Seyyid Kutub'u anma toplantısı...
Seyyid Kutub şehadetinin 43. yıl dönümünde düzenlenecek bir dizi etkinlikle anılacak.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-08-29 04:20:00
Şehadetin 42. yöldünümünde Seyyid Kutub'un hatıratını anma ve en önemli projesi olan Kur’an Neslinin inşasını gündemleştirme hassasiyetinden hareketle İstanbul’da Özgür-der tarafından bir dizi etklinlik düzenlenecek.
Ömrünün önemli bir evresini İslam davasına adanmışlığıyla geçiren, Kur'an Nesli projesini dillendirdiği ve Müslümanların mücadele birikimini muhasebe ettiği Yoldaki İşaretler kitabıyla neredeyse özdeşleşen ve bu uğurda şehadete yürüyen Seyid Kutub'un 43. Şehadet yöldünümü idrak ediliyor. Şehidin hatıratını anma ve en önemli projesi olan Kur'an Neslinin İnşasını gündemleştirme hassasiyetinden hareketle İstanbul Bağcılar'da Özgür-der'in düzenleyeceği bir dizi etkinlik proğramı ile şehadetinin 43. Yıl dönümünde Şehid Seyyid Kutub'u tekrar gündeme taşınacak.
29 Ağustos Cumartesi günü, 21.00'da Bağcılar Kültür Merkezi'nde "Şehadetinin 43. Yıldönümü vesilesiyle Grup Yürüyüş'ün ezgileri, Bünyamin Doğruer'in şiir dinletisiyle eşlik edeceği Şehid Seyyid Kutub'u Anma toplantısına Hamza Türkmen, Beşir Eryarsoy ve Mehmet Pamak da konuşmacı olarak katılacak.
Seyyid Kutub, 1906 yılında Asyut kasabasına bağlı Kalia köyünde dünyaya geldi. Babası Hacı İbrahim Kutub, kız kardeşleri Hamide ve Emine, erkek kardeşi ise Muhammed. İlk eğitimini aile içinde alan Seyyid Kutub, daha 10 yaşına gelmeden Kur’an’ı ezberledi.
El-Ezher Üniversitesi’nde orta ve lise tahsilini yapan mütefekkir Kutub, daha sonra Daru'l-Ulum fakültesini bitirdi.
Seyyid Kutub'u okutan hocaların başında ise Mehdi Allame geliyor.
Allame, Seyyid Kutub'un "Şairin hayattaki görevi" adlı kitabının ön sözünde şunları kaydediyor; “Seyyid Kutub'un benim talebem olması bana çok büyük bir mutluluk veriyor. Eğer hayatta benim ondan başka talebem olmasa bile onun varlığı mutluluk olarak kâfidir."
“AMERİKA’NIN MEDENİYETİNDE RUHİ DEĞERLERDEN HİÇBİR ŞEY YOKTUR”
1933’de Daru'l-Ulum fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlayan Kutub, o dönemde "Yeni Fikir" adı altında bir dergi çıkardı. 1941'de sosyoloji doktorası yapmak üzere Maarif Vekâleti tarafından Amerika'ya gönderildi. Yine aynı dönemlerde Müslüman Kardeşler (İhvan-i Müslimin) cemaatiyle birtakım ilişkilere girdi. Amerika'dan dönmesinden bir süre sonra da, tamamen Müslüman Kardeşler’e katıldı. 1948'in sonlarında ise, "İslâm'da Sosyal Adalet" kitabını yayımlayan Seyyid Kutub bu kitabında insanlığın arzu ettiği gerçek sosyal adaletin İslâm'da olduğunu ve hakiki adaletin Kur'an'ın gölgesinden başka hiçbir yerde olmadığını açık açık anlattı. Kutub kitabında ayrıca hayatın her alanında olduğu gibi edebiyatın dahi İslâm'i ölçülerden kaynaklanması gerektiğini vurguladı.
AMERIKA’DA İKİ BUÇUK YIL KALDI..
Kutub, 1949'da Amerika'ya gidip iki buçuk yıl kaldı. Amerika'da kaldığı bu müddet içersinde Mısır'daki arkadaşı Tevfik el-Hakim'e gönderdiği mektuplarda Amerikan toplumunu ve medeniyetini devamlı olarak tenkit etti. Tenkit etmesinin sebebini ise Kutub şöyle açıklıyordu; “Çünkü bu medeniyette ruhi değerlerden hiçbir şey yoktur.” 1951 yılından sonra Seyyid Kutub edebiyattan tamamen sıyrılarak Müslüman Kardeşler teşkilatına katıldı. Abdulhakim Abidin'in anlattığına göre Seyyid Kutub artık Müslüman Kardeşler’in bir fikir elemanı olmuştu. Kutub, yönetici olarak Müslüman Kardeşler de hiçbir makamı yoktu ama iyi bir müntesip olarak cemaatin gazetelerinde ve dergilerinde halkı devamlı olarak İslâm'a davet etti. Bir ara, 1954'deki tutuklanmasından önce "İhvan-i Müslimin" adlı gazetede yazı işleri müdürlüğü yaptı.
“İSLÂM KALPLERDE BİR İNANÇ VE HAYAT İÇİN BİR KANUNDUR”
Kutub ayrıca İhvan-i Müslimin gazetesinde din ile devlet işlerini birbirinden ayırarak dini siyasetten uzak tutan laik düşünceyi de şiddetle tenkit etti. Yazılarında siyaset başkadır, din başkadır sloganının bir hikaye olduğunu söyleyen Kutub, İslâm'da böyle bir şey olmadığını dile getirdi. Mütefekkir Seyyid Kutub yazılarında özellikle "İslâm'ın kalplerde bir inanç ve hayat için bir kanun olduğunu" vurguladı.
27 Kasım 1954'de, Müslüman Kardeşler, Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır'a suikast girişimiyle itham edildiğinde Müslüman Kardeşler’e mensup birçok Müslümanla birlikte Seyyid Kutub da tutuklandı. 1964'de serbest bırakılan mütefekkir Kutub, 1965'de "Yoldaki İşaretler" adlı kitabını yayımladı ve tekrar tutuklandı. 22 Ağustos 1966'da Seyyid Kutub'a idam cezası verildi ve Kutub, 29 Ağustos günü şehid edildi.
SEYYİD KUTUB’UN UNUTULMAZ SÖZÜ
Dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdunnasır, Seyyid Kutub şehid edilmeden önce kendisine şu teklifte bulunur; "Şimdiye kadar ki söz ve hareketlerinde yanıldığını beyan ederek Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır'dan özür dilediğin takdirde, idam hükmünü bozacak ve seni serbest bırakacaktır." Kız kardeşi Hamide Kutub, ağabeyinin affedilmesini ve yaşamasını çok istediği için bu teklifi Seyyid Kutub’a yönlendirdi. Seyyid Kutub ise bu teklif karşısında şu cevabı verir; "Eğer idamı hak etmiş olarak hakkın emri ile ipe çekiliyorsam buna itiraz etmek haksızlıktır. Eğer batılın zulmüne kurban gidiyorsam, batıldan merhamet dileyecek kadar alçalamam!.." Seyyid Kutub’un bu sözleri onu ebedileştirdi ve tüm İslâm âleminde örnek ve önder bir mücahid olarak tanınmasına vesile oldu.
Haber Ara