Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yerleşimci ekonomik Siyonizm...

Dışarıdaki Yahudiler İsrail’e paralarını, bir adamın paralarını kendisine birkaç renkli saat veren sevgilisine akıttığı gibi yağdırır.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-27 11:05:00

Yerleşimci ekonomik Siyonizm...

Abdulvehhab El-Mesiri*

Siyonist ideolojiyi yıkan unsurlardan biri yerleşimcilerin, “yerleri olmayan halk” diye işaret edilen dünya Yahudilerinin bir halk olmadıklarını idrak etmeleridir. Zira onlar kültürel söylemlerinin dayanağını ortasında yaşadıkları toplumdan alan farklı gruplardır.

Aynı şekilde büyük çoğunluğu yaşadıkları vatanına bağlıdır. Onlar yerleşimci Siyonistlerden değildir. Aksine yurtlandırılmış Siyonistlerdir. Kendileri dışındakileri yerleşmeleri için Filistin’e gönderirken Amerika’da ve Avrupa’da rahat ve güven içinde bir hayat sürmektedirler.

Bu yurtlandırılan Siyonistler ulusal vatan hakkında ateşli sloganlar atmaya, onun için gösteriler yapmaya ve bağışlarda bulunmaya tam bir hazırlık içindedir. Ancak orada yerleşmeye gelince buna dair hiçbir hazırlık göstermezler.

Siyonist emekçi düşünür Borochov bu tür Siyonizmi “Salon Siyonizmi” veya “koltuk tarzı siyonizm” diye vasfetmiştir. Bir başkası da bu tür Siyonizme “yerleşimsiz Siyonizm” demiştir.

İsrailliler bu çelişkiyle ancak bir espri aracılığıyla başa çıkabilmektedir. Nitekim İsrailliler açıkça Amerikan Yahudilerine işaret ederek şöyle demektedir; “onlar dünyadaki bir Yahudi devletidir. Bu devletin adı da The Jewish State of New York”tur. Bu kelimelerle oynamaktır. İngilizce State kelimesi aynı anda hem “devlet” hem de “eyalet” anlamına gelmektedir. İsrailliler ayrıca Amerikan Yahudilerini “Jewish Wasps” olarak görmektedir. Wasp kelimesi yaban arısı anlamına gelmektedir. Beyaz Anglo Sakson Protestan ibaresinin İngilizce’sinin kısaltılmışıdır. Yani Anglo Sakson asıllı beyaz Protestan anlamı taşır. Sanki Amerikalı Yahudiler de etiyle, kanıyla, kalbi ve kalıbıyla Amerikalılardır ancak Yahudi kimliğinde silinmektedirler.

Bazı İsrailliler Amerikan Yahudilerinin ve yurtlandırılmış Siyonistlerin İsrail’e Disneyland; yani sadece rahatlamak için gelinen bir Yahudi eğlence şehri gözüyle baktığını düşünmektedir. Bir başkasının dediğine göre ise onlar için İsrail girip birkaç saat geçirdikten sonra ulusal coşkuyla çıktıkları “ulusal bir Yahudi müzesi” konumundadır. Çünkü onlar İbranice yazılı levhalarla dolu sokaklarda yürüyor, İbranice şarkılar duyuyor, Eski Ahit’te okudukları bazı mekânlar görüyor, dolarlarını cömertçe harcıyor sonra da gerçek evlerine ve vatanlarına dönüyor.

Aydınlardan biri dünya Yahudilerinin İsrail’le ilişkisini tanımlamak için “Siyon otel” terimini kullanmıştı. Öyle ki onlar İsrail’e sadece baharda ve yazın havalar güzel olduğunda gelirler. Sonbahar ve kışta ise orayı, kapılarını kapatıp sevgili yurtlandırılmış Siyonist turistler tekrar gelene kadar bakım ve iyileştirme çalışmalarına kalkışmaları için (Siyonist yerleşimcilerden) otel işçilerine terk ederler. (bir yoruma göre “Siyonist” terimi koruma fiiline dönmektedir. Bu nedenle de Siyonistlerin bakım işlerine kalkışması mantıklı bir şeydir).

Yerleşim Siyonizmi ve Yurtlandırma Siyonizmi

Burada “yerleşim Siyonizmi” ile “yurtlandırılma Siyonizmi” arasında ayırım yapmamız mümkündür. İlki eşyasını taşıyıp işgal edilmiş Filistin topraklarında yerleşen Siyonist Yahudi’dir. İkincisi ise Siyonist sloganlar atan, Siyonist hareket için para toplayan ancak asla göç etmeyen Siyonist Yahudi’dir. Diğer bir ifadeyle bu, vaat edilen topraktaki üçüncü Yahudi’ye göndermek için ikinci Yahudi’den para toplayan Siyonist Yahudi’dir.

Yazarlardan biri bu tür Siyonistliği sahneye çıkmış ve “ilerleyin” “ilerleyin” diye marş söyleyen ve askeri adımlar atar gibi ayaklarını hareket ettiren askeri bir marş grubuna benzetmektedir. Aslında bunlar zerre kadar hareket etmemektedir. Yurtlandırılmış Siyonizmi yansıtan belki de işin en komik yanlarından biri Baron Edmund de Rothshild’den (kendisine gönderilen ve Balfour Deklerasyonu ismiyle bilinen bir mektupla Balfour’dan söz almıştır) rivayet edilen sözlerdir. Zira kendisine şöyle sorulur: Yahudi devletinin ilanından sonra ne görev üstlenmek istersin? O da tereddüt etmeksizin cevap verir: Tabi ki Yahudi Devleti’nin Paris’teki elçisi. Yani kendisi Batı’daki rahat yerinden kımıldamak istememektedir.
Ulusal vatan için ödenen yardımlar da kırıp geçiren esprilerden birçoğunun hedefidir.

Yorumculardan biri isimlendirdiği üzere “Çek defteri Yahudiliği”ne (ayrıca “nakit Siyonizm” ve “Ekonomik Siyonizm” diye de isimlendirilmektedir) işaret etmektedir. Bu isim, Yahudi ve Siyonist kurumlara bağışlarda bulunarak Yahudi kimliğini kazanabileceğine inanan Yahudilere işaret etmektedir. Zira o, bu çeki vicdanını rahatlatmak; Yahudi olmayan ABD tüketim toplumundaki rahat hayatını herhangi bir sıkıntı hissetmeden ve açık bir tamahkarlıkla sürdürmek için ödemektedir.

Tüm bunlar dünya Yahudileri ve Siyonist devlet arasındaki ilişkinin sadece ekonomik bir ilişki olduğu anlamına gelmektedir. Dünya Yahudilerinden göç etmeleri istenmemektedir. Onlardan sadece İsrail’de yatırım yapmaları ve maddi olarak desteklemeleri istemiyle yetinilmektedir. Tüm diasporanın yaşamında İsrail’in merkeziliği yerine diasporanın ekonomik hayatında İsrail’in merkeziliğinden bahsetmek mümkündür. Bu da Siyonist görüşün zayıflaması ve Yahudi grupların üyelerinin ekonomik varlıklarında kısıtlanması demektir.

Nafaka Siyonizmi

Orada Siyonizm için yarı gerileme teşkil etse de “nakit Siyonizm”le ve “çek defteri Siyonizmi” ile neredeyse eşanlamlı daha özgün bir terim bulunmaktadır. Bu terim “nafaka Siyonizm”dir. Burada gizli olan resim ise boşadığı eşi (Siyonist Devlet) kendisini kovalayan ve kendisinden nafaka isteyen Yahudi’nin görüntüsüdür. O da kendisine ödemek zorunda kalır. Hatta bol bol verir ki kendisini kovalamasın, kendisi ve komşuları önünde rezil olmasına neden olmasın. Yani bu terim dünya Yahudileri ve Siyonist Devlet arasındaki ilişkiyi tamamen ecnebi-çıkar ilişkisi yapmaktadır. Ruhsal ve duygusal boyutlar düşer. Yahudi, Siyonist devlete bağışları öder ancak bunu Siyonist devleti sevdiği için değil şerrinden kurtulmak ve kendisi hakkında suskunluğunu satın almak için yapar.

Başka bir İsrailli yazar da tamamen farklı, mecazi bir görüntü kullanmıştır. Ancak o da aynı manaya gelmektedir. Yani geçici iletişim ve düzensizlik. Yazar şöyle der: Dışarıdaki Yahudiler İsrail’e paralarını, bir adamın paralarını kendisine birkaç renkli saat veren sevgilisine akıttığı gibi yağdırır. Ancak sonunda sürekli ve gerçek Amerikalı eşine döner.

Dışarıdan Yahudiler yerleşmek için geldiklerinde de sorun bitmez. Önek verecek olursak orada birbirlerini suçlayan ve espri atışması içerisinde olan Eşkinaz ve Sephardik sorunu bulunmaktadır.

Eşkinazlar Sephardik’ten bahsederken siyah manasında “şefartz” kelimesini kullanır ve “El-frank Krank” ya da “şhurim” yani “Sephardik hastalığı” derler. Sephardikler de “Eşkinaz”dan bahsederek kendilerine karşılık verir. Orada Sephardiklerin arasında dolanan bir espri vardır. Bir Sephardik çocuğa büyüdüğünde ne olmak istediği sorulur. O da “Eşkinaz” diye cevap verir. Sovyet göçmenlerin gelmesiyle de durum pek fazla değişmedi.

İsrailliler kalıp olarak yerleşimci Siyonist olduklarını fark etti. Kalben ise tamamen maddiyatçılar. Vaat edilmiş topraklarda bile olsa ne pahasına ve her nerede olursa olsun sosyal hareketlilik ararlar. Ayrıca Siyon’a gelmeleri kutsallığından değil fiyatları ve kendilerine bahşedilmiş maddi fırsatları yüzündendi.

İsrail gazeteleri tamamen çıkarcı konumlarını anlatan açıklamalarını aktarmaktadır. Zira içlerinden biri bir araba edinmek için gelmediğini söyler. Rusya’da zaten bir arabası vardır. Onun geliş sebebi daha büyük bir araba edinebilmek içindir. İkincisi vaat edilmiş toprağın çok sıcak olduğundan şikayet eder. Üçüncüsünün ise Yahudilik iddialarına rağmen iddia ettiği akidesi hakkında haftanın bir günü; Salı ya da Cumartesi günü mum yakma dışında hiçbir şey bilmediği görülmektedir. Dördüncüsü Ağlama Duvarı’yla (İbranice adı Kotel’dir) dalga geçmektedir. Ona işareten discotel demektedir. İsrailli gazetelerden biri bu göçmenleri “çantalarının üzerinde oturuyorlar” şeklinde vasfetmektedir. Yani Siyonist ülkeden kendilerine daha fazla sosyal hareket imkanı sağlayacak başka bir yere kaçmak için uygun fırsat bekliyorlar.

Habis bir İsrailli gazeteci “beşinci sütun” olarak isimlendirilen bölümde (bu ibarenin “beşinci tabur” olarak tercümesi de mümkündür) yeni göçmenlerin durumuna ilişkin komik bir makale yazdı.

Makale İsrail’de bir istihdam bürosunda başlamaktadır. Zeki olduğu anlaşılan bir genç büroya girer. Görevli ona sorar: Ne iş yapıyorsun? Cevap verir: Yeni göçmenim. Görevli onun yeni gelenlerden olduğunu anlar ve bu defa: Ne işte çalışmak istiyorsun, diye sorar. Genç de cevap verir: Yeni göçmen.
Görevli: Tamam anladım sen yeni göçmensin de ne tür bir işte çalışmak istersin?
Cevap: Yeni göçmen.
Görevli gülümser ve gencin İbranice bilmiyor olabileceğini düşünerek oldukça yavaş konuşur: s s e e n
y e n i
g g ö ö ç ç m m e e n
tamam, peki nerede doğdun?
Genç cevap verir: Petah Tikva

Bu sözü duyduğunda görevlinin yüzünü şaşkınlık kaplar. Zira Petah Tikva Filistin’deki ilk Siyonist yerleşimdir ve orada doğmuş biri gelen olamaz. Çünkü zaten işgal altındaki Filistin topraklarında doğmuştur. Ana dili de İbranice’dir. Görevli gençten açıklama istediğinde genç şöyle cevap verir:
“Sizde yeni göçmenler için görevler olduğunu duydum. Ben işsizim. Bu nedenle de yeni göçmen olmaya karar verdim… Duydum ki orada yeni göçmenlerin kalifiyeleştirilmesi için milyonlarca dolarlar varmış. Neden ben de yeni bir göçmen olmak için tekrar yeterlileştirilmiyorum? Örneğin temel İbranice konuşmayı öğrenebilirim. Kötü bir lehçeyle konuşabilirim. Yeni göçmenler gibi komik elbiseler giyeceğim. Bak ben tüm bunları feda etmeye hazırım. Bir yıl önce ordudan terhis edildim ve hiçbir iş bulamadım. Arkadaşlardan birçoğunun bu ülkeden göç ettiklerini duyuyorum. Ben bunu yapmak istemiyorum. Çünkü Siyonizme inanıyor ve bu ülkeyi seviyorum. Eğer burada kalmanın tek yolu profesyonel “yeni bir göçmen” olmaksa tamam, o zaman bunu yapacağım.

Biliyorum bunu yaptığım zaman küçümsenen azınlığın bir üyesi olacak ve asıl vatanıma özlem duyacağım… Her şeye… Eğer benden istenen bu ise bunu yapmaya hazırım. Örnek bir yeni göçmen olacağım. İbranice öğrenme enstitüsünde az vakit geçirecek orduda tamamen keyif çatacağım ve sana vaat ediyorum her şeyi yeni göçmenler gibi isteyeceğim. Endişe durumunda kavrama şeklini bırakacağım. İhtiyaç duyduğum her hususta şikâyette bulunmaktan geri kalmayacağım.

Yazar bizlere yeni göçmene ve tüketimci konumuna, rahatı arayıp daima şikayetçi olmasına dair doğru ve mizahi bir görüntü çizmiştir. Bu noktada görevli gence yakınlık gösterir. Ancak bir sorun ortaya çıkar. O da gencin doğum belgesinde doğduğu yerin Petah Tikva görünmesidir. İkinci olarak da yeni göçmen sınıfında addedilmesi mümkün değildir. Genç kendisine hiç sorun olmadığını söyler ve yapışkan bir kâğıt ister. Görevli kendisine nedenini sorunca genç, içişleri bakanlığının üzerinde doğum belgesinde yazılı bilgilerin milliyetçiliğe dair kanuni delil teşkil etmediği yazılı yapışkan kâğıtlar yayınladığını söyler. Bu noktada görevli reddeder ve kendisine içişleri bakanlığının yayınladığı kâğıtların kimin Yahudi olduğu meselesine işaret ettiğini bildirir. Yani bu kâğıtlarda kimin kendisini Yahudi diye kaydettirdiği yazılıdır. Kanuna göre Yahudileştirilmiş olması önemli değil. Burada işaret edilmek istenen –görevlinin dediği gibi- yasadışı Yahudileştirmedir. Genç burada şöyle der: Ya hayatım boyunca es-Sabra nesline tabi olmanın utancını taşımaya ne demeli?

Ölümsüz Siyonizm

Belki de yurtlandırılmış Siyonizme dair en orijinal İsrailli komedi yorumu “Ölümsüz Siyonizm” başlığını taşıyan makaledir. Bu makale kötümser ile iyimser arasında geçen bir diyalogtan ibarettir. İlki Siyonizmin öldüğünü açıklayınca ikincisi de ona ölümsüzlüğünü vurgular ve kendisine Amerika’dan Siyonist göçün tam tempo devam ettiğini açıklayarak inandırıcı deliller ve güçlü kanıtlar sunar.

Ardından kesin bir ses tonuyla şöyle der; “New York’taki İsrail konsolosluğu 100 naaş gönderdi. Amerikan Yahudileri İsrail’de gömülmeyi seviyor”. ( bu şaka değil gerçektir. Yahudi dini geleneğinin bir devamını teşkil etmektedir).

İyimserin dediği gibi demek ki göçmenler geliyor. Ancak emtia kısmında! Siyonist gösteriler hala yapılmaktadır ancak cenaze bürolarında. Bu, şu sloganı ortaya atmaktadır: “bana onlar; ölü ve özgürce gömülmek isteyen mumyalar üzerine garanti ver”. (bu, Amerika’daki özgürlük anıtının temeli üzerine yazılı sloganlara muhalefet bir alaydır). “Amerikalı Yahudilerin İsrail’de gömülme isteği zamansal veya dünyevi varlıklarıyla Amerika’ya yöneldiklerine delil teşkil etmektedir. Ancak iş ebediyetle ilgili olduğunda gerçek vatanlarının İsrail olduğunu biliyorlar.

Buradan yola çıkarak “Ebedi Siyonizm” ashabının Amerika’da bol ağaçlı bir bölgede gömülme imkanları vardı. Ancak onlar tahtadan tabutları içinde pişerken vaat edilmiş topraklarda keşfe çıkmayı tercih etmektedir. Nerede o samimi göçmenler… Onları asla göremezsin. İsrail’de Kentucky Fried Chicken bulunmadığından değil vatanlarından ayrılmaktan acı duyarlar. Hatta sen onları asla göremezsin. Çok şükür; bizler Amerika’dan göçün bittiğini sanıyorduk. Ancak şimdi gerçeği biliyoruz. Amerikalılar İsrail’e gelmek için ölüyor”. (Allah bilir).

*Üstad Dr. Abdulvahhab el-Messiri Filistin davasına olan ilgi ve yakınlığıyla bilinmektedir. Siyonizm ve siyonizmle mücadele konusunda uzmandır. Yukarıdaki makale de ölmeden önce kaleme aldığı son makalelerinden biridir.

Bu makale Selda Shosa tarafından www.timeturk.com için tercüme edilmiştir.

Haber Ara