Gurbetçilerin Türk elçiliklerine isyanı
Yurt dışında yaşayan Türkler elçilere isyan ediyor. Ali Akfidan adlı bir öğrenci kaleme aldığı mektubunda Türk Büyükelçiliklerinde yaşanan çifte standartı gözler önüne serdi.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-07-28 17:23:00
Yurtdışında okuyan Ali Akfidan adlı Türk öğrenci yaşadığı ülkede bulunan Türk Büyükelçiliği'nde dönen dolapları kaleme aldığı bir mektupta bir bir anlattı. Akfidan TIMETURK'e gönderdiği mektupta Türk elçiliklerinin yurt dışında yaşayan Türklere karşı çifte standart uyguladığını ileri sürerken, bunun başka ülkelerde yaşayan tüm Türklerin ortak sıkıntısı olduğunu ifade ediyor. İşte Ali Akfidan'ı isyan ettiren o mektup:
YETER ARTIK!
Bir Türk vatandaşı olarak 7 yıllık yurtdışındaki öğrencilik yaptigim donemde en çok çekindigim, zorunlu olmadıkça kapısından girmek istemediğim tek kurum Türk elçilikleri oldu. Her insanın bir sabrı var, yeter artık! Kim bunlarla ilgilenecek, kim bizim derdimizi dinleyecek! Bu yazıyı yazmama ve artık sabrımın kalmadığını anlatan olay Venezuela büyükelçiliğinde yaşandı. Gidip bir şey sormak istediğimiz zaman, “senin burada ne işin var”, “keşke hiç gelmesen” ifadesini açikça vurgulayan ve yabancilara gösterilen küçücük güleryüzü bir Türk vatandaşı olarak bize göstermeyen insanlardan daha ne kadar çekecegiz? Onurumla taşıdığım Türk pasaportumu yırtayım mı? Katıldığım bir çok uluslararası toplantı ve özel davetlerde Türkiyemizin en yılmaz savunuculuğunu yaptım, içime attıgım Türk elçilikleri hakkındaki negatif düşünceleri de hiçbir yabancıyla paylaşmadım. Hep içimde kalsın dedim. Kol kırılır yen içinde kalır prensibini artık taşıyamıyorum. Artık gücüm kalmadı, birileri buna el atsın lütfen.
Türk elçiliklerinin temel varlık nedeni ve görevi yurtdışındaki Türklere yardım etmek mi yoksa onların işlerini engellemek mi? Bugüne kadar dünyanın dört kıtasında karşılaştigim hemen hemen hiçbir Türk elçiliklerimiz hakkında pozitif konuşmadı. Hemen hemen hiç kimse elçiliğe gitmek istemiyor. Sırf bu yüzden Almanya yaşayan bir çok Türkün Alman vatandaşlığını seçtigine şahidim. Güney Afrikadan İsveç`e, Çin`den Venezuela`ya hemen hemen dünyanın her tarafındaki elçiliklerimizde yaşanan bu drama kim son verecek?
Yurtdışındaki elçiliklerde çalışan hemen hemen herkese birileri şunu anlatsın lütfen: Eğer orada Türk vatandaşı olarak bizler yoksak onlar da yok! Onların varlığı bizim yani vatandaşların oradaki varlıgına bağlı. Bizim ticari ve eğitim amaçlı orada bulunmamızın sonucu. Eger bir elçilik çalışanı bize yardım etmeyecekse, neden bızim ödedigimiz vergiden maaşını alıp bulunduğu yerin en güzel yerlerinde yaşıyor?
Halen devam eden yurtdışı tecrübelerimde bir çok şeyler gördüm. Elçilikte çalışan memurların orada bulunan vatandaşların işlemlerini yapmak için dolayli rüşvet aldıklari artık ayyuka çıkmış durumda! Bu rüşvet genellikle bir işadamının orada çalışan memura Türkiye ziyareti için uçak bileti alması şeklinde oluyor malesef! Eğer bulunduğunuz ülkede bir işadamıysanız ya da paranız varsa ve bir de rüşvet verebilecekseniz işleriniz anında yapılıyor. Ama benim gibi sıradan bir öğrenciyseniz, basvuracağınız şikayetinizi ileteceğiniz hiçbir yer yok. İşlemlerinizin yapılması sadece orada çalışan memurun insafina kalmış.
Bir defasında Güney Afrikada askerlik işlemlerimi halletmek için elçiliğimize gittiğim zaman oradaki memurun bunun icin benim Türkiyeye gitmemi tavsiye etmesi hala aklımdan çıkmıyor! Eger elçilik benim bir belgemi Türkiyeye gçnderemiyor ve beni sadece bir belge vermek için Güney Afrika`dan Türkiye`ye yaklaşık 9 saat uçmamı tavsiye ediyorsa, ne denilebilir ki! Güzide elçiliklerimizde çalişan bir insanın bunu önerecek kadar kendisini nasıl aşağı çekebildiğini beş yıl sonra bile hala anlamış değilim.
Yurtdışı elçiliklerinde karşılaştığım en ilginç olaylardan birisi de askerliğini bedelli olarak yapmak için oraya Türkiyeden bir aylığına gelip çalışma izni alan fakat aslında tüm vaktini Türkiyede geçiren kişilerin elçilikteki tanıdıkları vasıtasıyla askerliklerini bedelli yapmalarıdır. Normal şartlarda bir kişinin bedelli askerlik yapabilmesi için hem yurtdışında üç yıl fiilen çalışması hem de orada bulunması gerekir. Nasıl oluyorda bu üç yılın sadece bir ayını dışarıda geçiren birisi bedelli askerlik hakkı kazanıyor? Bu durum karşısında gerçek anlamda çalışan bir çok kişinin sadece askerliğini kısa dönem yapmasını engellemek için de her turlu engellemenin yapıldığına bizzat şahit oldum.
Sayın büyükelçilerimizin elçilikte çalışan memurlar ile halk arasındaki ilişkilerin doğası hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu bilmiyorum, fakat eğer onlar bulundukları ülkede cumhurun başı yani Cumhurbaşkanının temsilcileri olarak görev yapıyorlarsa bizim sorunlarımızla ilgilenmeleri en temel görevleridir. Bunun için yapılması gereken acil çözüm bizlerin bu konudaki sikayetlerimizi iletebileceğimiz bir mekanizmanın kurulmasidır. Yurtdışlarında büyükelçilere ulaşmanın neredeyse imkansız olduğu gözönüne alındığında orada çalişan bir memurun halka karşı takındığı aşağılayıcı tavrını biz kime şikayet edelim?
SON VİDEO HABER
Haber Ara