Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Resepsiyonda çok konuşulacak fotoğraf

Genelkurmay Başkanlığı’nın 30 Ağustos resepsiyonuna Cumhurbaşkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı’nın başörtülü eşleri çağrılmazken aynı resepsiyona milletin seçtiklerini devirmek için darbe planı yapmakla yargılananların davet edilmesi, “asker ne yapmaya çalışıyor” dedirtti.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-02 13:51:00

Resepsiyonda çok konuşulacak fotoğraf

Genelkurmay Başkanlığı’nın düzenlediği 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna Başkomutan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşinin davet edilmemesi tepkiyle karşılanırken, aynı resepsiyona Ergenekon Silahlı Terör Örgütü davasında yargılanan ATO Başkanı Sinan Aygün, MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ve eşi Ferda Paksüt’ün katılması tepkileri doruğa çıkardı. 30 Ağustos resepsiyonunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’e ilgi göstermesi dün gazetelere yansırken, bir ülkenin en üst kademesinde bulunan isimlerin eşlerinin resepsiyona bilerek davet edilmemesi STK’lar, kadın platformu başkanları ve yazarlardan büyük tepki çekti.

“ GENELKURMAY’IN TAVRINI İZAH ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Gazeteci Şamil Tayyar “Bir ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını eşsiz davet etmek gerçekten hem bir hukuk devletine yakışmaz hem de vicdana ve insanlığa yakışmaz diye düşünüyorum. Ben de o törene ‘eşsiz’ olarak katılmış birisiyim. Benim eşim türbanlı değil açık ama onlar belki kafalarında beni böyle bir yere konumlandırdılarsa eşsiz davetiye göndermişler. Orada Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı gördüm o da eşsizdi. Dolayısıyla böyle bir ayrımcılık yapılmış. Gerçekten üzücü bir tabloydu. Düşünün ki, bir ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı ve Anayasa Mahkemesi Başkanının eşleri bir zafer kutlamasına katılamıyor. Bunu izah etmek hakikaten mümkün değil. Diğer taraftan türban gerekçesiyle eşsiz davet yapılırken, Ergenekon davasında sanık olarak yer alan isimlerin davet edilmesi de insanları düşündürüyor tabii. Ben bunu izah etmekte zorlandım. O tabloyu görmüş bir insan olarak gerçekten çok üzüldüm” dedi.

“BİR GAZİ TORUNU OLARAK UTANÇ DUYUYORUM”

Müstakil Hayırseverler Grubu (MÜSHAK) Başkanı Nedret Gökçe ise, “Genelkurmay’ın First Lady’mize yaptığı bu tavrı şiddetle kınıyorum. Bir Cumhurbaşkanının eşi başörtülü diye davet edilmemesi, dünya çapında büyük bir skandaldır. Tüm dünyanın tanıdığı Hayrunnisa Gül’e saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Tüm dünyanın tanıdığı, kabul ettiği ve sempati duyduğu Hayrunnisa Gül’ün görmezden gelinerek, Ergenekon davasında yargılanan insanların ve eşlerinin resepsiyonda itibar görmesi bırakın Türkiye’yi dünya çapında bir skandaldır. Ayrıca bir gazi torunu olarak bu yaşananlardan utanç duyuyorum” diye konuşarak tepkisini gösterdi.

“GENELKURMAY HALKIN GÖZÜNDE MEŞRUİYETİNİ KAYBETTİ”

Yazar Hüda Kaya, yapılan bu tavrın Genelkurmay’ın Ergenekon’a karşı ne şekilde bir tavır aldığını açıkça sergilediğini ifade etti. Kaya, şöyle konuştu: “Bütün kalbimle şunu söylüyorum ki onlar bu tavırlarıyla halkın gözünde eksi puan almışlardır. Çünkü bu toplum biliyor ki, anayasa da kendi başkomutanları olarak ordunun da bütün hiyerarşinin en tepesindeki nokta cumhurbaşkanıdır ve onlar kendi başkomutanlarını eşi başörtülü sebebiyle kendi içlerine kabul etmemeleriyle halkın gözünde meşruiyetlerini kaybetmek gibi çok risk içerisindedirler.”

Ergenekon davasında yargılanan isimlerin resepsiyona katılmasını da sert bir dille eleştiren Kaya, “Bu yapılan bilinçli bir tercih ve öyle sıradan ve basit bir tercih değil. Şu anda gündemin en başında olan Ergenekon çetesi gibi tehlikeli bir örgütün destekleyicilerine kabul eden bu kurum ve yetkilileri kendi tercihlerini halka gösteriyorlar. Bu şu demek; söylemde ne kadar demokrasiye, birlik beraberlik kardeşlik ifadeleri söylüyorlarsa da insanı ifade eden hali tavrıdır” açıklamasında bulundu.

GENELKURMAY’IN RESEPSİYONUNA KATILAN ERGENEKONCULAR NE İLE YARGILANIYORLAR?

Ferda Paksüt: Silahlı terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme suçundan 37.5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sinan Aygün: Silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etme, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan 2 defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılınç: Silahlı terör örgütüne üye olma, Devletin Güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etme. Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma hile ile alma çalma suçlarından 55 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep ediliyor.

Kaynak: Vakit

Haber Ara