Belfast'ta silahlara vedanın öyküsü
Silahlı çatışmalara katılanların gözüyle silah bırakmanın perde arkası:
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-08-26 12:37:00
Şenay Yıldız / Akşam
Kuzey İrlanda sorunu dışarıdan hep Katoliklerin İrlanda Cumhuriyeti'ne bağlanma, Protestanların ise İngiltere'ye bağlı kalma mücadelesi gibi özetlense de, olayın içindeki insanlar konunun din kadar, sınıfsal temelli bir ezilmeye başkaldırı hareketi olduğunu da vurguluyor. Herkes aslında kendilerini ezilmeye çalıştığını iddia ettiği için burada bir yargıya varmak istemiyorum.
Ancak, Belfast'ı ortadan ikiye bölerek Protestanlarla Katolikleri birbirinden mümkün olduğunca uzaklaştırmaya çalışan Barış Duvarı'nın dahi pek bir işe yaramaması, bu tezleri bir miktar doğruluyor olabilir.
Olayı bir de çatışmaların içinde yer almış insanlardan dinlemek istedik. IRA'nın en kanlı çatışmalarının olduğu dönemlerde ellerine silah almış ve karıştıkları veya karıştıkları iddia edilen suçlardan dolayı hapse girmiş iki insan... Onlar kendilerini 'eski militan' olarak görüyor, bizlerse 'eski terörist' olarak tanımlıyoruz. Biri Kuzey İrlanda'nın İngiltere'de kalması için mücadele etmiş William Smith, diğeri ise İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmesi için yani IRA saflarında savaşan Michael Culbert. Bugün her ikisi de bir dönem terör olaylarına karışmış kimselerin silah bıraktıktan sonra tekrar eski yöntemle mücadeleye geri dönmemelerine öncülük eden ve bu kişilerin kendi deyimleriyle 'normal insanlar gibi bir hayat yaşayabilmelerine' yardım eden merkezlerde çalışıyorlar. Onların gözünden kanlı bir devrin kapanışının hikayesini yansıtarak, Belfast'ta yaptığımız çalışmayı sona erdiriyoruz.
Mücadele sürecek
IRA saflarında yıllarca mücadele eden Michael Culbert silah bırakması ile ilgili 'Sadece taktik değiştirdim. Hedefim halen İngiltere'nin bir gün buradan gitmesi. Ama bunun insanlar ölmeden gerçekleşmesi gerek' diye konuştu
Michael Culbert'in IRA ile yürüdüğü mücadele ona çocuklarının büyüdüğünü göremeyeceği 16 yıla mal olmuş. Culbert, hedefin doğru, uygulanan taktiğin ise yanlış olduğuna karar vermiş hapis sürecinde. Bu nedenle, kendisini eski mahkumların gelişimi ve ülkedeki Protestan ile Katolik nüfusun kaynaşması üzerine adamış. Culbert'in gözünden silahlı IRA çatışmalarının kapanış hikayesi şöyle:
IRA ile nasıl kesişti yollarınız?
60'lar siyasetin oldukça aktif olduğu yıllardı. Ben burada IRA insanları ile beraber büyüdüm. Öğrenciler son derece eylemci ruhluydu. Sivil haklar, ulusal özgürlük hareketleri...Tüm bunlar beni özgür İrlanda hareketine götürdü. Öğretmen karım ve 2-3 yaşlarındaki çocuklarımı bırakıp 16 yılımı hapiste geçirdim. Çıktığım zaman çocuklarım 20'lerine gelmek üzereydiler.
Şu anda ne yapıyorsunuz?
Cumhuriyetçi (Kuzey İrlanda'nın İngiltere'den ayrılarak, İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmesini savunan) eski mahkumların gelişimi için çalışan Coiste adlı örgütün direktörüyüm. Burada onların duygusal sorunları, iş bulmaları, vize alma sorunları gibi aklınıza gelebilecek her türlü sorun ile ilgileniyoruz. İrlanda'daki 12 ofisimizde 18 bin eski mahkumla ilgileniyoruz.
Geçmişinize dönüp baktığımız zaman hiç pişmanlık duyuyor musunuz?
Ben yıllar önce kavganın ne tarafında yer alacağıma dair büyük bir karar verdim ve onun gereğini yaptım. Hiçbir pişmanlığım yok. Kendimle son derece gurur duyuyorum.
IRA'yı bu kadar güçlü yapan neydi?
IRA o dönem büyük bir ihtiyacı gideriyordu. İngiliz Hükümeti'nin İrlanda'da var olmaması, gitmesi söylemi pek çok insanı birleştirdi.
IRA'ya silah bıraktıran ne oldu gerçekten?
İngilizler gizlice IRA ile kontak kurmaya başladı. Pek çok kişi silahlı mücadeleden yana idi. Ama süreç gösterdi ki, kimse için mutlu son olmayacak. İnsanlar ölecek ve bu böylece sürüp gidecek. Sonra, 'Eğer İngilizleri defedemeyeceksek, niye konuşmuyoruz?' diye tartışılmaya başlandı örgüt içinde. Bu en tepeden aşağıya, hapisteki mahkumlara kadar indi. Eski savaşçılar, bugünün konuşmacıları haline geldi.
Mücadeleniz bitti mi?
Silahlı mücadele bitti. Ama siyasi mücadelemiz hep sürecek. Ben siyasi inancımı değiştirmedim. Sadece taktiğimi değiştirdim. Artık silahlı mücadeleye gerek kalmadı.
IRA, 'silahları bırakıyoruz' dedi ve bıraktık
Barış sürecini desteklediniz mi gerçekten?
Evet, tümüyle destekledim. Çünkü bize göre yasal otorite olan IRA, 'silahları bırakıyoruz' dedi ve bıraktık. Silahlarımızı hiç sorgulamadan bize gösterilen yerlere bıraktık. Çeşitli yerlerde toplandı bu silahlar ve üzerlerine kilit vuruldu.
İSTEDİĞİMİZ HER ŞEYİ ALAMADIK
Siz ne kazandınız bu sürecin sonunda?
Yeni bir Parlamento kuruldu, Sinn Fein gücünü artırdı ve bizim sesimiz dünyada duyuldu. Evet, istediğimiz her şeyi alamadık, hala İngiltere'nin bir parçasıyız.
Ama bu bir gün değişecek biliyoruz, İngiltere İrlanda'nın bu bölgesinden
gidecek.
Hapiste geçirdiğiniz 16 yıl, sizi nasıl etkiledi?
Benim sorgulayacak ve kendimi geliştirecek çok vaktim oldu. Anladım ki, sonuca ulaşmak için taktiğiniz olmalı. Bizim pozisyonumuz daha çok 'İngilizlerin bu adada hiçbir hakkı yok, onlarla savaşmalıyız' idi. Ama taktiğiniz olmazsa, hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Bazen biraz faydacı olmanız ve istediklerinizin tümünü birden alamayacağınızı kabul ederek ilerlemeniz gerekiyor. Biz bunu hapis tecrübemiz sırasında öğrendik. İnsanlarımız açlık grevlerinde ölmeye başladığı zaman, buna izin vermeyeceğimizi söylemeye başladık. Hapis süreci, çok büyük bir öğrenme süreci oldu. Eğer sizinle konuşmaya hazırlarsa, niye savaşıyorsunuz ki? Bu Türkiye'de de böyle. Konuşursanız, öldürmeler bitecek.
İngiltere'den ayrılmadan da istediğiniz eşit haklara kavuşamaz mısınız?
Bu çok yerinde bir soru. Ama biliyorsunuz İngiltere'nin de artık burada egemen olmak gibi bir derdi yok. Hala çekilmemelerinin nedeni, kendilerini destekleyen bir avuç birlik yanlısı veya güçlerini göstermek olabilir. Ama bir gün gidecekler,bu kesin.
Çocuk sahibi olmak yaptığımızı sorgulattı
William Smith, silah bırakmalarının nedenini sürecin tıkanması ve ölümleri görmenin duygusal ağırlığı olarak açıkladı. Smith, 'Geri kalan hayatımda insanların silaha sarılıp birbirini öldürmemesi için çalışacağım'dedi
Oldukça fakir bir ailede büyüyen William Smith, uzun yıllar Protestan arkadaşları ile beraber yaşadıkları bölgenin İngiltere'den kopup Katolik İrlanda'ya bağlanmaması için mücadele etti. Genç yaşında eline silah alması onun 10 yılını hapiste geçirmesine neden oldu. Çıktıktan sonra ise, kendisini barış sürecine adadı. İşte Smith'in kendi geçmişi ve bu süreçle ilgili sorularımıza yanıtları:
Adam öldürme girişiminden hapis yatmışsınız. Nasıl bulaştınız bu işlere?
Bence, siz o ortamda öyle doğuyorsunuz. İçerik zaten hazırdı. Toplum ikiye bölünmüştü. Sağımız solumuz her tarafımız silahlıydı. Ayrılıkçılara karşı mücadele etmek için biz de karşı durmak zorundaydık, doğru olduğuna inandığımız gelecek için. Biz başka bir dünyaya doğduk bence. Elimize geçen silahlar geliştikçe, durum daha komplike hale geldi. Tüm bunların ardından birdenbire bir duvar çekildi ve gerçekten ikiye bölündük.
Çıkınca barış sürecini destekleyenlerden olmuşsunuz? Neden? Ne değişti sizin için?
Yaşınız ilerledikçe, çocuklarınız, çocuklarınızın çocukları oldukça... 'daha iyi bir hayat istiyorum' demeye başlıyorsunuz. Yeterince arkadaşımın, kardeşimin öldüğünü gördüm ve bundan daha iyi bir yol olmalı diye düşünmeye başlıyorsunuz. O kadar çok kan dökülmesine rağmen hiçbir yere gidemedik. Bir süre sonra hepimiz 'neden bu kadar insan ölüyor?' diye sorgulamaya başladık. Çocuklarımız için farklı bir dünya özlemi başladı aynı süreçte. Ben silahımı bıraktım. Onlar da benim yaşadıklarımı yaşamasın diye yeni nesillere 'elinize asla silah almayın. Mücadelenin başka yöntemleri de var' diyorum.
SİLAHLARA GERİ DÖNMEK İSTEYENLER OLABİLİR
Peki insanları bu tahammül noktasına nasıl getirdiniz?
İnsanların istekleri dikkate alınarak uzlaşma platformu yaratıyorsunuz.
Ama herkes silahı bırakmak istemeyebilir ve süreç ansızın gelebilecek büyük eylemlerle sekteye uğrayabilir. Onları nasıl kontrol ettiniz?
Bu dediğiniz doğru. Zaten böyle süreç baltalama girişimleri de oldu. Her zaman tekrar silaha dönmek isteyenler olacaktır. Ama böyle bombalamalar olsa da, bunlar süreci durdurmadı.
Biz yolumuza devam ettik.
Kendinizi teröre karışmış biri gibi görüyor musunuz? Bu fikir sizi rahatsız ediyor mu?
Türkiye'de olsam, ayrılıkçılara karşı mücadele eden tarafta olacaktım. Muhtemelen de üzerimde bir üniforma olacaktı ve sizin gurur duyduğunuz askerlerinizden biri olacaktım. Ama burada adımız kolayca terörist olabiliyor. Bu kelimeyi kullanırken biraz düşünmek gerek.
PİŞMANLIKLARIM VAR TABİİ
Pişmanlıklarınız var mı geri dönüp baktığınız zaman?
Var tabii. Ama hayatta hepimizin var. Savaş hoş bir şey değil. İnsanlar, savaş koşullarında normalde yapmayacakları şeyleri yapıyorlar. Sonra kendinizi sorguluyorsunuz. Bir de şunu anlayın: sokaklarda vatanı için çatışanlar genelde fakir işçi sınıfıydı. Bu kavganın bir tarafında da sınıfsal çatışma vardı. Yoksa orta veya üst sınıf sıcak odalarından bizi izlemeye devam etti. Kendimi biraz adil olmayan bir toplumun kurbanı gibi görüyorum bazen.
Sonra barış sürecine destek vermişsiniz. Neden?
Çatışmaların içinde yer almış kişilerle konuşulmaz ve destek almazlarsa, gerçekten çözemeyeceklerini gördüm. İnsanlarla, militanlarla konuşmak gerek. Eğer silahlı grupları ikna edemezseniz, bir yere gidemezsiniz. Uzun sürecek bir çözümse istediğimiz, desteklemem gerektiğini düşündüm.
Şimdi ne yapıyorsunuz anlatır mısınız?
Eski siyasi mahkumların (terör suçlularının) yeniden topluma entegre olmaları için kurulmuş EPIC'te çalışıyorum. Eski mahkum olarak hayatınıza devam etmek, sandığınızdan çok daha zor. İnsanların iş bulmaları, eğitim almaları, ev bulmaları... Bunların hepsi son derece komplike hale geliyor. İnsanların umutsuzluğa düşüp tekrar silaha sarılmalarını da istemiyorsanız, yardım etmeniz gerekir. Ben bunu yapmaya çalışıyorum burada.
Haber Ara