Dağdan inene kapılarını açacaklar
Türkiye'nin başlattığı Kürt açılımına destek veren Beşar Esad, "PKK tasfiye edildiğinde içlerindeki Suriyelileri kabul ederiz. Devlet terörden vazgeçeni affetmelidir" dedi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-15 11:05:00
Mustafa Karaalioğlu / Star
Barış çabaları meyvesini veriyor : Türkiye’nin son dönemlerde attığı her adım, bölgede büyük bir heyecan ve ilgiyle takip ediliyor. Bölgede ‘oyun kurucu’ misyonunu giderek artıran Türkiye, izlediği politikalar ve barış çabaları ile bölgenin diğer siyasi aktörlerinin de desteğini kazanmış durumdu. Ortadoğu ve Kafkaslar’da bütün politik dengeler değişirken Şam’da Suriye lideri Beşşar Esad ile bu konuları gündemimize aldı. Essad, hükümetin Kürt sorununda demokratik çözümü hedefleyen açılım sürecinden, Ermenistan ile imzalanan protokole, İran ve patriot füzelerinin alımından, su sorununa kadar pek çok konuda görüşlerini Türk basınıında bir grup gazeteci ile paylaştı.
Türkiye’de gündeminiki ana konusunu Suriye’de de ne kadar yakından ve ilgiyle takip edildiğini gördük. Kürt sorununu çözmeyi amaçlayan demokratik açılım sürecinin bir ayağı da Komşu ülkeler, İran, Irak ve Suriye ile yakın işbirliği ve diyalogu da zorunlu kılıyor. PKK kadroları içinde bu ülkelerden de pek sayıları binlerle ifade edilen gruplar bulunuyor. Essad, PKK’nın tasfiyesi ve dağdan indirilmesi durumunda, PKK içinde bulunan ve bin 500 civarında oldukları tahmin edilen PKK’lıları vatandaşlığa alabileceklerini söyleyerek açılıma destek mesajı verdi. Türkiye’nin bir diğer gündemi olan Ermenistan ile imzalanan protokolün kendilerini de yakından ilgilendirdiğini söyleyen Esad, “Türkiye’nin komşuları ile girilen her yeni ilişki, elbette ki bizi de etkiliyor” diyor. İşte Suriye Devlet Başkanı Beşşar Essad ile yaptığımız röportaj:
Kürt açılımı konusunda Türkiye hükümetinden bize henüz resmi bir bilgi gelmedi. Ancak basına yansıdığı kadar konuyu öğrenmeye çalışıyoruz.
Her açılımın onlarca adımları ve onlarca doğruları olabilir. Önemli olan çözümün çerçevesi nedir? Çerçeve ulusal mı, ırkçı/etnik mi, bu çok önemli. Bu çözümün ülke bütünlüğüne nasıl faydalı olacağıdır. Çerçeve belirlense de icrası çok zaman ister. Bir de açılım yaparken ülkenin çevresindeki olayları hesaba katmanız gerekiyor. Bence herhangi bir açılım olumludur. Fakat bu çerçevenin içindeyse.
ERDOĞAN’LA AÇILIMI KONUŞACAĞIZ
Dosya:/dosya/icerik/090915-120140-p1k2.jpgAçılım bana göre bir hedef değil araçtır. Asıl hedef ise her zaman istikrar ve gelişmedir. Siyasal açıdan bölünme en büyük günahlardan biridir. Ne yaparsan yap ülkenin birliği bütünlüğü en önemli hedef olmalı. Tabii tüm bunların yanında açılımın zamanlaması da çok önemli. Türkiye’nin iç işlerini bilmediğim için bir şey diyemeyeceğim. Fakat her halükarda biz Türkiye’de yaşananlardan etkileneceğiz. Onu için biz sürecin hep istikarara doğru gitmesini arzu ederiz. Bu konuyu Çarşamba günü Türkiye’de Sayın Erdoğan ile de görüşeceğim.
PKK’DAKİ SURİYE UYRUKLULAR
Essad, İstihbarat kaynaklarına göre PKK içindeki bin 500 Suriye kökenlinin dağdan inmesi halinde vatandaşlığa kabul edilip edilmeyeceği sorusunu da şöyle karşılık verdi: Burada mutlaka kabul etmemiz lazım. PKK konusu zaten üç komşu ülkeyi de ilgilendiren bir konu. Bu sorunun çözümü mutlaka bu ülkeler arasında görüşülmeli. Sayın Gül, Suriye’ye geldiğinde bu görüşümüzden kendisine bahsetmiştik. O zaman da dsadece teröristi avlamak suretiyle terörizmi çözemeyiz demiştim. Çünkü yok ettiğin teröristin yerine hemen bir başkası gelir. Onun için kapsamlı bir çözüm olması lazım. Hem Suriye, hem Türkiye, hem de Irak’ta ortak etkenler var. Bu konu üzerinde hem güvenlik hem de siyasi alandaki işbirliğimizi nasıl geliştirebiliriz ona bakmalıyız. İster Suriye’de olsun isterse Türkiye’de olsun birileri terörizmden vazgeçmişse mutlaka ona sahip çıkmamız, onu kollamamız lazım. Biz 1980’lerde Müslüman Kardeşler sorununda aynı şeyi yaptık. Devlet olarak terörü bırakanı kucakladık, yine kucaklayacağız ve affedeceğiz. Devlet affeder. Çünkü hedef terörü bitirmektir. İntikam almak değil.”
Türkiye sorunları çözmekte becerikli
“Türkiye’nin rolü çok temel. Bu coğrafyanın bir ülkesi olarak Türkiye, başka ülkelere nazaran bu coğrafyanın her şeyiyle daha yakından ilgileniyor. Hem sorunların çözümüne yönelik çabalarda hem de sorunlara yol açan engellerin aşılmasında son derece becerikli bir ülke. İkincisi, Suriye-Türkiye arasında siyasal düzeyde ve halklar arasında mutlak bir güven var. 1990’lı yıllarda İsrail’le doğrudan görüşmeler yaptık ama başarısız oldu. Türkiye arabuluculuğu ile görüşmeleri başlattığımızda detaylar üzerinde görüşmeye başladık. Somut bir noktaya vardığımızda da doğrudan görüşmelere başlayacaktık. Doğru bir temele ulaşmadan İsrail ile doğrudan görüşmelere başlamayacağız.”
İran İsrail’e saldırmaz
“İran’a saldırı olursa bölge onlarca yıl sürecek çok kritik bir sürece girecektir. Bu durumdan senelerce çıkmak mümkün olmayacaktır. Ortadoğu’ya bir istikrar getirmeyeceği gibi, bu saldırının bedelini bu bölge ile birlikte tüm dünya ödeyecektir. ABD’nin Türkiye’ye Patriot füzeleri satma kararı: Şimdi burada İran’ın kime karşı silah kullanacağı sorusu önemli. Bu silahları Türkiye’ye karşı kullanabilir mi? Sanmam. İsrail’e karşı kullanabilir mi? Onu da sanmam, çünkü İsrail ve çevresinde İsrailli’den çok Arap yaşıyor. Nükleer silahlara kullanılmak üzere sahip olunmuyor, caydırıcılığından faydalanmak üzere arzulanıyor. Önümüzde Pakistan ve Hindistan örneği var. Nükleer silah sahibi olduktan sonra daha barışçıl oldular. Ayrıca İran’ın nükleer silah peşinde olduğunu düşünmüyorum. Ama biz nükleer silah sahibi olmaya hangi ülke olursa olsun karşıyız.”
‘One minute’ Made in Turkey’dir
“Sayın Başbakan’ın Davos’taki tavrı halk arasında duygusal bir coşku yarattı. Ama ben devlet başkanı olarak duygusal konuşamam. Sayın Başbakan o tavrı sergilerken kişisel tavrını sergilemedi. Türkiye Cumhuryeti’nin başbakanı olarak o tavrı sergiledi. Bu Türkiye’nin kendi egemen kararıyla ne kadar saygın bir tavır alabildiğini kanıtlamıştır. Bu tavır tam anlamıyla Made in Turkey bir tavırdır. Türkiye’nin egemen bir tavrı olduğu için çok önemlidir.”
BUSH İLE OBAMA FARKI
“Henüz pratikte olumlu bir gelişme görmüyoruz. Değişen bir şey varsa o da var sorunlara yaklaşımlar. Bize artık ABD tarafından dikte ettirilmeye çalışılan bir politika bulunmuyor. Ne düşündüğümüze dair artık bizi dinlemeye daha hazırlar. ABD’de eksiden Ortadoğu’daki sorunları Amerika’daki think tank kuruluşları çözer kanaati vardı. Şimdi bu sorunların ancak bölge ülkeleriyle çözülebileceğine dair bir anlayış yerleşiyor.”
Algılar değişti artık dost olduk
“Türkiye ile ilişkilerimiz son yıllarda hızla düzeldi. Tabii siyasi ilişkiler çok daha hızlı gelişebilir, ekonomik ilişkilerin gelişmesi daha fazla zaman alır. İşadamları ise doğal olarak açılımların çok hızlı olmasını istiyor. Ancak biz ancak bu kadarını yapabiliyoruz. İMKB 1980 yılında açıldı, oysa biz henüz bu yıl açabildik. Özel bankalar Türkiye’de 50 yıldır var, bizde ise sadece son yıllarda faaliyete geçebildiler. Tüm bunlara rağmen çok sayıda Türk firması burada çalışıyor. Türklerin burada kurduğu fabrikalar var. Bence iyi yoldayız, hızlı gidiyoruz ama belki çok çok daha hızlı gitmeliyiz. Bundan birkaç yıl öncesine kadar Türk-Arap ilişkilerinde muazzam çelişkiler vardı. Oysa şimdi çok farklı. Algı değiştiği için şimdi kardeşlikten dostluktan söz ediyoruz. Eskiden kendimizi Batı’ya bakarak tanımlamaya çalışıyorduk. Ben Batı’da okudum, yaşadım, çok da hoşlandığım şeyler var Batı’da. Türkiye ve Suriye’de yaşayan pek çok insanın Batılı yaşam tarzına olan ilgisi olabilir. Ama ben kendimi bu coğrafyanın bir insanı olarak görüyorum. Bu bir kültürel ve siyasal bakış da buna uygun olmalı. Olaylara böyle bakarsak gelecekten umutlu oluruz. Biz toplumsal ve kültürel açılardan birbirimizi kolay benimseyen halklarız.”
Ermenistan bizi ilgilendiriyor
“Şaşıracaksınız belki ama Ermeni açılımı da bizi ilgilendirir. Üstelik bu yalnızca Suriye’de yaşayan Ermeni azınlığı ilgilendiren bir konu olduğu için de değildir. İki ülke arasındaki ilişkiler rahatlarsa çevredeki ülkeler de rahatlar. Bizim daha fazla çözümlere ve açılımlara ihtiyacımız var. Mesela ticaret sadece iki ülke arasında olmuyor.”
Demokrasiyi daha yeni öğreniyoruz
“ Prensip olarak kapanmaya karşıyım. Biz açılımları aşamalı yapmaktan yanayız. Biz bu süreci yeni yeni öğreniyoruz. Mutlak olarak açık bir Suriye hayal ediyorum. Bu tabii siyasal yapıdan, siyasi parti yasasına varıncaya kadar pek çok reform yapmamız gerekiyor. Bürokrasi konusunda ise iki olasılık var. Ya topyekün savaş açarsınız ya da bunlarla nasıl çalışabileceğinizin yollarına bakarsınız.”
Su konusunda uzlaşma
“Geçtiğimiz dönemde Türkiye su konusundaki taahütlerinin tamamını yerine getirdi. Dicle konusunda da Irak, Suriye ve Türkiye bir uzlaşmaya vardı.”
İyi ilişki başka boyun eğmek başka
“Irak’ın işgalinin olumlu ve olumsuz olmak üzere iki önemli yönü var. Olumsuz olan yanı Irak’taki güvenlik boyutu. Bu arada, dışardan gelen çözüm her zaman çözüm değildir. Şöyle bir ayrım yapmamız lazım: İyi ilişkilere bulunmakla baş eğmek arasında bir fark olduğunu vurgulamalıyız. Bağdat’la yaşadığımız son gerginliğin ardından Türkiye’nin girişimi çok hızlıydı ve zamanlama önemliydi. Ayrıca çok objektif ve gerçekçiydi. Önümüzdeki birkaç gün içerisinde bu soruna dair Türkiye’de bir toplantı olacak.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara