'Her şey dahile' aşçılardan eleştiri
Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açıköz, ''her şey dahil'' sistemindeki tatillerin, Türk mutfağı ve aşçılık sanatını öldürdüğünü, garsonluğu da yok ettiğini savundu.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-08-24 12:40:00
Açıköz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin her yıl çok sayıda turisti ağırladığını, meslektaşlarının da Türk mutfağının tanıtımına katkı sağlamak istediğini söyledi. Açıköz, turistlerin Türkiye'de yedikleri mantıyı ''mantı'', yaprak dolmayı ''yaprak dolma'' olarak ülkelerine gittiklerinde hatırlamalarının, Türk mutfağının tanıtımına katkı sağlayacağını kaydetti.
''Her şey dahil'' sistemindeki tatillerin, Türk mutfağı ve aşçılık sanatını öldürdüğünü ileri süren Açıköz, bu sistemin garsonluğu da yok ettiğini savundu.
Sanatın yok olması nedeniyle gelecekte ''şef'' olarak aşçılık yapacak meslektaşlarının, büyükşehirlere geldiklerinde çok kısıtlı bilgi birikimleri nedeniyle sanatlarını sergileyemediklerini öne süren Açıköz, şöyle devam etti:
''Siz keyifle tatile gidiyorsunuz. Şehir otelciliği ve tatil çok farklı bir şey olduğu için burada her şey maliyet hesabına göre ayarlanmış durumda. Bu nedenle yetenekler ve imkanlar kısıtlanıyor. Yakında bu teknoloji çağında 10-15 yıla kadar robotları programlarsanız, her şey dahil sisteminde o yemekleri yapacak hale gelirler. Çünkü her şey standart oluyor. Misafir beklentisine göre değil, sizin beklentinize göre, hesabınızı kitabınızı yapıyor onu sunuyorsunuz. Dolayısıyla misafir umduğunu değil, bulduğunu yer misali bir durum oluşuyor.''
Türk mutfağını en iyi şekilde tanıtmaya yönelik çalışmalar içinde olduklarını, yurt dışında çeşitli etkinliklere katıldıklarını belirten Açıköz, Türk mutfağının ''inanılmaz bir mozaik'' olduğunu söyledi. Bugün ilden ile gidildiğinde dahi aynı yemeğin farklı motif ve sunumla ikram edildiğini ifade eden Açıköz, ''Saray mutfağı'' denilen Osmanlı'dan kalma mutfak ile Anadolu'da bilinen yemeğin yanı sıra yerel mutfaklar üzerinde de çalıştıklarını kaydetti.
Güzel Türk yemeklerinin, Türk mutfağının malzemesiyle yapılacağı inancını taşıdıklarını ifade eden Açıköz, İtalyanların ''balzemik'' sirkesini dünyaya tanıtmaları gibi kendilerinin de ''nar ekşisi''ni tanıtmak için çalıştıklarını söyledi. Açıköz, bu ürünlerin pazarlanabilmesi açısından gidilen ülkelerdeki sofralarda ürünün kullanılarak tanıtımının önemli olduğuna dikkati çekti.
''Türk mutfağı dünyanın en zengin mutfağıdır'' diyen Açıköz, ''Ancak önemli olan bunun objektif olarak ve yabancı kişiler tarafından tescillendirilerek ifade edilebilmesidir'' dedi.
Açıköz, yabancıların Türk mutfağı ürünlerini beğenmesi ve övmesinin Türk mutfağını, ''dünyanın bir numaralı mutfağına'' dönüştüreceğini söyledi.
Aşçılığın geçmişte, ''kocaman tencere ve tavalarda'' yapılması nedeniyle ''kaba kuvvete'' ve ''erkek gücüne'' ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Açıköz, ancak günümüzde artık kadınların da bu işi rahatlıkla yaptıklarını, Türk kadının aynı zamanda ''iyi bir aşçı'' olduğunu ifade etti.
Zeki Açıköz, bazı televizyon kanallarında yayımlanan ''yemek'' yarışmalarını da eleştirerek, ''Bu yarışmaları bizim örf ve adetlerimize göre inanılmaz derecede kötü buluyorum. Çünkü yemek bir kültürdür. O programda insanlar çok güzel bir yemeği dahi eleştirme adına eleştiriyor, hatta hakaret ediyorlar. Yani reyting uğruna yapılacak işler değil'' diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara