği bir ortam mı gerekiyor Kürt açılımının başarıya gidebilmesi için?” Barzani, bunu onayladı.

Açılımdan olumlu bir sonuç alınabilmesi için “silah kullanılmasının, kan dökülmesinin durması” gerektiğini belirtirken şunu da ekledi:
“Artık herhangi bir askeri operasyonu desteklemiyoruz. Silahlı ortama son vermemiz lazım. Bir yandan barıştan, bir yandan kardeşlikten söz ederken, aynı zamanda silahı konuşmak olmaz.”

Sözü tekrar PKK’nın dağdan inmesi konusuna getirdim. Dağdan inilmesini ve silahların gömülmesini yine savunurken bir noktayı işaret etti Mesud Barzani:

“Bu konuyu düşünürken, geçmişi gözden uzak tutmamak gerekir. Neler yaşandı geçmişte?.. Bu iyi değerlendirilirse, açılımdan çok daha iyi sonuçlar alınır.”

Erbil’e konsolosluk
Mesud Barzani, Kürdistan yönetiminin Türkiye’yle ilişkilerinin çök kötü bir dönemden geçtiğini kabul etti. Gerek ilişkilerin düzeyi ve muhatap alınma konularında, gerekse askeri operasyonlarla ilgili olarak ilişkilerin kötüye gittiği söyledi.
Ama şunu da ekledi:

“Bugün artık kara kış geride kaldı. Artık bahar geliyor. İlişkiler düzelmeye başladı.”

Barzani daha yapılacak çok iş olduğunu teslim etti. Türkiye’nin Erbil’de konsolosluk açmasını beklediklerini söyledi (güvenilir Dışişleri kaynaklarından edindiğim izlenimler bunun yakın olduğunu gösteriyor).

Bu arada Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı olarak Ankara’yı ziyaret etmek istediğini, bunu önemsediğini üstü örtülü bir dille de olsa sakladığı söylenemez Mesut Barzani’nin.
Şöyle dedi:

“En üst düzeyde görüşmeleri arzu ediyoruz. Eski kinler artık son bulsun. Türkiye Cumhuriyeti halkına saygım sonsuz. Her zaman gelmek isterim Türkiye’ye... İlişkileri çok daha fazla geliştirmek istiyoruz.”

Petrol ve su hayati
Ham petrol ve doğalgaz alanında olduğu gibi ekonomik ilişkilerde de alınacak bayağı mesafe olduğunu belirtti ve şunları ekledi: “Bizim ilişkilerimizde petrol elbette çok önemli. Ama bu arada unutmayın, Türkiye’nin de suyu var hayati olan... Ayrıca bölgede birçok Türk firması çalışıyor. Akrabalık ve komşuluk dolayısıyla siz çok daha ileride sayılırsınız.”

Türkiye’nin kendileri için çok önemli bir ülke olduğunu, fazlasıyla ‘ortak çıkarlar’ın bulunduğunu söyledi.

Türkiye’nin AB üyeliğini gönülden desteklerini belirtirken şunu da ekledi: “Hiç kuşkusuz Avrupa Birliği’ne sınırdaş bir ülke olmak isteriz.”
Amerika’nın Irak’tan çekilmesine gelince... En çok iki yıl içinde bu çekilmenin tamamlanması öngörülüyor.

ABD’den sonra Irak
Bu konuda Mesud Barzani tedirgin. Kafasında soru işaretleri var. Hem Irak’ın güvenliği, hem de Irak ve bölgenin istikrarı açılarından bu çekilmenin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini düşünüyor.

Mesud Barzani, Amerika’nın Irak’tan çekilebileceğini, ancak önemli olan noktanın Irak’la ittifakının sürmesi gerektiğini, bu açıdan Irak’a dönük siyasal taahhütlerinin devam etmesinin önem taşıyacağını belirtti. Kendisine şunu sordum: “Amerika çekildiğinde Irak karışabilir mi?”

“Evet karışabilir. Kaos çıkması da, hatta bir iç savaş da ihtimallerden biridir.”

“Peki, Irak ileride bölünebilir mi?”

Barzani’nin kısa yanıtı:
“Irak bölünebilir de, parçalanabilir de.”
Nobel Barış Ödülü’ne ilişkin bir sorumuz üzerine, “Başkan Obama’yı kutluyorum” demekle yetindi.

Mesud Barzani’yle ilk mülakatımı 1993’te Kuzey Irak’ın Dohuk kentinde yapmıştım. O zaman kendisine “Bağımsız bir Kürt devleti ideali yüreğinizde yatıyor mu?” diye sormuştum. Barzani de evet diye yanıtlamıştı. Aradan on yıl geçtikten sonra 2003 yılında yine bir mülakatımız sırasında aynı soruyu kendisine yöneltince şöyle demişti:

“On yıl sonra da sorsanız yanıtım değişmeyecek, evet!”

‘Birlikte yaşayabiliriz’
Dün sabahki sohbeti bağlarken, Cengiz bana topu attı ve ben tam soruma hazırlanırken anladı ve gülmeye başladı Mesud Barzani, “Yanıtım değişmeyecek” dedi. Son sözler olarak Türkiye’ye şu mesajları gönderdi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani:

“Hükümeti Kürt açılımından, demokrasi açılımından dolayı kutluyorum. Türkiye’yle biz kardeşiz. Türkiye’nin başarılı ve mutlu bir ülke olmasını isteriz. Artık kan dökülmesin! Sorunların inkârı onların çözümü getirmedi. Tarihimiz bunu gösteriyor. Hep birlikte ve farklılıklarımızla barış ve huzur içinde yaşayabiliriz.”

Haber Ara