Kürt-Türk biz kardeşiz
"Türkiye'de Kürt sorunu algısı" konulu araştırma sonuçları, aralarında aile, arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerinin kurulduğunu ve bu ilişkilerin zaman içinde derinleştiğini gösteriyor.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-09-02 13:12:00
Türkiye'de yapılan araştırmalar, Türkler ile Kürtler arasında herhangi bir sorun olmadığını ortaya koyuyor. Türkler ve Kürtler arasında aile, arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerinin kurulduğu ve bu ilişkilerin zaman içinde derinleştiği belirlendi. Her iki Türkten birinin komşusu Kürt iken; Türk, Kürt, Laz, Çerkez gibi farklı kökenden gelenleri bir arada tutan en önemli bağ ise din faktörü.
SETA tarafından POLLMARK'a yaptırılan 'Türkiye'de Kürt Sorunu Algısı' konulu araştırma, Türkiye genelini temsilen çok aşamalı örnekleme yöntemiyle belirlenen 601 köy ve mahallede, 2 bin 497 noktada toplam 10 bin 577 kişi üzerinde gerçekleştirildi. Sonuçlar, Türkiye'nin demografik ve toplumsal yapısına ilişkin önemli veriler sunuyor.
Her iki Türk'ten birinin Kürt komşusu olduğu belirlendi. Son 25 yılda yaşanan şiddet, terör, kışkırtma ve iki kesimi birbirinden soğutma çabalarına rağmen, halkın sağduyusu ve birlikteliğin ortak harcı olan değerler Türkler ile Kürtleri birbirinden koparamadı. Türklerin yüzde 57.1'i Kürtler hakkında; Kürtlerin ise yüzde 86.4'ü Türkler hakkında iyi kanaate sahip.
Kürtlerde azınlık psikolojisi yok
Bu durum, demokratikleşme açılımını bir parçalanma ve bölünme olarak yansıtanların Türkiye sosyolojisini başarılı biçimde okuyamadıklarına işaret ediyor. Bu bulgular ayrıca, Kürtlerin büyük çoğunluğunun bir azınlık psikolojisine sahip olmadığını da gösteriyor.
Araştırmaya göre, Türklerin yüzde 33.8'inin yakın akrabaları arasında bir Kürt olduğunu, yüzde 69.9'un ise bir Kürt ile evlilik bağıyla yakın akraba olmaktan rahatsız olmayacağını belirtiyor. Buna karşın, Kürtlerin yüzde 67'sinin yakın akrabaları arasında bir Türk olduğu, yüzde 87.1'nin ise bir Türk ile evlilik bağıyla yakın akraba olmaktan rahatsız olmayacağını ifade ediyor.
Türklerin yüzde 59.4'ü yakın arkadaşları arasında bir Kürt olduğunu, yüzde 75.5'nin ise bir Kürt ile yakın arkadaşlık kurabileceğini, buna karşın Kürtlerin yüzde 83.6'sının yakın arkadaşları arasında bir Türk olduğunu ve yüzde 92.3 gibi bir çoğunluğunun ise bir Türk ile yakın arkadaşlık kurabileceğini belirtiyor.
Her iki Türk'ten birinin bir Kürt komşusu varken; yüzde 78.3'ü de bir Kürt ile komşu olmaktan rahatsız olmayacağını dile getiriyor. Kürtlerin yüzde 70'inin bir Türk komşusu olduğu ve yüzde 90.5'inin bir Türk ile komşu olmaktan rahatsız olmayacağını kaydediyor. İş hayatındaki ilişkilerde ise karşılıklı güven yüksek çıktı. Türkler'in yüzde 74'ü Kürtlere karşı ve Kürtlerin yüzde 88.5'i Türklere karşı güven duyuyor.
Öcalan ve DTP Kürtleri temsil etmiyor
Toplumda, Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istediklerine dair ciddi bir algı oluşmuş durumda. "Kürtler ayrı bir devlet kurmak istiyor mu ?" sorusunu araştırmaya katılanların yüzde 64.4'ü evet cevabını verirken, yüzde 24.6'sı hayır cevabını verdi. Türklerin yüzde 71.3'ü, Kürtlerin de yüzde 30.3'ü "Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istediklerini" ifade ediyor.
Araştırmanın ilginç verilerinden bir de "DTP'nin siyasi fikirleri Türkiye'deki tüm Kürtleri temsil ediyor mu ?" sorusunda ortaya çıkan sonuçlar. Araştırmaya katılanların yüzde 38.1'i DTP'yi tüm Kürtlerin temsilcisi olarak görürken, buna karşılık yüzde 50 gibi yüksek sayılabilecek bir oran ise DTP ve Kürtler arasında doğrusal bir temsil gücü olmadığını düşünüyor.
Araştırmada yer alan bir diğer önemli soru, "Abdullah Öcalan ve PKK'nın siyasi fikirleri Türkiye'deki tüm Kürtleri temsil ediyor mu ?" önermesi. Son 25 yıldır medyanın yaygın nitelemesiyle toplumdaki Kürt algısını etkileyen en önemli faktörlerin başında teröristbaşı geliyor. Öcalan isminin PKK ve Kürtlerin temsili arasındaki bağ sürekli tartışılan bir ilişki oldu.
Katılımcıların yüzde 37.4'ü, tüm Kürtler ve Öcalan/PKK arasında temsil bağı görürken, yüzde 50.1'i temsil gücü iddiasına karşı çıktı. Araştırmada ayrıca, "DTP ile PKK arasında organik bir bağ var mı ?" sorusu da soruldu. Toplumun büyük bir kesimi DTP ile PKK arasında organik bir bağ olduğuna inanıyor.
Organik bir bağın varlığına inananların oranı yüzde 78.7 iken, böyle bir bağın varlığına inanmayanların oranı sadece yüzde 7.1. Bu sonuca, DTP zincirinin ilk partisi olan HEP'ten bu yana yapılan tartışmaların ve hâlihazırda DTP'li temsilcilerin kendilerini ifade etme biçimlerinin etki ettiği düşünülüyor.
Korucu aşiretinden "Kürt Açılımı"na destek
Hakkari ve Şırnak'ın önde gelen ve geneli korucu olan Jirki Aşireti'nin lideri olan Mehmet Adıyaman, hükümet tarafından sürdürülen 'Kürt Açılımı'nı desteklediklerini belirtti. Adıyaman, CHP Genel Başkanı Baykal ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye sert tepki göstererek, "Bu iş Apo ile 5 dakika içinde çözülür' dedi.
21 yıldır bir fiil PKK ile savaşan ve şu ana kadar bin 500'e yakın kayıp veren korucu aşireti de 'Kürt sorunu'nun çözümü için 'İmralı'yı adres gösterdi. Yıllardır yaşanan bu olayların tek sorumlusunun Kenan Evren olduğunu belirten Mehmet Adıyaman, Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal'ı da çok sert bir dille eleştirerek, "Tayyip Erdoğan'ı kıskandıkları için barışa karşı çıkıyorlar. Bunlar ancak Meclis'te lak lak yapmasını bilirler, çoban bile olamazlar" dedi.
Abdullah Öcalan'ın da DTP Genel Başkanlığı görevine getirilmesini isteyen, şehit anaları ve babalarına da seslenen Adıyaman, "Ne olur siz de katkı sunun artık, şehit anaları babaları çoğalmasın. Bu sorunun çözülmemesi halinde Türkiye Somali'ye dönecektir" diye konuştu.
Bölgenin en büyük aşiretlerinden olan Jirki Aşireti'nin lideri olan 4 evli ve 42 çocuk sahibi Mehmet Adıyaman, 1988 den beri aşireti ile korucu olduğunu ve devletin yanında yer aldığını belirterek, "21 yıldır biz silah almışız savaşıyoruz. İran sınırından Suriye sınırına kadar PKK cephe tutmuştu. Her zaman operasyonlara çıkıyor karşı karşıya geliyor birbirimizi öldürüyorduk. Belki PKK bizim aşiretten 3 bin kişiyi öldürdü. Bunu 21 yılda bitiremedik. Devletle, en büyük silahlarla, korucularla vurduk bitiremedik, artık bu savaşa son verilsin" dedi.
Sorunun ancak barışla, kardeşlikle son bulacağını söyleyen Mehmet Adıyaman, Türkiye'de 25 milyon Kürt olduğunu, dağa çıkanların da bu insanların evladı olduğunu söyledi. Adıyaman, "Artık barış olmasını istiyoruz. Fakat Sayın Devlet Bahçeli ve Baykal buna engel oluyor. Ankara'da koltuğunda oturmuş, 'Vay ben yapmıyorum, yok ben yapmam' diyor. MHP iktidardayken CHP ile birlikte neden imza atıp Abdullah Öcalan'ın idam edilmesin dedi. Neden o zamanlar idam etmedin? İp de o zaman Bahçeli'nin elindeydi, Apo da.
Neden idam etmedi de şimdi çıkmış, 'İdam edin' diye konuşuyor. Kürt ile Türkler kardeştir. Barış ne Ahmet Türk ile ne de Emine Ayna ile olamayacaktır. Bu kapının bir anahtarı var, bu anahtar da malum yerdedir ve bunu da herkes biliyor. Alsınlar o anahtarı kapıyı açsınlar. Neden barışırız diyor ama o anahtarı almıyorlar. Alsın o anahtarı ve o kapıyı açsın. Bir insan için barış yapılmıyor fakat barış bu insanın elindedir. Neden başka yollar deniyorlar. Bir iki Bakan ya da general gitsin Abdullah Öcalan'ın yanına konuşsun. Şimdi de savaş olsa ben Türkiye'nin yanında olurum ama ben artık yaşlı bir insanım 73 yaşındayım ve bu barışın anahtarını, ruhunu biliyorum. Eğer barış olacaksa doğru yolu kullanın, yok eğer yapmıyorsanız ne yapıyorsanız yapın. Bu iş çok basittir, gitsinler Abdullah Öcalan'ın yanına konuşsunlar. Apo, Ahmet Türk'ün yerine DTP'nin genel başkanı olsun. Af çıkarılsın, dağdaki gençler indirilsin, iş imkanı verilsin bütün sorunlar böylece hal olur" dedi.
Kaynak: Milli Gazete
SON VİDEO HABER
Haber Ara