Dolar

34,8723

Euro

36,7491

Altın

3.044,49

Bist

10.058,47

Hapishane değil adeta bir modaevi

Hamburg'daki bir cezaevi görenleri şaşkına çeviriyor. Glasmoor Hapishanesi, mahkûmlar tarafından üretilen ve üzerinde "hapishane vecizeleri" basılı tişörtleri, rozetler ve bakım setleriyle ilgi çekiyor.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-08-11 18:00:00

Hapishane değil adeta bir modaevi
Hamburg'un kuzeyinde bulunan Fuhlsbüttel'deki Glasmoor Hapishanesi müdiresi Angela Biermann, cezaevinde mahkûmları çevreleyen duvarlar ve dikenli teller olmayışının yarattığı pozitif etkiyi şu sözlerle açıklıyor:

"İnsanlar, onları içerde tutan duvarlar olmadan, burada kalmaya devam etme kararını her gün yeniden veriyorlar. Tamam, aslında burada kalmak zorundalar, ancak aslında burada kalmak ve kaçmamak... Özel ve bireysel bir seçim bu…"



Dışarıdan bakıldığında yeşilliklerle çevrili bu alçak bina, bir çiftlik evi izlenimi verse de aslında bir "açık cezaevi". Burası aynı zamanda cezaevinde üretilen "Santa Fu" markalı ürünler için de imalathane işlevi görüyor.

Başında altışar kişinin çalıştığı masalarla bölünmüş geniş atölyenin duvarları, kadın posterleriyle süslü. İçeride çalan radyonun sesi, insanların seslerine karışıyor.

Alternatif gardiyan

Masaların başında şişmanca, bıyıklı bir adam duruyor. Üstüne giydiği lacivert gömleğin üzerinde beyaz harflerle "Adalet" yazıyor. Wolfgang Mücke, aslında bir gardiyan, ama daha çok çizgi filmlerde kötü adamlara ağızlarının payını veren polislere benziyor.

Mahkûmlar burada kendi ürettikleri "cezaevi vecizelerini" tişörtlerin üstüne basıyor. Fuhlsbüttel Hapishanesi'nde "Santa Fu" markasıyla üretilen ürünler de yine burada paketlenip gönderilmeye hazır hale getiriliyor. Ürünler çok az sayıda ve elde hazırlandığı için bir kült haline gelmiş durumda. Ayrıca vecizeler de ince bir mizah anlayışı barındırdıkları için çok tutuluyor. Gardiyan Mücke, "Örneğin üzerinde 'müebbet' yazan t-shirtleri bizzat ben severek bekârlığa veda partilerine hediye olarak götürüyorum. Birçok müşteri de aynısını yapıyor" şeklinde konuşuyor.



İdam sehpası mizahı

Tişörtlerin üzerine bu yazıları basanlardan biri olan Henrik W., mizahın kendisine iyi geldiğini belirtiyor. Henrik W., "Böylece mahkûmiyet olgusuyla bir şekilde başa çıkılmaya çalışılıyor. Tamam, bu bir çeşit idam sehpası mizahı... Ancak yardımcı olduğu kesin." diyor.

Her ne kadar atölyede, çalışanların birbiriyle şakalaştığı sakin bir atmosfer hâkim olsa da Wolfgang Mücke, hapiste olmanın dünyanın en zor şeyi olduğunu söylüyor.

Çalışmak mahkûmlar için içerde geçirilen zamanı daha çekilebilir bir hale getiriyor. Santa Fu ürünlerinden elde edilen gelirin bir bölümüyse "Weißer Ring" yani "Beyaz Çember" adını taşıyan ve suç olaylarının kurbanlarıyla ilgilenen bir yardım kuruluşuna aktarılıyor.



"Santa Fu" mahkûmlara güven aşılıyor

Diğer yandan burada imza attıkları başarılar mahkûmlara büyük bir özgüven aşılıyor. Mehmet B. şartlı tahliyesinde bir vitrinde Santa Fu ürünlerini gördüğünde yaşadıklarını "Vitrinde gördüğümde bu benim veya arkadaşlarımdan birinin el emeği olmalı diye düşündüm ve bundan gurur duydum. Emeğimizin topluma ulaşması, bu işin gurur verici yanı..." sözleriyle anlatıyor.

Her mahkûm bir gün cezasını doldurup, buradan ayrılıyor. Bu ilginç cezaevinin değişmeyen tek sakiniyse, her gün tezgâhların başını bekleyen gardiyan Wolfgang Mücke.



Kaynak: DW
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara