Yaşlı araçlar çevreyi daha çok kirletiyor

Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de her geçen yıl taşıt sayısının hızla arttığını belirterek, TÜİK verilerine göre, 2000 yılında 8,32 milyon olan taşıt sayısının yüzde 68,3 artışla bu yıl Mayıs ayında 14 milyona çıktığını söyledi.

Şehirlerde hava kirliliğinin azaltılması ve hava kalitesinin iyileştirilmesi çalışmaları kapsamında, motorlu taşıtlardan kaynaklanan egzoz gazı kirliliğinin önlenmesi ve insan sağlığı üzerine olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için uygulamalı çalışmalar yapılmasını öneren Öztürk, şunları kaydetti:

''Türkiye'de araç sayısı artarken yaşlı araç sayısı azalmamaktadır. Ülkemiz fazla yakıt tüketen, sera gazı salınımı ve hava kirliliğine neden olan yaşlı araç mezarlığı halindedir. Bazı belediye ve halk otobüsleri, servis araçları, kamyonlar ve LPG kullanan karbüratörlü taksiler fevkalade yaşlıdır. AB ülkelerinde karbüratörlü araç kullanımı yasaklanmıştır. Bu tür araçlar birim kilometrede fevkalade yüksek miktarda benzine eşdeğer LPG kullanmakta, halk lisanı ile 'şurup gibi' LPG tüketmekte ve aşırı miktarda sera gazı karbon dioksit salınımına neden olmaktadır.

Büyükşehirlerde yılda en fazla yakıt tüketen araçların başında taksiler gelmektedir. Dolayısıyla karbüratörlü araçlar kademeli olarak trafikten men edilmelidir. Çevre ile ilgili çalışmalar yapan bir TV kanalında LPG, çevre dostu yakıt olarak lanse edilmektedir. Az ve verimli kullanılmak kaydı ile bu reklam ancak doğru olur. Karbüratörlü ve aşırı yakıt tüketen lüks araçlar için bu reklam doğru değildir.''

-''PARTİKÜL MADDE KİRLİLİĞİNİN ANA KAYNAKLARINDAN''-

Motorin kullanan yaşlı araçların aşırı miktarda partikül madde emisyonuna neden olduğunu vurgulayan Öztürk, ''Şehir içi bölgelerde partikül madde kirliliğinin ana kaynaklarından biri de motorin kullanan yaşlı araçlardır'' dedi.

Öztürk, ''Motorinli araçlardan atılan partikül maddeler sağlığı tehdit eden kirleticilerin başında gelmektedir. Büyük şehirlerden başlayarak şehir içi bölgelerde yaşlı ve istiap haddinin üzerinde yük ve yolcu taşıyan motorlu araçlar denetlenmelidir'' diye konuştu.

2008 yılı verilerine göre Türkiye'de ithal enerjiye yaklaşık 42 milyar dolar ödendiğine dikkati çeken Öztürk, ''anlaşılması zor bir şekilde, her yıl hem ithal enerjiye ciddi bedeller ödendiğini, hem de yaşlı araçların teşvik edildiğini'' söyledi.

-''ESKİ OTOBÜSLER SERVİS ARACI OLARAK KULLANILIYOR''-

Öztürk, Türkiye'de, her 100 öğrenciden yaklaşık 40'ının servis aracı kullandığını belirterek, şehirler arası yollarda çalışan otobüslerin belli bir yaştan sonra şehir içi trafiğinde servis aracı olarak kullanıldığını vurguladı.

Bu durumu ''fevkalade yanlış bir uygulama'' olarak nitelendiren Öztürk, şunları kaydetti:

''Araçlar yaşlandıkça daha fazla yakıt tüketirler ve egzozdan daha fazla partikül madde ve diğer kirleticileri havaya atarlar. Türkiye'de şehir içi bölgelerde binlerce yaşlı minibüs ve otobüs servis aracı olarak kullanılmaktadır. Özellikle yaşlı araçların insan trafiğinin yoğun olduğu yerleşim bölgelerinde kullanılması çok yanlıştır. Bu tür yaşlı araçlar şehir içi bölgelerde partikül maddeden ileri gelen hava kirliliğinin artmasına önemli miktarda katkı sağlamaktadır. Yaşlı araçların servis aracı olarak kullanılması insan sağlığını hiçe saymaktır. Şehirler yaşlı araç çöplüğü olmamalıdır.''

Trafikte binlerce servis aracı bulunduğuna değinen Öztürk, servis aracıyla ilgili teknik ve çevresel kurallar belirlenmesi, servis araçlarının çevreci olması gerektiğini söyledi. Öztürk, ''Trafikten kaynaklanan egzoz gazı emisyonunun azaltılması amacıyla yaşlı araçlar servis aracı olarak kullanılmamalıdır'' dedi.