Özhan: Nemalananlar açılıma karşı!
Demokratik Açılımı ve bundan sonrasını değerlendiren SETA Genel Koordinatörü Taha Özhan, "Terör problemi bu süreçte çözülmezse 2050'de de şehit haberleri gelmeye devam edecek" dedi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-13 17:48:00
BORU HATLARI İŞİN RENGİNİ DEĞİŞTİRDİ
Özhan, ABD’nin 2011 yılı sonunda Irak’tan çekilmesi halinde tek ayak bağının terör örgütü PKK olacağına işaret etti. Boru hatları projelerinin işin rengini değiştirdiğini söyleyen Özhan Türkiye’nin enerji güvenliğinin artık sadece Türkiye’nin enerji güvenliği olmadığını ifade etti.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakıf (SETA) Genel Koordinatörü Taha Özhan, Kürt sorunun çözümünü istemeyenlerin varlığına dikkat çekerek, “eğer şimdi çözülmezse 2050 yılında şehit haberleri almaya devam ederiz” uyarısında bulundu. Gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Özhan, demok-ratik açılımla birlikte hemen bir çözümün sağlanamayacağını, önemli olanın sorunun yönetilebilir hale getirilmesi olduğunu belirtti. Türkiye’de Kürt meselenin bittiğinin farz edilmesi halinde birçok aktörün ya tamamen ortadan kalkacağını ya da ciddi anlamda güçlerini kaybedeceğini vurgulayan Özhan, “Bu işin çözülmesini istemeyen birçok insan, grup ve yapılanma var. Ya çok nemalanıyorsunuzdur ya da kenarından nemalanıyorsunuz. Kürt meselesinin varlığı kanın akması bir şekilde sizin işinize geliyordur” dedi.
CANIMIZ ACIYARAK BU İŞ BİTECEK
Türkiye’nin yaşadığı demokratik açılım sürecini ‘kemoterapiye’ benzeten Özhan, “Türkiye bunu bir kemoterapi süreci olarak görmeli. Canı acıyarak bu işi bitirecek. Bu süreçte PKK tasfiye olacaksa, şapkasını alıp sahneden çekilmesini kimse beklememeli. Gizli provokasyonlar olur ama büyük devlet odur ki bu provokasyonları yönetmeyi becerir. Küçük devlet de odur ki küçük provokasyonlarda büyük hatalar yapar” şeklinde konuştu.
Çözümün adresi olarak milleti gösteren Özhan, DTP’nin ise siyasal parti olmakla silahlı bir örgütün arasına sıkışmış durumda olduğunu belirterek, “DTP bu süreçten ya parti olarak çıkacak ya da bir örgütün sözcüsü olarak. Dağ fare bile doğurmadı şeklindeki çıkışların hiçbir anlamı yok, boşu boşuna süreci germiş olurlar” dedi.
TÜRKİYE GÜCÜNÜ FARK ETMELİ
Silahlı mücadelenin PKK’yı tükettiğini ifade eden Özhan şunları söyledi: “En önemlisi de kendi aralarında başlattıkları ‘biz bu silahlı mücadeleden nasıl kurtuluruz’ tartışmaları. Bunun yolunu Türkiye’nin göstermesi lazım. Silahların yerini, nereye bırakacaklarını Türkiye’nin göstermesi gerekiyor. Büyük devlet olarak bakmak lazım. 2 bin tane adamın hukuki tarifini yapmaktan acizse zaten bu işlere girmenin alemi yok.” Türkiye’nin büyüklüğünü fark etmesini isteyen Özhan, aksi taktirde 2050 senesinde de şehit haberleri alınmaya devam edilebileceği uyarısında bulundu. Özhan, “Türkiye bu sorunu çözemeyecek kadar küçük bir ülke değil, PKK da bu meselede son sözü söyleyecek kadar büyük aktör değil” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de üç tane coğrafi bölge partisi, bir tane de Türkiye partisi olduğunu savunan Özhan, matematiksel olarak hesap yapıldığında Doğu ve Güneydoğu’dan oy alamayan bir partinin iktidar olamayacağının altını çizdi. Özhan, “CHP kendisiyle yüzleşip Cumhuriyet Halk partisi olabilseydi yeniden Türkiye partisi olma yoluna girebilirdi ama CHP, CHP kalmayı tercih etti” diye konuştu. AK Parti’nin bu meseleyi çözmesi durumunda kamuoyu vicdanında inanılmaz mukim bir iktidar kuracağını dile getiren Özhan, bunun da partiyi Türkiye partisi olarak tescil edeceğini söyledi. Özhan, “Türkiye’nin siyasal çimentosu şu andaki hükümet. Gönül isterdi ki iki tane Türkiye partisi ülkenin meseleleri ile ilgili çalışsın rekabet etsin. Üç tane bölge bir tane Türkiye partisi var. Buradan siyasal mutabakat çıkmıyor” dedi.
OSMANLI’YI ÖRNEK ALALIM
Dil konusundaki tartışmaları da değerlendirirken Özhan, bu konuda Osmanlı’yı model olarak gösterdi. “Osmanlı’da resmi iletişim dili vardı onun dışında kim nasıl iletişim kurmak istiyorsa kuruyordu” diyen Özhan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hiçbir vatandaşının ana dilini kaybetmesine müsaade etmemesi gerektiğini kaydetti. Özhan “Anayasamıza Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Rumca, Lazca, Süryanice dilleri konuşulan bir ülke diye yazsak Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde Türkçe konuşulacaktır. Buna inanmamak memlekete güvenmemektir” diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara