Bandista'dan 'Pardon Mister Genelkurmay'!
Müzikleriyle Türkiye'deki militarizme karşı isyankar bir tarz geliştiren Bandista grubunun son albümü "Paşanın başucu şarkıları"nda Pardon Mister Genelkurmay diyor!
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-10-02 15:52:00
İlk albümleri "Anlatılan senin hikayendir"i geçen 1 Mayıs'ta çıkaran Bandista, 12 Eylül'ün yıl dönümünü de "Paşanın başucu şarkıları"yla karşıladı.
Bandista kaldığı yerden anlatmaya devam ediyor
"Benin annem cumartesi", "Yan Babilon" ve "Pardon afedersiniz mr. genelkurmay" isimli şarkılarını İnternet sitelerinden indirip dinleyebileceğiniz grup "Paşanın başucu şarkıları" için şöyle söylüyor:
"Darbeler, müdahaleler, politik ve kültürel işgaller 'sorgulanamaz' iktidarlarını ezicilikleri, şiddetleri ve yarattıkları acılar ve galibiyetleri ne düzeyde olursa olsun, tam da toplum ve mağluplar nezdinde meşru, haklı, kaçınılmaz ve yahut hegomonik kabul edildikleri anda tesis ederler. Erkin sahipleri mevcut durumlarını sürdürmenin yolunun onu elde ettikleri hâl ve yöntemde ısrar ve bu 'olağanüstü' hâli sürdürmekten geçtiğini bildiklerinden bu, 'farklı' bağlam ve tecessümlerle durmaksızın devam eden bir saldırı sürecidir.
"Bu saldırıya karşı verilecek yanıtların içinde dilimizde, sesimizde, müziğimizde direnmek bir kültürün, içinden başka başka muhalif kültürleri doğurarak yaşaması anlamında elzemdir. Unutmayıp inanmak ve bulanmayıp bilenmek düsturuyla Bandista evi var olduğunu bizzat kendi mevcudiyetinin mümkünlüğüyle bildiği muhalefet mukavemet âlemini paşaların başucunda De Te Fabula Narratur'un kaldığı yerden bizim hikâyelerimizi anlatmaya davet ediyor. Zira bir fısıltıdan bile korkuyorlar... Gürültü ne çok şeyi değiştirir... Kafaya kafaya zound zystem!"
Bandista'ya bu üç şarkılık albümde Sultan Tunç da eşlik ediyor.
Radikal'den Erhan Altındiş sıradışı müzük muhalefeti Bandista'yı yazdı:
Bandista, 12 Eylül'de çıkardıkları 'Paşanın Başucu Şarkıları' albümüyle darbenin 29. yıldönümünde yeniden sevenleri ile buluştu. Üç şarkılık albüm grubun internet sitesinde...
2009 yılında, 1 Mayıs 1977’de yitirdiklerimize verdiğimiz sözü tam 32 yıl sonra yerine getirdik ve Taksim’i yeniden 1 Mayıs alanı haline getirmeyi başardık. Sınıf mücadelesinin bol gazlı geçen bu müsabakasında tarih “anası amele sınıfı, yurdu tüm cihan” olanlara gülümsedi, emeğin uluslararası bayramı, yeniden Taksim’de kutlandı. Aynı esnada, Mecidiyeköy’de Taksim’e yürümek için polis barikatının berisinde bekleyen binlerce insanın arasında beklenmedik bir hareketlilik oldu, önce bir akordeon sesi duyuldu, ardından aksak bir gitar ritmi...
Müzik, sıcaktan bunalmış eylemcileri ferahlatırken, emniyet telaşla daha önce hiç duymadığı bu melodileri araştırmaya koyuldu, makul bir telaşla üstlerine danıştılar: “De te fabula narratur” da nedir sayın Valim? Yanıt hızla geldi: “Çabuk dağıtın!”
Herkesin ünlü olmayı istediği bir çağda, yüzlerini ve isimlerini notaların arkasına gizlemiş Bandista, bizlere ilk 1 Mayıs hediyemizi veriyordu, daha önce grev çadırlarında, mitinglerde, öğrenci şenliklerinde görülmüşlüklerine dair rivayetler duymuştuk ama yine de hep birlikte sorduk: Bandista mı?
“...Bandista bir aralık, bu darlık, bu basmakalıp, bu ayık kafayla esrik taklitleri, bu aramızda yaşayan katilleri teşhir etmek gerek dedi evde uyuklarken. Uyanmak gerek dedi önce kendi kendine, evde bir gitar çaldı manuş, klarnet aktı meyanlı, kaydırmalı, akordeon zaten doldurmuştu köşe bucak, vurmalılar hazırdı ‘marş’a, başladı ev’in hikâyesi, varyetesi söküp söküp yapmanın. Bandista evi şenlik kıyamet bir eylem bandosu...”
Senin hikayen
Bandista’nın muhalif şarkıları, pop starları kıskandıracak bir hızla, özellikle üniverste gençliğinin arasında yayılırken, ilk albümleri internette paylaşılmaya başladıktan sadece bir hafta sonra ODTÜ şenliklerinde binlerce genç Bandista şarkılarına ezbere eşlik ediyordu. Gençliğin uğrak noktalarından ekşisözlük’te, kısa sürede sayfalarca coşkulu yorum oluştu. Şarkılar dilden dile dolaşırken, emniyetin hâlâ anlamını aradığı albüm adını Ulus hoca kulaklarımıza fısıldadı: “De te fabula narratur, senin hikâyeni anlatıyorlar...”
Bandista isyanın sesini başka türlü kurmayı deniyor, Türkiye solunun alışık olduğu bağlama ve ağıt-marş-halay eksenli isyan müziği formunu, pek de alışık olmadığımız ska, punk, reggae, Balkan formunda ruhlarımızı çoşturan bir melodiyle çoğaltmaya çalışıyor. Bir yandan da, albümünü internetten ücretsiz paylaşarak, fikri mülkiyet adı altında kültür endüstrisini ayakta tutan “copyright”a “copyleft” bir nanik yapıyor, tayfabandista.org’dan alıntılayalım: “armağandır. çoğaltınız!dağıtınız.”
Bandista, 12 Eylül’de Paşanın Başucu Şarkıları albümü ile darbenin 29. yıl dönümünde yeniden sevenleri ile buluştu. Üç şarkıdan oluşan bu yeni albüm Yan Babilon ile başlıyor.
7 Ekim 2007’de Yürüyüş dergisi satarken polis tarafından vurulan ve felç olan 17 yaşındaki Ferhat Gerçek ve Atina’da polis kurşunu ile öldürülen 15 yaşındaki Alexis Grigoropoulos için bu şarkı. Bir de not düşelim: Ferhat felç olmasına rağmen polise mukavemet suçlaması ile 15 yıl istemiyle yargılanıyor! Ferhat’a yapılanları protesto eylemine katılan Engin Ceber ise 2008’de Metris Cezaevinde işkence ile öldürüldü, Engin 29 yaşındaydı. “yan babilon yan yan yan...”
İkinci şarkı Pardon Afedersiniz Mr. Genelkurmay hâlâ pes etmediğimizin farklı bir ifadesi. Biliyorsunuz, Türkiye bir kayıplar diyarıdır, Deniz Baykal avukatlığını yapmaya devam ededursun, Ergenekon davası ile kayıplar/asit kuyuları/faili meçhuller yeniden gündeme geldi. Arjantinli annelerin Amerikancı cuntanın kaybettiği çocuklarını bulmak için her perşembe Piazza del Mayo’da yaptıkları gibi Türkiye’de de kayıp anneleri, istisnasız her Cumartesi, Galatasaray Lisesi önünde eylemlere başlamışlar ve sınırsız devlet şiddetine rağmen bu eylemi çok uzun bir süre devam ettirmişlerdi. Bu son şarkı, Benim Annem Cumartesi farklı yerlerde, aynı acıyı yaşayan bu yürekli kadınlar için...”Benim annem cumartesi her bir dilde çıkar sesi/Benim annem cumartesi elinde solmuş bir resim/Benim annem cumartesi hesap soracak öfkesi/Benim annem cumartesi benim annem cumartesi”. Ve önce Arjantinli, sonra Türkiyeli bir annenin sesi: “Ben bir anayım, beni duymak zorundasınız, beni dinlemek zorundasınız”.
Bandista’nın ürettiği şarkılar/metinler zihinsel bir yolculuk da aynı zamanda...
Deleuze, Vertov ile selamlaşırken, güneşin sofrasındayız diyor Nâzım usta. Joe Bousquet yine hüzünlü: “Yaralarım benden önce vardı, ben onları bedenimde taşımak için doğmuşum” derken yaralanıyorsun, Cenova’da, koca bir antikapitalizm seli Carlo’yu vurmuşlar, yaralanıyorsun, İstanbul’da Sebat Apartmanı’nın önü 301 kurşun sesi, Hrant düşüyor, yaralanıyorsun, Veysel’in katili ressam olmuş, yaralanıyorsun. Sonra Veysel ve Hrant ve Carlo ve Cumartesi anneleri kalkıyoruz, yüzlerimizde kocaman bir tebessüm, Bandista, eylem bandosu inatla yürüyor: Sabah oluyor, güneş yine doğuyor, 1 Mayıs 2010 olmuş, yine Taksim’deyiz...
http://tayfabandista.org/blog/
Emrah Altındiş/ Radikal
SON VİDEO HABER
Haber Ara