Dolar

34,8713

Euro

36,6128

Altın

3.007,09

Bist

10.058,63

Zincirleme TİTANİK reaksiyonu başladı

Dünya yeni krizle ile yüz yüze... ABD ve Avrupa ve Rusya ekonomisini çökerten finansal krizinin mimarları olan KREDİ RATING şirketlerinin yükümlülükleri üzerinedir.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-29 14:24:00

Zincirleme TİTANİK reaksiyonu başladı
Serkan TUNÇ / TIMETURK

Aslında ABD Hükümeti ile tüm dünya devletleri arasında oynanan satrançta şimdilerde en iyi hamle oldu. Fransa, Rusya, Belçika gibi ülkeler finansal krizde ABD’nin taşın altına elini sokması gerektiğini ve sorumluluklarına uyması gerektiğini sert bir dille ifade ettiler.

En sonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile ilgili muhtemel negatif yaklaşımlara cevap olarak; “Kredi Rating firmalarının daha iyi yönetilmesi gerekliliği”ni imalı bir dille ve hafif uyarı nitelliğinde ifade etti.

Bizim basınımızın çoğunlukla kaçırdığı ve bilmedikleri hatta öngöremedikleri bir oyunun bir hamlesiydi bu ifade. Yani kısaca ABD’de Musevi lobisi ve Obama, Türkiye’ye karşı pek alışık olmadığımız bir yaklaşımda bulunmuşlar ve bunun karşılığında da başbakan; onların karınlarının en hassas bölgesine bir kroşe indirmiştir. Bunu muhalefetin anlamadığı ve kaçırdığı da görülmektedir. Aslında bu daha büyük “One Minute” olayıdır. Başbakan bu konuda kutlanmalıdır.

3 Mart 2009 Tarihli finansal kriz analizimizde bahsettiğimiz gibi, ABD için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir süreçten bahsetmiştik. Bu süreç ABD ve Avrupa ve Rusya ekonomisini çökerten finansal krizinin mimarları olan KREDİ RATING şirketlerinin yükümlülükleri üzerinedir.

ABD’de ki finansal işler bizdekinden biraz daha sert görüntü itibari ile daha vahşi işlemektedir.

Borsada işlem gören şirketler, bizde ki gibi mali denetim firmalarınca periyodik olarak denetlenir, bu denetim şirketleri işlemleri bazında SEC (ABD Sermaye Piyasası Kurulu) ‘e ve direkt olarak bu şirketlerin hisselerine yatırım yapan hissedarlara karşı mali olarak sorumludur. Ayrıca ABD hazinesinden ruhsat ve mali sorumluluk almış bazı mali denetim ve kredi rating faaliyetlerinde bulunan şirketlerde, borsada hisseleri işlem gören şirketlerin mali yapıları denetlemektedir. Tüm bu şirketler, Triyonlarca dolarlık mali yükümlülüklerin altına imza atmaktadırlar. Bu yükümlülüklerinin bir kısmını kanuni mecburiyet çerçevesinde krizde batmış sigorta şirketlerine satmışlardır. Bu denetim raporlarıyla bizim ülkemize verildiği gibi bazı rating ölçütleri verilir. BB- , A+, AAA vb.

En iyi rating AAA olan mükemmel seviyesidir. İşin trajik tarafı da ABD’de borsada işlem gören ve batan şirketlerin özelliklede finansal kuruluşların tamamı AAA yani Mükemmel(batmaz-titanik) Rating ölçütündedirler…

Şimdi zincirleme bir reaksiyon başlayacaktır ama bu reaksiyon kısa vadede hiçte Dünya’nın menfaatine değildir. Özellikle ABD’de yatırım yapmış şahıs ve ülkeleri zora düşürecektir.

Bir ABD vatandaşı ve herhangi bir ülke vatandaşı eğer finansal kriz döneminde batan şirketlerin hisselerinden adlıyla ve bu şirket hiçbir not kırımı yaşamadan AAA gibi “BATMAZ” seviyeden battıysa – ki yaşanan aynen budur, o zaman bu şirketi denetleyen mali denetim firmasını ve bu şirketlere Rating veren kredi rating firmalarını mahkemeye verecektir.

Bu mahkemede rating firmalarının görevlerini gereği gibi yapmadıkları kanaatine varacaktır. Çünkü batışlar 1-2 hafta içinde aniden yaşanmıştır. Ancak krizin süreci 1 yıldan fazladır şirketleri eritmektedir. Ancak bunu rating firmaları görmezden gelmişlerdir.

Zaten borsada batan trilyonlarca dolar’ın batma sebebi fon’ların batması değil bu fonları yöneten şirketlerin batmasıdır.

Mahkemeler, ENRON olayında olduğu gibi hem idari hem de hukuki tazminatlara hükmedecektir. Ancak bir farkla burada 200 civarında Enron vakası yaşanmıştır. Risklerini sattıkları sigorta şirketlerinin çoğunun battığı ve çoğununda bu yüzden batacağı rating firmalarının bu yükümlülükleri direk olarak ABD hazinesine rücu olacaktır.

Bu rating firmalarına açılacak dava sayıları milyarları bulabilir. Bunun anlamını anlatmanın bir manası yoktur. Topu topu 15-20 firma bu davaları göğüslemeye çalışacaktır.
Ancak bu davaların ABD sistemi içinde yeni bir avukat sektörü oluşturacağı kesindir.

ABD idari olarak bu davaları ancak 2 yıl daha engelleyebilir bunun sonunda parası batan her dünya vatandaşı ile hesaplaşmak zorunda kalacaktır. Özellikle Rusya davalar konusunda ABD ile soğuk savaşa girmesi beklenen ülkedir ancak Türkiye, hem de ABD’nin finans kalbinde bu kozu artık masaya koymuştur.

Zaten ABD’nin içinde de Rating kurum çalışanlarının itiraflarıyla bir cadı avı süreci başlamıştır. Bu sürecin zarara uğrayanlar tarafından başlatılması an meselesidir. Bu davalarla ABD ekonomisi ve ABD‘le ticaret yapan başta Avrupa olmak üzere büyük zararlar görecektir. Bu yüzden demokrasi tüccarları olan bu ülkelerde adaletin bir süre nasıl engellendiği çok ne görülecektir.

Ancak, batan finansal kuruluşların, bu kuruluşları denetleyen mali denetim kuruluşlarının, batan kuruluşlara rating veren kredi rating kuruluşlarının ve tüm bu yükümlülükleri gideceği en son nokta olan ABD merkez bankasının sahiplerinin aynı lobiye yani Musevi Lobisine ait olması; ABD hükümeti ile bu lobi arasında önümüzdeki dönemde bir ayrışmaya yol açacağı artık su götürmez bir gerçektir.

Türkiye'nin tezlerinin ABD'de kabul görmemesi durumunda, Ankara'nın bundan sonra bu konu üzerinde yapacağı hamle: Türk yatırımcıları ABD'de rating şirketlerine güvenerek yatırım yapmalarında risk olabileceği konusunda uyarmak olur. Bu da dünyada oluşabilecek bir güven tedirginliğini tetikler. Türkiye'nin ardından başka ülkelerde de durum bu şekilde değerlendirilebilir ve ABD'den bütük miktarda nakit çıkışı yaşanabilir.

Türkiye, ABD'nin finansal açığını kapamak için özellikle İran Petrollerine göz dikmesinden ve bunun için niteliksiz kampanyalar oluşturulmasından rahatsızlığını her ortamda dile getirmektedir.

Sonuç olarak ABD, finansal krizin hukuki sonuçlarına ve bu sonuçların mali yükümlülükleriyle karşı karşıya kalacaktır. Bu yükümlülükler özellikle ABD’nin ikinci finansal krizine bu seferde sigorta şirketlerinin mali yapısının çökmesine neden olacaktır. ABD hazinesinin de bu yükümlülükleri ne şekilde karşılayacağı ayrı bir muamma meselesidir. Ama biz ABD ve Avrupa tarafından gelen krizden çıktık, krizin dibi göründü, tünelin ucunda artık ışık var gibi hikâyeleri duymaya devam edeceğiz.

Ancak krizin bitmediğini özellikle Avrupa bankalarının ABD dışında yatırım için arayışlarından anlayabiliriz.

ABD’nin yeni kredi rating’inin Pakistan’dan daha riskli çıkması kimseyi şaşırtmayacak bir gerçek olmalıdır.

Bu krize girmemek için ABD’nin İslam dünyasına karşı PR yapmaktan başka şeyler yapmaya da ihtiyacı vardır…


*Uluslararası Finans Uzmanı.
SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara