Dolar

34,8696

Euro

36,7884

Altın

3.047,46

Bist

10.119,19

Türkiye'nin 'süt'ü kesildi fiyatları arttı

Üretim fazlalığı nedeniyle geçen yıl ve bu yıl bahar aylarında 40 kuruşa kadar düşen sütün toptan litre fiyatı, bugünlerde, kalitesine göre 60-70 kuruşa satılıyor.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-08 15:14:00

Türkiye'nin 'süt'ü kesildi fiyatları arttı
Avrupa Birliği'nde (AB) üretim fazlalığı yüzünden fiyatların aşırı düşmesini protesto etmek için çiftçiler milyonlarca ton sütünü tarlalara, caddelere dökerken, Türkiye'de besiciler, süt üretiminin düşmesi nedeniyle fiyatların yükselmesinden kaynaklanan ''buruk memnuniyet'' yaşıyor.

Ankara İli Damızlık Süt Sığırı Yetiştiricileri Birliği (ADSSYB) Yönetim Kurulu Başkanı Cengizhan Yorulmaz, üretimdeki düşüş nedeniyle süt fiyatlarının bu seviyeye yükseldiğini ve bu seviyeyi besiciler olarak ''makul'' bulduklarını belirtirken, ''Daha fazla yükselmesini istemiyoruz. Yoksa tüketici süt alamaz. Fiyat artarsa, sanayici ithalat baskısı yapar. Zaten AB de bunu istiyor. O zaman biz daha fazla zarar görürüz'' dedi.

Sütün alım fiyatının yükselmesinde, devletin ilk kez süt tozu üretimi için destek vererek piyasaya müdahale etmesi de etkili oldu. Devlet, yaklaşık 15 milyon lira kaynak kullanarak, fazla sütün piyasadan çekilmesi amacıyla 5 bin ton süt tozu üretimini destekledi.

ADSSYB Başkanı Yorulmaz, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'deki besicilerin geçen yıl yaşadığı sorunu, AB'deki süt üreticilerinin yeni yaşamaya başladığına, üretim fazlalığı nedeniyle AB'de fiyatların düştüğüne işaret etti. Türkiye'de sütte bir üretim fazlası olmamasına karşın, tüketim yetersizliği yüzünden, geçen yıl bir miktar üretim artışından kaynaklanan sorun yaşandığını hatırlatan Yorulmaz, üretim fazlalığının eritilememesi, sanayicinin üretilen sütü alamaması nedeniyle, 2007 sonunda 60-70 kuruş olan sütün toptan fiyatının geçen yıl 40 kuruşa kadar düştüğünü anlattı.

Bunun üzerine, besicilerin elindeki hayvanın 3'te birini kesime gönderdiğini, hayvan sayısının azalması, süt üretiminin düşmesi üzerine fiyatlarda yükselme olduğunu kaydeden Yorulmaz, şu bilgiyi verdi:

''Ankara ve çevresinde örgütlü olan ADSYM'de, 2007 yılı sonunda 980 besici üye iken, bu sayı şimdi 620'ye düştü. Soy kütüğüne kayıtlı hayvan sayısı da 29 binden 19 bine düştü. Süt üretimi azaldığı için geçen yıl ortalarında 40 kuruşa kadar düşen fiyatlar, bugünlerde, arz-talep dengesi içinde, ancak 2007 sonlarındaki düzeyine, kalitesine göre 60-70 kuruşa çıktı. Bu fiyatlar bizim için makul. Daha fazla yükselmesini istemiyoruz. Sanayici süt bulamadığı için fiyatı artırdı. Fiyatlar daha yükselirse, tüketici süt alamaz. Yine kriz yaşarız.''

Süt fiyatlarının yükselmesi halinde sanayicinin hükümete ithalat baskısı yapabileceğini, AB'deki konjonktürün de bunun için uygun olduğunu belirten Yorulmaz, ''Hayvanların kesilmesi nedeniyle et fiyatlarında da ciddi artış oldu. AB, ithalat için Türkiye'ye de baskı yapabilir. Üzerimizde ciddi riskler var. Bu nedenle fiyatların daha fazla artmasını istemiyoruz ve bundan endişe ediyoruz'' dedi.

ADSSYB Başkanı Yorulmaz, ''Biz fiyatların artmasını değil, istikrarlı seyretmesini istiyoruz. 2007'de 60-70 kuruş olan sütün toptan fiyatı, geçen yıl 40 kuruşa düştü. Bu yıl tekrar 60-70 kuruş. Hiç bir istikrar yok. Kriz yaşayıp hayvanlarımızı kesmek zorunda kalmak istemiyoruz. İthalat baskısı yaşamak istemiyoruz'' diye konuştu.

Türkiye'de tüketimi artırmak için okul sütü kampanyası uygulanacağının açıklandığını, ancak hala uygulanmadığını kaydeden Yorulmaz, hayvancılık desteklerinin açıklanmasına karşın hayvan başına uygulama miktarlarının da hala açıklanmadığını söyledi. Hayvancılık desteklerinin büyük bölümünün 2010 yılında ödeneceğine işaret eden Yorulmaz, piyasanın, devlet desteği ile değil arz-talep dengesi içinde bu noktaya geldiğini öne sürdü.

DEVLET, MÜDAHALE İÇİN 30 MİLYON LİRA AYIRMIŞTI

Süt üretiminin artmasına karşın talebin düşmesi nedeniyle 40 kuruşa kadar gerileyen süt fiyatlarının, besicinin üretime devamını sağlayacak şekilde dengelenmesi için, devlet ilk kez bu yıl 30 milyon liralık kaynak ayırmıştı.

Nisan'da yayımlanan ''Çiğ Sütün Değerlendirilmesine Yönelik Destekleme Uygulama Esasları Tebliği'' uyarınca, bakanlıktan üretim izni alan, gıda siciline kayıtlı süt tozu işleme tesislerine sahip ve Ulusal Süt Konseyi'ne (USK) üye olan süt tozu üreticisine; Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında faaliyet gösteren ve standartlara uygun ürettiği yağsız süt tozunu kendi işletmesinde kullanan imalatçılar ile imalatçı-ihracatçılara belgelendirerek satmak şartıyla, ton başına ödeme yapılması öngörüldü. Bu kapsamda, 15 milyon lira destekleme ödemesi yapılarak 5 bin ton süttozunun üretilmesi sağlandı ve o dönemdeki fazla süt piyasadan çekildi.

Hayvancılık destekleme ödemeleri için bu yılın bütçesinde 1,1 milyar lira ödenek ayrıldığı belirtilmesine karşın, kararnamede ve uygulama tebliğinde belirlenen desteklerin çok büyük bir bölümünün 2010 yılında ödenmesi öngörülüyor. Orta Vadeli Program'ın yayımlanmasından sonra, hayvancılık destekleme birim miktarlarının yakında açıklanması bekleniyor.

Diğer taraftan, tüketimi artırmak amacıyla Ulusal Süt Konseyi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın işbirliği ile Kasım ayında 4 ilde, okul sütü projesinin başlatılması öngörülüyor.

ET FİYATLARINDAKİ ARTIŞ DA SEKTÖR İÇİN TEHDİT OLUŞTURUYOR

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği (TDSYMB) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Tokoğlu, kırmızı et fiyatlarındaki artışın da sektör için tehdit oluşturduğunu belirtirken, ''Sütten yeterince para kazanamayan besicinin damızlık hayvanını, etten para kazanmak için mezbahaya yollamasından endişe ediyorum'' dedi.

Tokoğlu, AA muhabirine, AB'deki besicilerin süt krizini değerlendirirken, şöyle konuştu:

''Süt krizinin faturasını biz 1-1,5 yıl önce ödedik. Küreselleşen dünyada AB'deki bu krizin bize yansımalarının olmayacağını söylemek zor olur. AB'deki maliyetler daha düşük. Fiyatlarının ucuzlaması bir tehlikedir. Bir süre sonra ucuz sütleri süttozu yapacaklar. Bu süttozunun daha sonra bizim ülkemize girmesinden endişe ederiz.''

Halen Türkiye'de sütün toptan satış fiyatının 68,5 kuruşa yükseldiğini, bunu makul karşıladıklarını belirten Tokoğlu, ''Geçen yıl ve bu yıl ilkbahardaki 40 kuruşluk fiyatlardan sonra 68,5 kuruşluk fiyat fahiş değil. 2007'deki seviyeye ancak dönebildik'' dedi.

Kırmızı et fiyatlarındaki artışın süt hayvancılığını da etkilemesinden endişe ettiklerini vurgulayan Tokoğlu, şöyle devam etti:

''Aslında besicilerin elinde önemli miktarda hayvan var. Buna rağmen fiyatları daha da artırmak için suni olarak ortam yaratıyorlar. Süt fiyatları 68,5 kuruş iken bile besici sütten fazla para kazanmıyor. Et fiyatları arttıkça, süt üreten hayvanlar mezbahalara gidebilir.

AB'nin zaten et ve süt ithalatı konusunda Türkiye'ye baskısı var. BSE, domuz gribi gibi hastalıklar nedeniyle Türkiye bu ithalat baskısını durdurdu. Şimdi baskı olsa bile yetkililerimiz sağ duyulu davranır.

Et fiyatlarındaki artış nedeniyle bazı çevreler ithalat talebinde bulunuyor. Oysa koyunculuk desteklenirse, hem et fiyatları hem süt fiyatları istikrara kavuşur.''

Halil Tokoğlu, bu yıla ilişkin hayvancılık birim desteklerinin şimdiye kadar açıklanmamasını da eleştirdi.

KRİZDE, 150 BİN BAŞ HAYVAN KESİLMİŞTİ

Her yıl kış aylarında 120 bin hayvan kesime gönderilirken, süt fiyatlarının aşırı düşmesi yem fiyatlarının artması nedeniyle bu yıl Türkiye genelinde 150 bin hayvanın kesime gönderildiği belirtilmişti.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'de, 2008 yılı sonu itibariyle 23 milyon 974,6 bin baş koyun, 10 milyon 859,9 bin baş sığır, 86 bin 297 baş manda bulunuyor. Aynı yıl itibariyle, 746,8 bin tonu koyun sütü olmak üzere toplam 12 milyon 243 bin ton süt üretildi. Buna göre, 2008 yılı sonu itibariyle, Türkiye'de üretilen sütün yüzde 91,93'ü inek sütü, yüzde 6,10'u koyun sütü, yüzde 1,71'i keçi sütü, yüzde 0,26'sı da manda sütü.

İnek sütü üretimi giderek artarken, koyun sayısına bağlı olarak, koyun sütü üretimi hızla azalıyor. 1990'lı yıllarda koyun sütünün toplam üretim içindeki payı yüzde 20'ler, 1999'da yüzde 18, 2002'de yüzde 11 düzeyindeydi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilileri, süt üretiminin son 10 yılda 8-9 milyon tondan 12,5 milyon tona ulaştığına işaret ederek, süt üretiminin artmasında, büyükbaş hayvanlarda yürütülen ve desteklenen hayvan ıslah çalışmalarının etkili olduğunu vurguluyor.

Islah çalışmaları nedeniyle, 2000'de yüzde 16,8 olan kültür ırkı hayvanların toplam hayvan varlığı içindeki payı, 2008'de yüzde 32,73'e çıktı. Soy kütüğü ve ön soy kütüğüne kayıtlı kültür ırkı hayvanlarda, yıllık ortalama verim 6 tonun üzerine çıkabiliyor.

Yetkililerin verdiği bilgiye göre, önceden, yerli ırkların ağırlıkta olduğu dönemlerde süt üretimi ilkbahar aylarında artarken, üretimin bolluğu nedeniyle fiyatlar bu aylarda düşerdi. Ancak, ıslah çalışmaları sonucunda kültür ırkı hayvanların sayısı artınca, artık üretimdeki artış sürekli hale geldi. Ancak, tüketim aynı hızla artmayınca, üretim fazlalığı üretici açısından fiyat düşüşü sorununa yol açtı. Bu nedenle, sütte arz fazlasını eritmeye yönelik müdahale alımları büyük önem taşıyor.

Sütün ekonomik olarak üretilebilmesi için, bir işletmedeki sağmal hayvan sayısının 25 baş ve üzerinde olması gerektiğini belirtilirken, bu tür bir işletmede üretilen sütün maliyetinin 50-52 kuruş olarak hesaplanıyor. Ancak, Türkiye'de işletmelerin büyük bölümü yemi dışardan aldığı için süt maliyeti de yükseliyor. Gelişmiş ülkelerde, genellikle entegre hayvancılık işletmesi yapıldığı için, işletmeler yem üretimini de kendisi yapıyor ve süt maliyeti düşük oluyor. Yetkililer, rantabl bir süt üretimi için en az yıllık ortalama verimi 5 ton ve üzerinde olan 35-40 baş hayvan bulunan olan işletmeler kurulması gerektiğini vurguluyor.

Oysa Türkiye'de, hayvancılık işletmelerinin yüzde 90'ında 10 başın altında, yüzde 85'inde 1-5 baş hayvan bulunuyor. Türkiye'de, 2000 yılında üretilen sütün 2,5-3 milyonu sanayide işlenirken, 2008'de sanayiye gelen süt miktarının 5-6 milyon tona ulaştığı hesaplanıyor. Üretilen sütün yüzde 35'inin mandıralarda, yüzde 15'inin fabrikalarda işlendiği, yüzde 11'inin işletmelerden doğrudan satıldığı belirtiliyor.

AA

Haber Ara