İsmet Özel devriye nöbetinde
Farklı çıkışlarıyla şiir dünyasında adından sıkça söz ettiren, şair İsmet Özel 1977'den 2003'e değin yazdığı köşe yazılarını "Tok Kurda Puslu Hava" adıyla kitaplaştırdı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-08-07 15:00:00
Şair ve yazar İsmet Özel yeni çıkan "Şairin Devriye Nöbeti: Tok Kurda Puslu Hava" adlı kitabının tanıtımı için Türkiye Yazarlar Birliği'nde dün bir basın toplantısı düzenledi.
"Şairin Devriye Nöbeti: Tok Kurda Puslu Hava" adıyla çıkan kitabının devamının da geleceğini belirten İsmet Özel'in yeni kitabında yoğun bir vatanseverlik vurgusu göze çarpıyor.
SINIR NÖBETİ
Daha önce "Nöbet yerinde uyuklayan kişi kurşuna dizilmeli" şeklinde konuşarak tepkileri üzerine çeken İsmet Özel, dün düzenlenen yeni kitabının tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında aynı radikal çıkışlarını sürdürerek şu sözleri kaydetti; "Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi çok mühimdir. Çoğu insan bu konuda uyuklamaktadır. Oysa bizim Suriye ile aramızda bir sınırımız yok. Bizim gavurlar ile aramızda bir sınır var. Türkiye'de ne gavurluk varsa bu insanların içindeki gavurluğun bir yansımasıdır."
"MÜSLÜMANIN VARLIK NÖBETİ"
Özel son kitabında, Müslümanların 1970'li yıllarda bağımsız bir düşünce etkinliği orataya koymak için yapılandırdığı 'cihat', 'dayanışma' ve cemaat şuuru' kavramlarının, 80'li ve 90'lı yıllarla birlikte 'İslami Hareket' düşüncesinin, Müslümanların geçirdikleri bu evrelerde Türkiye'nin dünya zemininde 'kendisi' gibi hareket etmesini sağlayabilecek bir varlık ve duruş ortaya koyamadığını belirtiyor.
KAZANILAN MEVZİDE DEVRİYE NÖBETİ
İsmet Özel ayrıca son kitabında, Türk olmanın "mevzi" kazanmakla ilintili olduğunu gösteriyor. Müslüman diye geçinen bazı çevreler sahip oldukları en büyük değerleri yeni "mevki"ler uğruna cami önlerine terk ederken Özel, kazanmış olduğu "mevzi"lerde devriye nöbetine devam ettiğini ifade ediyor ve hala "Ben cennetin kılıçların altında olduğuna inananlardanım" diyor.
ŞAİRİN ESAS DURUŞ NÖBETİ
"Üç Mesele" kitabını ekonomik kaygılar nedeniyle çıkardığını belirten İsmet Özel sözlerini şöyle sürdürdü; "Ekonomik zorluklar beni gazete yazısı yazmaya itti, yine ekonomik kaygılar ile ilk iki kitabımı, "Üç Mesele" ve "Sorulunca Söylenen"i çıkardım. Gazetecilik esasında hiçbir entellektüel faaliyette bulunamayan insanların yapacağı bir iştir. Kendi sanatçı kimliğimin içinde gazete yazarlığını iyi bir yere koyamadım. Ben şairim. Şairliği yapacak başka bir işim olmadığı için değil, yapacak en iyi iş olduğu için seçtim"
HAİNİN GAFLET NÖBETİ
İsmet özel, çok tartışılan "Türklük" konusundaki düşüncelerini de şöyle izah ediyor; "Türk demek müslüman demektir. Türk-İslam sentezi olmaz çünkü Türk zaten bir sentezdir. Sentezin sentezi olur mu? "Türkiye" adı tamamiyle hüsn-ü niyet ile söylenmiş bir söz. Ama Anadolu İslam Cumhuriyeti" olamaz mıydı? Gafil avlandılar "Türk" diyerek. Oysa insanlar ne kadar gafilse, o kadar haindir. Gaflet ile hainlik birbirinden ayrılmaz."
SAHİCİLİK NÖBETİ
Eski yazıları ile yeni yazıları arasında biçim ve içerik bakımından bir fark bulunmadığını Özel şöyle ifade ediyor; "Ali Ural ile eski yazılarım üzerine konuşurken bana eski yazılarım ile şimdiki yazılarımın arasından nasıl bir fark görüdğümü sordu. Bende benim için eski yoktu dedim. İlk çıktığında İsmet Özel neyse şimdi de odur."
Kitap bir davetin, sahicilik teklifinin, kedini kurma ve kurtarma çabasının en son halini çıkartıyor karşımıza.
KİTAPLA İLGİLİ TEKNİK VE SATIŞ BİLGİLERİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara