Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

61 yıl aradan sonra 'Allahu Ekber' sesi

61 yıl aradan sonra Filistin topraklarında bir köy olan Akbara'da ilk defa ezan sesi yükseldi. Köylüler İsraillin eski camilerini yıkmasından sonra camiye hasret kaldı.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-15 21:48:00

61 yıl aradan sonra 'Allahu Ekber' sesi
Selda Shosa / TIMETURK


'Allahu Ekber Allahu Ekber...hayyalessalah...hayyalelfelah....'
61 yıl aradan sonra 48 topraklarında bir köy olan Akbara'da ilk defa ezan sesi yükseldi. Kendisini çevreleyen Yahudi geleneklerinden aşırı derecede etkilenen Akbara Köyü, 1948 Nekbesi'nde (felaketi) İsraillilerin eski camilerini yıkmasından sonra uzun yıllar boyunca camiye hasret yaşadı.
İsrail'in 48'de işgal ettiği ve tamamen Yahudileştirilen topraklar dahilinde bulunan Akbara Köyü'nde yaşayan Filistinli Müslüman halk uzun yıllar boyunca camisiz yaşadı. Kendilerinden 48 topraklarında yaşayan diğer Filistinlilerin dahi haberi olmadığı bu köy halkı adeta soyutlanmış durumda. İşgalcinin okul, cami, temiz su gibi en basit haklardan dahi mahrum yaşadıkları halde yine de köylerini terketmeyen köy ehalisi 25 yıllık bir çabanın ardından geçen Mayıs ayında 61 yıl önce işgalcinin köylerinde yıktığı tek camilerinin yerine yeni bir cami dikerek 'Allahu Ekber' seslerini yükseltmeyi başardı. Yükselen ezan sesleri köy ehalisinin kalplerini nurla doldururken camiyi inşa eden cemiyet yetkilileri de imkanı olan Müslüman kardeşlerini bu çok kıymetli caminin minaresi ve tamamlanamayan diğer kısımlarının inşasını bitirebilmeleri için bağışta bulunmaya çağırıyor.

Akbara Köyü'nün yarım asırdan fazla süreden kavuştuğu beyaz taş oymalı, kemerli kapı ve pencereli, sarı kubbeli Huda Camisi etrafına adeta nur saçıyor.

İsrail'in kuzeyindeki Safed Şehri'nin güneyinde kalan Akbara Köyü'nün sakinleri 61 yıldır Cuma namazlarını ve bazen de günlük namazlarını cemaatle eda edebilmek için civar köylere gidiyordu. Yaşlılar ise sefere güç yetiremedikleri için tüm namazlarını evlerinde kılmak zorunda kalıyor, camide namaz kılmanın hasreti kalplerini kavuruyordu.

İşgalcinin yıllardır çocukları için bir okul yapmalarına dahi izin vermediği bu nedenle de çocuklarının okuyabilmek için kilometrelerce yol katettiği Akbara Köyü sakinleri namaz vaktinin girdiğini ancak televizyon ve radyo vasıtası ile öğrenebiliyordu.

Huda Camisi'nde ilk ezan aslında geçtiğimiz Mayıs ayında yükselmişti. Ancak bu önemli haberin aylarca gecikmesi işgalcinin bu köyün dış dünya ile bağlarını nasıl da kestirttiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu köy tamamen Yahudileşen Safed bölgesinde kalmaktadır. Dış dünya ile hızlıca bağ kurmalarını sağlayacak onurlu yaşama araçlarından tamamen yoksun Akbara ehalisi Arap azınlık haline gelmiştir.

Dikkat çekici nokta ise İsrail'in başka bölgelerinde yaşayan 48 Filistinlilerinin çoğu bu köyde Filistinlilerin yaşadığını öğrendiklerinde şaşırdı. Çünkü işgalcilerin 48 Nekbesi sırasında bu köyün asıl halkını zorla çıkardığından beri tamamen Yahudileştiğini sanıyorlardı.

İşgalcinin Çıkardığı Zorluklar

Akbara Köyü işlerini idare eden Huda Cemiyeti üyesi, aynı zamanda da caminin binasının yapılmasını denetleyen komitenin başkanlığını yapan Ebu Abdullah (54), işgalcinin engellemeleri nedeniyle cami inşası yolculuklarının 25 yılı aştığını söyledi. Ebu Abdullah şöyle konuştu; 'cami bina komitesi 1988'de kuruldu. Tam on yıl sonra; yani 1998'de idaresini işgalcinin yürüttüğü Safed belediyesi tarafından komiteye ve üyelerine onay verildi. Ardından oyalamalar başladı ve sonunda komite dağıldı. 2001 yılında ise yeni bir komiteye muvafakat verildi.

Sonra binaya başlamak için ruhsat alma savaşına girdik. 2005 yılının Şubat ayında bu onayı aldık. Ardından da bu caminin inşası için bağışlar toplama aşamasına girdik.
2006 yılında fiili olarak cami binasına başladık. O gün bugündür de elimizdeki imkanlar çerçevesinde caminin inşasına devam ediyoruz.

Bu uzun yolculuğa karşın işgalci sıkıntı yaratmaya devam ediyor. Örneğin hala cami için resmi yollarla su ve elektrik sağlanmasını reddediyor. Aynı şekilde camiye yangın alarm sistemi kurulmasını da kabul etmiyor. Evleri camiye yakın Yahudi aileler de hala belediyeye ezanın; özellikle de sabah ezanının hoparlörle okunmasından ötürü rahatsızlıklarını dile getirdikleri şikayet dilekçelerini sunuyor. Bu nedenle cami yönetimi olarak sesi eskisine nazaran kısmak zorunda kaldık.'

Filistinli Ebu Abdullah, topladıkları bağışların, caminin inşasının tam olarak bitmesi için henüz yeterli olmadığını, caminin minaresinin hala sırasını beklediğine işaret ederek cami inşasının şu ana kadar kendilerine 807.7 bin dolara malolduğunu söyledi.

Ebu Abdullah, camiye has tesislerin ve minarenin inşasının tamamlanabilmesi için gücü yetenleri bağışta bulunmaya çağırdı.

230 metrekarelik alana sahip camide kadın ve erkeklere has ayrı bölümler ve abdest alma kısmı gibi ayrı bölümler bulunmaktadır.

Caminin İmamı Yok

Akbara köyü ehalisi birkaç ay öncesine kadar kendilerine yakın; içinde namazlarını eda edebilecekleri yakın bir camiye hasretti. Artık hasret kaldıkları camilerine kavuştular ancak şimdiki eksiklikleri bir imam.
Ebu Abdullah bu hususta şöyle dedi; 'eskiden Cuma günleri ve bazı başka vakitlerde Kudüs şehrinden bize bir imam geliyordu. Ancak başka bir göreve başlayınca köye gelmesi zorlaştı. O zamandan bu yana köyümüze vakit bulabildikçe başka bir imam geliyor. Köyümüzün hala kendi imamı yok.'
Köy ehlinin uzun yıllarca camiden mahrum kalması, cami için bir imam bulunamaması, gittikleri okul ve işyerlerindeki İsraillilerle karışmak zorunda kalan köy gençlerinin içlerinde dini motivasyon sorunu yaşamalarına neden oldu.
Ebu Abdullah şöyle dedi; 'bu nedenle gençlerin kalplerine yakın, bilgi ve anlayışı geniş, uzun yıllarca ibadet ve camiden yoksun kalmış bu köyün sakinlerinin uyanışına vesile olacak bir imama ihtiyacımız var.'

Tüylerim Ürperdi'

Hacı Ebu El-Hayr (60), 1948 yılından beri köyde ilk defa yükselen ezan sesini duyduğunda yaşadığı duyguları şöyle anlattı; 'Ezanı radyodan ya da televizyondan duymaya alıştık. Ancak hoparlörle camiden okunduğunu duyduğumda tüylerim ürperdi. İman dolu anlar yaşadım. Bu, işgalcinin bizleri onlarca yıldan bu yana mahrum etmeye çalıştığı imamın tadı ve hoşluğuydu. İşte bugün onlara topraklarımızı yağmalasa da bizi imanımızdan mahrum edemeyeceğini ispatlıyoruz. Camimiz yokken köyümüze 13 kilometre uzaklıktaki komşu Jeyş köyüne gidiyordum. Oraya gitmek bizim için çok zor oluyordu. Bu nedenle Cuma namazı dışındaki tüm namazlarımızı evlerimizde kılıyorduk. ancak şimdi tüm namazlarımızı camide kılma imkanımız var.'

Akbara Köyü

Akbara Köyü, Safed Şehri'nin güneyinde yer alır. 3 bin kilometre karelik bir mesafeye sahip köyün evlerine fakir ve basit bir görüntü hakimdir. Köyün nüfusu ise yaklaşık 500'dür.

İşgalci, 1948 yılında bu köyün ehlini zorla göç ettirdi. Ancak Filistin'in kuzeyinde evlerinden göç ettirilenler gelip bu köye yerleşti. O vakitten bu yana da işgal güçleri köy halkını ev inşa etmekten men etti. Onları gecekondu tarzı evlerde yaşar halde bıraktı. Durum bu hal üzere 80'lerin ortalarına kadar sürdü. Sonra işgalci kendilerine çimentodan evler inşa etme izni verdi.

Köy halkı arazinin uygunluğu ve geniş boş sahaların bulunması nedeniyle hayvan yetiştirme ve ziraatle meşhur oldu. Ancak işgalcinin köy halkının hayvan gelirlerini kısıtlaması onları gelir kaynaklarından etti ve hayatlarını sürdürebilmek için başka işler aramaya itti.

Geçen yıllar boyunca İsrail yönetimi Arap halkını köyden çıkarmak için çeşitli yöntemler deniyor. Örneğin onları cami, okul ve kendilerine layık evler yapmaktan, temiz sudan mahrum bırakıyor. Köy halkından bir kısmı bu zorluklar nedeniyle yerleşmek üzere başka yerlere göç etmişlerse de büyük kısmı köylerinde kalmayı tercih etmiştir.


Haber Ara