Ortak pazar kaçınılmaz
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu'nun Kuzey Irak'ın, Türkiye'ye bağlanma seçeneğini düşündüğü yönündeki son raporu, bölgenin geleceğini yeniden tartışmaya açtı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-08-09 08:02:00
Ankara, Irak'ın toprak bütünlüğüne önem verdiğini belirterek bu tür tartışmalara kulak asmanın doğru olmadığını açıklasa da uzmanlar, bölge ile ekonomik entegrasyonun kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.
Kuzey Irak ile Türkiye arasındaki ekonomik işbirliğinin siyasal anlamda bir bağlanma değil karşılıklı bağımlılık ilkesine dayanan bir ortak pazara doğru dönüşmekte olduğu ifade ediliyor. Zaman'a konuşan uzmanlar, küresel ekonomik krizin etkilerinden uzak, yüksek iş hacmi ve her geçen gün artan yatırım teşvik yasalarıyla Kuzey Irak'ın Türk girişimciler için cazip bir pazar olduğunu ancak hâlâ aşılması gereken bir dizi engelle mücadele etmek zorunda kaldıklarını belirtti. Artan talep ve ihtiyacın büyük oranda ithalatla karşılandığı Kuzey Irak'ta, yatırımların sürekliliği ve kalıcılığı büyük oranda Türk diplomasisinin yakacağı yeşil ışığa bağlı. Türk Dışişleri'ndeki kaynaklar Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu'nun önümüzdeki haftalarda Irak'a yapacağı ziyaret sırasında bölgeye yönelik yeni bir diplomatik atağın başlayacağını söylüyor. İsminin açıklanmamasını isteyen bir diplomat, bu atakların içinde bölgede yeni konsoloslukların açılmasının bulunduğunu da söyledi.
Zaman'a yaptığı açıklamasında, kurulacak muhtemel bir ekonomik işbirliğinin Türkiye için aynı zamanda Irak'ın diğer bölgeleriyle de ticareti geliştireceğini vurgulayan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu, atılması gereken diplomatik adımların aciliyet kesbettiğini düşünüyor: "Türkiye'nin bölgede bir konsolosluğunun ve ticari ilişkileri yürütecek bir ataşesinin olmaması, İran gibi hem Erbil hem Süleymaniye'de konsolosluk açan başka yatırımcı ülkeler karşısındaki etkinliğini azaltıyor." diyen Ensarioğlu, Habur sınır kapısının tam kapasiteyle çalıştırılamamasını da büyük bir kayıp olarak görüyor.
KUZEY IRAK'TA DİPLOMATİK MİSYON OLMAMASI İHRACATI BALTALIYOR
Bölgesel Kürt Yönetimi'nin Dış İlişkiler Temsilcisi Felah Mustafa da bu diplomatik inisiyatiflerin içinde vize ve gümrük vergisi uygulamalarının da bulunması gerektiğini düşünüyor. Zaman'a bilgi veren Mustafa'ya göre Rusya ve Japonya da dahil olmak üzere 16 ülkenin diplomatik misyonlarının bulunduğu bölgede Türkiye'nin hiçbir diplomatının veya ticaret ataşesinin bulunmaması Türk işadamlarının gayretlerini baltalıyor. Türk yatırımcılar da Türkiye'nin kendilerine destek olmamasından yakınıyor.
İşadamlarını zora sokan bir konu da bölgede herhangi bir Türk bankasının bulunmaması. Bölgeye kıyasla çok daha güvenliksiz durumda olan Bağdat'ta Ziraat Bankası'nın bir ofisi bulunuyor ancak bu banka da büyük finansal işlemleri kaldıracak bir kapasiteye sahip değil. Ziraat Bankası Bağdat Şubesi Müdürü Yesur Meylani, bu konuda ilk adımın Irak bankaları tarafından atıldığını söylüyor: "Rafidain Bankası ve Al Warka, Türkiye'de şubeler açmak için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile temas halinde."
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi bir müddettir yabancı yatırımcıları bölgelerine çekebilmek için teşvik yasaları çıkarıyor. Bunların içinde arazi tahsis yasası da bulunuyor. Zaman'a konuşan Kürdistan Yatırım Dairesi Başkanı Herish Muharam, yabancı yatırımcıların yerli yatırımcılarla eşit mülkiyet haklarına sahip olduklarını ve belli alanlarda on yıl boyunca vergiden muaf tutulduklarını hatırlatıyor ve ekliyor: "Türkiye uzun vadede bizim en önemli ortağımız." İstatistikler de bunu doğruluyor. Türkiye'nin Kuzey Irak'la yaptığı karşılıklı ticaret 2008 yılı itibarıyla 7,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu rakamın 1,5 milyar dolarını petrol boru hattından elde edilen gelirler oluşturuyor.
IRAK, NABUCCO'YA DAHİL EDİLMELİ
Türkiye ile Kuzey Irak'ı ekonomik olarak daha da birbirine bağımlı hale getirecek bir açılım, Kuzey Irak gazının Nabucco boru hattına dahil edilmesi. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi özellikle Çemçemal bölgesinde çıkarılmaya başlanan gazın Avrupa'yı İran gazına muhtaç olmaktan kurtaracağını düşünüyor. Yönetim, petrol ve gaz imtiyazları konusunda Bağdat'la aralarındaki uyuşmazlığın giderilmesi konusunda da Ankara'dan yardım bekliyor. Türkiye-Irak Ticaret Konseyi Başkanı Ercüment Aksoy, Erbil ile Bağdat arasındaki uyuşmazlıkları da dikkate alarak Türkiye'nin sadece Kuzey Irak'a değil, Irak'ın tamamına yönelik bir ekonomik işbirliği stratejisi geliştirmesi gerektiğini söylüyor. Ticarî ilişkilerin gelmiş olduğu nokta Türkiye ile Kuzey Irak'ın gelecekte birbirine daha bağımlı iki ekonomi olacaklarının ve bir ortak pazarın kurulacağının habercisi. İki ekonomi birbirlerini tam anlamıyla bütünlüyorlar ve coğrafî yakınlık, etnik ve dinî bağlar da hesaba katıldığında iki ekonominin Benelüks modelinde olduğu üzere insan ve malların serbest dolaşımına dayalı bir ortak pazar kurmaları kaçınılmaz görünüyor.
IKDP-IKYB ittifakı 59 vekil çıkarabildi
Irak'ın kuzeyinde geçen ay yapılan bölgesel seçimlerin nihai sonuçları, Mesud Barzani'nin bölge başkanlığını kazandığına ilişkin ilk sonuçları teyit etti. Nihai sonuçlara göre, seçime ortak giren Mesud Barzani-Celal Talabani ittifakı (IKDP ve IKYB) yüzde 57,3 ile 111 sandalyeli mecliste 59 sandalye kazandı. IKDP ve IKYB, 2005 seçimlerinde parlamentoya 104 milletvekili sokmuştu. Muhalif lider Nevşirvan Mustafa'nın Değişim Listesi de 25 sandalye elde etti. İki İslamcı ve iki sosyal demokrat partinin oluşturduğu Reform ve Hizmet Listesi, 13 sandalye kazanırken, Türkmen listelerinden Türkmen Demokratik Hareketi 3, Reform Listesi 1, Erbil Listesi 1 vekil çıkardı. Böylelikle Kuzey Irak'taki parlamento ilk kez güçlü bir muhalefet ile tanışmış oldu. Bu arada, oylamada sorunlar nedeniyle seçim komisyonuna şikâyetlerde bulunan Değişim grubundan Muhammed Rahim, bu sonuçları kabul etmediklerini söyledi.
Kaynak: ZAMAN
SON VİDEO HABER
Haber Ara