Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Batı'da Kur'an'a büyük ilgi

Batıda İslam'a artan ilgi kültürel etkinliklere ve kitap satışlarına da yansıyor. Kur’an-ı Kerim'in iki yeni Almanca meali, Batıda İslam dinine artan ilgiyi ortaya koyuyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-01 13:53:00

Batı'da Kur'an'a büyük ilgi

Ekim ayında açılacak dünyanın en büyük kitap fuarı Frankfurt’ta, Kur’an-ı Kerim'in iki yeni Almanca meali birden görücüye çıkacak.

Ekim ayında düzenlenecek olan Frankfurt Kitap Fuarı'nda Kur’an-ı Kerim'in iki yeni Almanca meali aynı anda okuyucularla buluşacak. Münih'teki Beck Yayınevi'nin yayınlayacağı meal, İslam bilimcisi Hartmut Bobzin'e ait. Freiburg Herder Yayınevi'nden çıkacak olan Kur’an-ı Kerim mealiyse Afgan kökenli felsefeci Ahmet Karimi'nin kaleminden çıkmış.

Dindar bir Müslüman olan Karimi, mealiyle İslam dininin güzelliklerini Alman okuyuculara göstermeyi hedefliyor. Diğer yandan Bobzin'in zamana uygun ancak gerçeğinden de sapmadan hazırlamaya çalıştığı Kur’an-ı Kerim meali on yıllık bir çalışmanın ürünü. Her iki yayınevi de Kur’an-ı Kerim'in Almanca meali için yaklaşık 50 euroluk bir fiyat belirledi.

İslam araştırmacısı Profesör Eva Orthmann, Kuran'ı Kerim'in Almanca mealleri arasında şimdiye kadar en kabul göreninin 1962 yılında Alman dilbilimci Rudi Paret tarafından hazırlananı olduğunu belirtiyor.

Ortmann, bu mealin akademik dili nedeniyle, sıradan okuyucular için oldukça zor anlaşılır olduğunu; bunun dışında çok daha eski bir başka mealin daha bulunduğunu aktarıyor: "Ayrıca, Friedrich Rückert tarafından çok eskiden hazırlanmış olan bir Kur’an-ı Kerim meali var. Rücket, Kur’an-ı Kerim'in şiirselliğini Alman diline uyarlamaya çalışmış. Ancak çeviride eksiklikler var, bu nedenle de dilbilimsel açıdan tam anlamıyla yeterli değil."

Goethe'ye esin kaynağı olmuş

19. yüzyıl şair ve İslam araştırmacılarından olan Rückert'in meali, Alman düşünür ve yazar Johann Wolfgang von Goethe'yi oldukça etkilemiş ve Goethe'ye "Ost-Westlicher Diwan" yani "Doğu-Batı Divanı" adlı eserini kaleme almasında esin kaynağı olmuştu.

Diğer yandan dil ve biçimde kesinliğe inanan çevreler, Kur’an-ı Kerim'in tercüme edilmemesi gerektiğini, zira her çevirinin bir yorum olduğunu ve bu şekilde kutsal kitabın aslından uzaklaşıldığını savunuyor.

“Müslümanlar Merkez Konseyi” isimli derneğin eski başkanı Nedim İlyas ise, Kuran'ı Kerim'in daha iyi bir şekilde anlaşılabilmesi için mealinin hazırlanmasının şart olduğunu belirtiyor, ancak önemli bir noktaya da dikkat çekiyor: "Kur’an-ı Kerim'in başka bir dile çevrilmesinin mümkün olmadığını savunanlar, dilin inceliklerinin ve kelimelerde gizlenen anlamın çevrilmesinin mümkün olmadığını anlatmaya çalışıyorlar. Bu doğru... Çeviri yoluyla Arapça metnin anlamı sadece kısmen anlaşılabilir şekilde yabancı bir dile aktarılabilir."

Orijinal metnin yanında meali

Her Müslüman Arapça bilmediği için meallerin önemi daha iyi bir şekilde ortaya çıkıyor. Ancak Kuran'ı Kerim'in sadece diğer dillerde değil, Arapça hazırlanmış birçok meali de bulunuyor. Tüm bu mealler yoluyla hedeflenense kutsal kitabın daha açık bir şekilde anlaşılır kılınması.

Profesör Orthmann, meallerle ilgili tartışmaların önüne geçilmesi için mealler hazırlanırken genellikle bir orta yol bulunduğuna dikkat çekiyor. Bu da çeviriye Arapça orijinal metnin yanında yer verilmesi. Bu şekilde okuyucunun anlaması sağlanırken, diğer yandan da gerekli hallerde orijinal metne başvurulabilmesi hedefleniyor.

Hangi meal daha iyi?

“Müslümanlar Merkez Konseyi” derneğinin eski başkanı Nedim İlyas Kur’an-ı Kerim'in mealinin mümkün olduğunca çok kişi tarafından hazırlamasının olumlu bir girişim olduğunu, böylece bir kişinin yeterince aktaramadığı bir yeri, başka birinin aktarmasının mümkün olabileceğini belirtiyor. Diğer yandan İlyas, Alman okullarında Kur’an-ı Kerim dersleri verilmesi halinde, bu derslerin Almanca işlenmesi gerektiğini savunuyor. Nedim İlyas, bu derslerde kullanılacak mealin İslam din terbiyesiyle yetişmiş biri tarafından hazırlanmasının daha uygun olacağına dikkat çekiyor.

Profesör Orthmann, okullarda hangi mealin kullanılacağına Müslüman Derneklerin karar vermesi gerektiğini savunuyor. Zira Orthmann'a göre, dersler onların çocuklarına hitap edecek. Orthmann sıradan okuyucular içinse hangi mealin seçileceğinin tercihe bağlı olduğu görüşünde. Orthmann şu açıklamayı yapıyor: "Sonuçta bu bir açıdan tercihle alakalı... Önemli olan daha şiirsel mi, yoksa kulağa o kadar hoş gelmediği halde daha gerçeğe uygun bir çeviri mi istendiği."

Kaynak: DW

Haber Ara