Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çocuklar için edebiyatta tür sorunu

Neva Çocuk Yayınları çocuk kitapları yayımlamak için kolları sıvadı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-13 17:36:00

Çocuklar için edebiyatta tür sorunu

Mustafa Aldı / TİMETÜRK

Şimdilik “Çağdaş Çocuk Hikayeleri” dizisinden çıkan on kitaplık ilk seri yayımlandı. Kitapların tamamı Farsça’dan çevrilmiş. Yalnız tür ayrımı noktasında sıkıntılar var.

Çocuklar için edebiyatın türlerini farklı şekillerde tasnif etmek ve değerlendirmek mümkündür. Roman, hikâye, masal, destan, biyografi, anı, gezi yazısı, tiyatro, fen kitapları, şiir vb türlerde eserler veriliyor. Ya da çeviri olarak yayımlanıyor.

Bunun öncesinde, çocuklar için edebiyat alanında yer alan yazılı malzemenin, nasıl adlandırılacağı da başlı başına bir sorundur. Türkçe literatürde, çocuklar için edebiyatın teorik sorunlarına eğilen eğilme iddiasında bulunan birçok çalışmada; çocuklar için edebiyatı ürünlerinin tasnifinde tam bir ortalık sağlanamamıştır. Çocuklar için edebiyatın niteliğine ilişkin genel ölçütlerinin tam olarak oluşmadığı ülkemizde, bir çocuk kitabının türünü belirlemek çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bundan dolayı çocuk edebiyatı alanında çocuklara dönük olarak hazırlanan kitapların hangi türlere göre yazıldığı, kitapların yazıldıkları türün özelliğini ne derece gösterdikleri konusunda esaslı değerlendirmeler yapmak ve bu noktada ölçütler getirmek, çocuklar için edebiyat alanı açısından gereklidir.

Karışan türler

Bu çerçevede Neva Çocuk Yayınlarından “Çağdaş Çocuk Hikayeleri” dizisinden çıkan on kitaplık seriye değinmek gerekiyor. Kitapların tamamı Farsça’dan çevrilmiş. İçinde İranlı yazarların ağırlıkta olduğu dizide sadece bir kitap farklı. Claire Jobert tarafından kaleme alınan Minik Farenin Duası adlı kitap bu. Diğer kitaplar ise şunlar: İbrahim Hasan Beygi Aya Bak, Kilimdeki Tomurcuk , Sarı ve Beyaz Balık, Nahit Şehidi Affet Beni Anne, Mecit Şefi Ağacın Duası, Meryem Cemşidi Kardan Adamın Şarkısı, Nurettin Zerrinkilk İpek Böceğinin Hikayesi, Efsane Şabannejat Badem Tanesi, Niyaz İsmailpur Allah’ın Bir Avuç Toprağı. Kitapların görsellerinin oldukça mat oluşu çocukların cıvıl cıvıl kitaplara ya da görüntülere alıştığı göz önünde tutulursa pek alımlı durmuyor. Yine resimlerin kime ait olduğunu da öğrenmek mümkün değil kitaplardan. Kimi kitaplar ise masal türüne ait olduğu halde hikaye olarak yayımlanmış. Kitapların genel düzeni gerek resimleme gerekse ebat açısından masala uygun.Bilindiği üzere masal çağı, 4-5 yasından, 8-9 yaşına kadar sürer. İlkokulun ilk sınıflarındaki çocuklar; kahramanı çocuk olan hikâyelerle hayvan ve tabiat konulu hikâyelerden, masallardan hoşlanır.

Hikaye ise biraz daha farklı bir tür. Hikaye, Arapça hikayetten türemiş, anlatma, roman, masal ve olmuş olay anlamında kullanılan bir kelimedir . Sözlük anlamı “bir sözü ve bir haberi nakil ve rivayet eylemek, bir nesneye benzemek, bir kimseyi fiilen yahut kavlen taklit etmek, bir kimseden bir söz nakletmek” tir. Kelime ayrıca anlatı, benzetme, tarih, destan, kıssa, masal, lâtife, fıkra hurafe, roman, siyer, menkıbe, maktel vb. birbirinden farklı muhtevalara sahip ve fakat genellikle olaya dayalı anlatım unsurlarını da karşılamaktadır.Bu açıdan bakıldığında Badem Tanesi, İpek Böceğinin Hikayesi, Sarı Balık ve Beyaz Balık, Minik Farenin Duası,Affet Beni Anne, Kardan Adamın Şarkısı ve Allah’ın Bir Avuç Toprağı masal ya da çağdaş sanat masalı türünde değerlendirilebilecek metinlerdir. Bunun dışında kalanlar ise hikaye olarak anılabilir. Serideki ağırlığın masallar olduğu göz önünde tutulduğunda dizi adının “Çağdaş Çocuk Hikayeleri” değil “Çağdaş Çocuk Masalları” olarak adlandırılması daha doğru olurdu. Bunun yanında metin uzunlukları ile de bir bütünlük oluşturamıyor dizi. Oysa bu baştan düşünülüp tasarlanabilirdi.

Önemli olan öyküdür

Bu ayrımdan sonra dizide yer alan hikayeleri değerlendirelim. Tabii önce Mehmet Kaplan’dan hikayenin bize kattıkları ile ilgili önemli bir tespiti hatırlayalım: “Her hikâyeci bize eseri ile hayatın ve insanın ayrı bir yönünü gösterir. Hikâye anlaşılması son derece güç olan hayatın ve insanın içine adeta bir pencere açar. Günlük hayatta biz hayatı ve insanı dıştan görürüz ve pek az anını biliriz. Hikâyeci bu dış görünüşün arkasındaki gerçekleri keşfeder. Güzel hikâyelerin hemen hepsinde, bilinmeyen bir gerçeğin ifşası vardır. Güzellik, bir nevi ayna, dürbün veya her şeyin en iyi şekilde ortaya konulduğu bir nevi vitrin vazifesini görür.

Kaplan’ın belirttiği, hikaye yazarlarının insanları çok iyi anlayabilme durumu çocuklar için edebiyatta görmek mümkün. Çünkü onlar, insanları hikâyelerinde genel olarak değil özel olarak değerlendirirler.

Hikâyeler eğitici malzemeler olarak kullanılacaklarından, çocuğu okuma sürecinde duygusal açıdan eğitir de. Ancak bu bilinçli hikâye yazarlarınca sağlanabilir. Herkes çocuk hikâyesi yazamaz. Bu konuyla ilgili olarak Ülkü Tamer şöyle diyor “Çocuk Kitabı mı? Öykü Anlatacaksınız...” başlıklı yazısında: “1980'lerin başında Türkiye'de bir dönem çocuk kitapları furyası yaşandı. Bir çok ünlü yazarımız çocuk kitabı yazdı.

Şimdi o kitaplardan kaçının adını kaç kişi hatırlıyor?

Yazarlarının değerini kimse yadsıyamaz. Aralarında edebiyatımızın yüzakları, devleri vardı.

Ama yazdıkları çocuk kitapları bugün nerede?

Büyüklere yazar gibi yazmışlardı. Çocuğa öykü anlatmaktan çok kendi yazarlıklarını öne çıkarmaya özen göstermişlerdi.

Çocuk edebiyatı üstüne hiç kafa yormayanlara, kahramanı çocuk diye, yazdıklarını çocuk kitabı sananlara da rastladık.

Çocuk kitaplarında önemli olan sadece öyküdür demiyorum. Öykü bir başına elbette yetmez. "Yazarlık düzeyi" de aynı ölçüde önemlidir. Ama yazarlığı öykünün önüne çıkarırsanız okurunuzun ilgisinden yoksun kalırsınız.

Sırf öykü anlatmak için peşpeşe olaylar sıralamaktan da söz etmiyorum. Anlatılan öykünün merak uyandırması, değişik ve çarpıcı olması, hayal gücüyle örülmesi gerekir.”

Çocuğun ruh dünyası, sosyal ve zihinsel gelişimini dikkate aldığımızda çocuklar için öykünün ya da hikayenin belirgin özellikleri olarak görebileceğimiz metnin kısalığı, kişi ve karakterlerin az sayıda ve belirgin olması, çevre betimlemelerinin süssüz ve yalın bir anlatıma sahip olması, zaman dilimi olarak kısa bir aralıkta başlayıp sona ermesi, olayın gerçek veya gerçeğe yakın ancak ilginç bir özellik içermesi, olay akışının düzenli, iç içe geçmeden sürmesi gibi özelliklerin Aya Bak, Kilimdeki Tomurcuk ve Ağacın Duası’nda yer aldığı görülmektedir.

Çocuklar için edebiyatta hikayeler çocuğun yaş seviyesine göre tasnif edilebilir. Okul öncesi dönemde bulunan bir çocuk için, hikayenin görsel malzeme ile donatılmış olması çok önemlidir. Çocuklara yönelik hazırlanan hikayeler de yaşlara göre konu, dil, anlatım ve amaç açısından farklı özellikler bulunur. Adını andığımız kitaplarının okul öncesi ile ilköğretimin birinci kademesinin ilk sınıfları için yazıldığını buna karşın bazı konuların soyut olması nedeniyle(Ülke sınırlarını sorgulama gibi) biraz karışık, biraz dağınık, ama ilginç bir öykü. Metin bu yönüyle büyüklere yönelik öykü metinleri ile çocuk öyküleri arasında köprüdür. Bu kitap, yani Aya Bak çocuklar için yazılmış da olsa, aslında daha çok, çocukların duygularını, özlemlerini ve kaygılarını yakından tanımak isteyen büyükler tarafından da okunmalı...

Her üç hikayenin çocukta meydana getirdiği kısa aralıklı sürükleyicilik, çocuğun uzun dönemde iyi bir okuma alışkanlığı kazanmasına da yardımcı olur.

Renk seçimi bakımından farklı resimleri ve hoş öyküsüyle, zevkle okunabilecek kitaplar bunlar.


Haber Ara