Dolar

34,9222

Euro

36,6057

Altın

3.008,53

Bist

10.058,63

Kuzey Atlantik Zümrüdüankası

NATO Afganistan'da başarısızlığını ilan edebilir mi? Amerikalı yazar James Joyner, "Vietnam'da da başarısız olmuştuk ama zaferimizi ilan etmeye ve eve dönmeye karar verdik" diyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-14 05:46:00

Kuzey Atlantik Zümrüdüankası
Haber Merkezi / TİMETURK

James Joyner*

Görünüşe göre birkaç ay önce Afganistan’ın Batının kaybetmeyi göze alamayacağı “gerekli bir savaş” olduğu üzerine evrensel uzlaşma birden buharlaşı verdi. Önde gelen liberaller, merkeziyetçiler ve muhafazakarlar yüksek bedelli kan ve masrafı haklı çıkaracak hedeflerimizin çok yüksek olduğunu ve başarma şansımızın çok az olduğunu söylemeye başladılar.

Şimdi göründüğü gibi kaçınılmaz olarak, eğer Afganistan’dan iş bitmeden çıkarsak – iş her ne olursa olsun- jeopolitik sonuçları olacağı kesindir. Bunlar başka yerde de uzun uzun tartışılmaktadır. Bununla birlikte Atlantikçilerin başka endişeleri de var: NATO’ya bunun etkisi ne olacak?

2004 yılı Ocak ayında NATO Genel Sekteteri Jaap de Hoop Scheffer göreve geçtikten hemen sonra “Bizim ilk ve acil önceliğimiz Afganistan’ı yola sokmaktır. Başarısız olmayı göze alamayız” diye açıklayarak devam etmişti, “Eğer Afganistan’da başarısız olursak, eğer o ülkenin insanlarına daha iyi bir gelecek inşa etmek için yardımcı olma taahhütümüzü yerine getiremezsek, o zaman bize tekrar kim güvenir?

NATO olarak, Avro-Atlantik bir toplum olarak bizim güvenilirliğimiz sözkonusudur. Ve güvenilirlik bizim en güçlü varlıklarımızdan biridir. Onu korumak için, başarmaktan başka seçeneğimiz yok.” Sheffer başından sonuna kadar görevde kaldığı müddet boyunca bunu tekrarladı.

Scheffer çok zor bir dönem boyunca ittifakımızı mükemmel bir şekilde idare etti. Bununla birlikte onun burada söyledikleri korkunç bir şekilde akılsızca tasarruf edilmiş sözlerdi.

Oldukça doğal bir şekilde, özgür toplumlardaki vatandaşlar sonuçları adil ve tehlike büyük olmadığı sürece askerlerini savaşa ve ölüme göndermek istemezler. Bu talihsiz bir şekilde demokrat liderlerinin halkın desteğini alabilmeleri için savaş çabalarını pazarlamaları ve tehlikelerini az göstermeleri eğilimine yönelmesine neden olur. George H. W. Bush’un Saddam Hüseyin’i “Hitler geri döndü” söylemini, Bill Clinton’ın Amerikan askerlerine Bosna’da bir yıldan fazla kalmayacaklarına dair verdiği sözü ve George W. Bush’un Saddam’ın kitle imha silahları üzerine istihbaratı seçmesini ve ‘mantar bulutları’ uyarısını hatırlayın…

Scheffer Afganistan’da zaferin Batının ulusal güvenlik menfaatleri ile ilgili olduğuna güçlü bir şekilde inandı ve evet kararlı güçlerle çözüm bulamamak ve iş bitmeden ayrılmak ittifakın güvenilirliğini zedeledi. Ve NATO’nun kaderinin sözkonusu olduğunu açıklamak bir zaman anayurtta gittikçe popüleritesini kaybeden bir savaş için liderler arasında destek toplama konusunda etkili bir yoldu.

Fakat meselenin aslı 9/11 saldırıları sonrasında NATO “birine karşı saldırı” “herkese karşı saldırı olarak kabul edilecektir” diye geçen 5. Madde’yi dayanak göstererek Afganistan’da savaşa gitti. Elkaide’yi koruyan Taliban hükümeti çıkarıldı ve yüzlerce terörist grup lideri öldürüldü. Orijinal misyon uzun zamandan beri inanılmaz derecede hırslı bir şekilde şüpheli bulanık hedeflerle ulus inşaatı tatbiğine dönüştü.

NATO, 9/11’in duygusal uyanışında bile asla böyle bir görevi üstlenmede uzlaşmayı sağlayamazdı. O zaman geleceği niçin onun başarısına dayalıydı?

Dahası, görünüşe göre doğruluğu kabul edilirken, beyhude çabadan geri çekilme fikrinin birilerinin “güvenilirliğine” ciddi zarar vereceği fikri tarih tarafından onaylanmamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler Kore’de bir çıkmaza ulaşmak için üç yıl savaştı. Vietnam’da 10 yıldan fazla savaştıktan ve hedeflerimize ulaşmakta başarısız olduktan sonra en sonunda “zaferimizi ilan etmeye ve eve dönmeye” karar verdik. Blackhawk-down bozgunundan sonra, Somali’de savaş diktatörü avcılığının çaba sarfetmeye değmeyeceğine karar verdik. Yine de her nasılsa Dünyanın en başat askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel gücü olarak kalmayı başardık.

Eğer ulus-devletler savaşları kaybettikten ya da vazgeçtikten sonra devam etmeyi başarabiliyorsa ittifaklarda niçin herhangi bir farklılık olmalı?

*James Joyner Atlantic Council’ın yazı işleri editörüdür.

Bu makale Zeynep Güneş tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara