Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İran'da çatışmalar devam edecek

İslam devrimini önceden tahmin eden az sayıda kişiden biri olan İran uzmanı Profesör Fred Halliday,İran'daki bir devrim süreci yaşandığını belirtti.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-23 13:20:00

İran'da çatışmalar devam edecek

Reuters haber ajansının dün Tahran'dan geçtiği haberlerde Tahran'da polis ile muhalif göstericiler arasında çatışma çıktığı vurgulanmıştı.

Haberde bir görgü tanığına dayanarak, yüzlerce göstericinin sokaklara döküldüğü, onlarcasının gözaltına alındığı belirtildi.

Aynı görgü tanığına göre, göstericiler Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ve hükümeti aleyhine sloganlar atıyor, "Ahmedinejad istifa", "Diktatörlere ölüm" diye bağırıyorlardı.

Benzeri bilgilere, İranlı muhaliflerin başlıca iletişim kaynağı olan sosyal paylaşım sitesi Twitter'da da rastlandı; El Cezire ve El Arabiya da gösteriler olduğunu doğruladı.

Fransız Haber Ajansı AFP de, 200 kadar polis memuru ve Besic milisinin gösterileri önlemek üzere Tahran'da konuşlandırıldığını duyurdu.

Peki onca yasak ve engele karşın yine de yapılan bu gösterilerin arka planında ne var? Bu soruyu İran devrimini önceden tahmin eden az sayıda kişiden biri olan İran uzmanı Profesör Fred Halliday'e cevapladı.

İran'da bugün kaç tür muhalefet var?

Fred Halliday: İran'daki duruma bakmak, bir yanında ışık, öteki yanında ise karanlık olan bir ekrana ya da bir tiyatro sahnesine bakmaya benziyor. Bir yandan, insanların sokaklarda gösteri yaptığını görüyoruz ve bu bize insanların yalnızca seçim sonuçlarını değil ama İran rejiminin izlediği pek çok siyaseti kabul etmediklerini gösteriyor.

Rejimin içinde nasıl bir çatışma olduğunu göremiyoruz ancak bu çatışmanın çok ciddi olduğu ortada. Çünkü, en azından iki eski cumhurbaşkanının, Rafsancani ve Hatemi'nin hükümet politikalarına açıktan karşı çıktıklarını görüyoruz. Rejimin bölünmüş durumda olduğu aşikâr ve bu durumun belirleyici bir etkisi olabilir. Dolayısıyla bunlar meselenin iki ana boyutu.

Bunun yanında, muhalefet içinde de bölünmeler var. Kimileri Batı tipi bir demokrasi hedeflerken, kimileri daha az katı kuralların hâkim olduğu bir İslam devleti istiyor. Fakat bu ayrımlar henüz yüzeye çıkmış değil.

'Bu bir devrim'

Sokaklardaki gösteriler, cumhurbaşkanlığı seçimleri ardından başlamıştı. Adaylardan Mir Hüseyin Musavi'nin kazanamaması üzerine yandaşları sokağa dökülmüştü. Musavi'nin bu harekete liderlik ettiğini söyleyebilir miyiz? Bu gösterilere liderlik eden bir isim, bir örgüt var mı?

Fred Halliday: İran'da tüzüğü, seçilmiş liderleri, ofisleri olan siyasi partiler yoktur. Ülke genelinde destekçileri olan bazı isimler, gruplar vardır. Musavi yandaşları gibi. Yerel örgütler de vardır İran'da. Ve 30 yıl önceki devrimde bu örgütler çok önemli bir rol oynamışlardı. Bugün de çok önemli bir yere sahipler. Bunların merkezi üniversiteler, iş yerleri, camiler olabilir. Devrim zamanında ülke genelinde bir örgütlenmeye taşınmışlardı. Ama merkeziyetçi bir yapıda değillerdi.

Bugün de aynı şey oluyor. Camiler tabii o kadar önemli değil şimdi. Ancak teknoloji, internet, cep telefonu mesajları bir örgütlenmeyi çok daha mümkün kılıyor bu kez. Bir parti örgütlenmesi değil tabii. Bu durum da göstericilere belli bir esneklik sağlıyor. Ama merkezi bir otorite, belirgin bir çizgi olmamasından ötürü aynı zamanda bir zayıflık da onlar için.

Musavi, Hatemi, Rafsancani ve diğer dini ve siyasi liderler var muhalefet kanadında. Ama hiçbiri bu hareketin tek lideri konumunda değil. Zaten ben şu anın, merkezden yönetilecek bir hareket için doğru zaman olduğunu düşünmüyorum.

İran'da yaşananlara isim koyma konusunda sıkıntılar var. Bazıları bu hareketlenmenin geçici olduğunu, hükümet tarafından eninde sonunda tamamen bastırılacağını söylüyor; bazılarıysa bunun bir devrimin başlangıcı olduğu görüşünde. Siz ne düşünüyorsunuz?

Fred Halliday: Bu bir devrim çünkü İran'a radikal bir değişim getirmek istiyor. Özgürlük, adalet, hakikat, özgür basın, dış dünyayla daha ılımlı ilişkiler. Aslında bunlar, 30 yıl önceki devrimin de bir parçasıydı.

Ama devrimin liberal olarak adlandırılan bu kanadı, devrim sonrasında Humeyni tarafından çökertilmişti. Zaman içerisinde gelişmeye devam etti bu kanat.

'Doğu Avrupa'ya benziyor'

İran'ın 1979 İslam Devrimi'nin Fransa, Rusya, Çin gibi diğer ülkelerdeki devrimlerle bazı ortak özellikleri olduğunu söylemiştiniz. Peki şimdi, cumhurbaşkanlığı seçimi ardından yaşanan hareketlenme tarihteki başka bir devrimi andırıyor mu?

Fred Halliday: Bu hareket bazı açılardan 1960'larda Komünizme karşı ayaklanan Doğu Avrupa'da yaşananları anımsatıyor. Bu ayaklanmalar Sovyetler Birliği'nin işgaliyle bastırılmıştı. Ama 1980'lerde Macaristan, Polonya, Doğu Almanya'da yaşanan ve zaferle sonuçlanan hareketlerle daha çok ortak yönleri var.

Çünkü bu insanlar kendi ülkelerinde radikal bir değişim istiyor. Devrimi dünyaya ihraç etme gibi bir istekleri yok. İran'ın Doğu'nun ve Batı'nın bir parçası olan, normal bir ülke olmasını istiyorlar.

Kadınlara, yazarlara daha fazla özgürlük talep ediyorlar. Musavi mesela bağımsız televizyon kanalları kurulmasını istedi. Bunlar liberal bir devrimin talepleri. Ve bu açıdan da Doğu Avrupa'da yaşananları akla getiriyor.

'Ahmedinejad modeli'

İran'da muhalefet, her ne kadar doğrudan telaffuz etmese de hiç değilse bir bölümü sanki Batı tarzı bir demokrasi talep ediyormuş gibi görünüyor. Siyasi partiler, seçilmiş bir parlamento, dini liderliğin sona ermesi. Bunların olması mümkün mü?

Fred Halliday: Bu açıdan da 1980'lerin Doğu Avrupası'na benziyor durum. Onlar da doğrudan Komünist Parti'nin tüm yetkilerinden vazgeçmesi gerektiğini söylemiyorlardı. Komünist Parti, "Tamam size bazı yetkileri devredeceğiz, ama polis, ordu, istihbarat bizim elimizde kalacak." dedi.

Ahmedinejad rejimi de belli bazı alanlarda yetkiyi elinde tutmak isteyebilir. Ama muhalefet daha fazlasını talep edecektir. Bir kez demokrasi yoluna girerseniz, yarı yoldan dönemezsiniz. 1988'de Polonya'da yaşananlar bunun bir örneğidir. İran'da baskı, korku, otorite ve mevcut yapı yıkıldığında, bunu kimse durduramaz.

Rafsancani ve Musavi geçmişe oranla çok değiştiler. İslam Cumhuriyeti'nin başarısız olduğunu gördüler, gerekli dersleri çıkardılar, daha açık görüşlü oldular. Eğer Musavi iktidara gelirse, bu 25 yıl önce başbakanlık yaptığı zamanki Musavi olmayacak kesinlikle. Rafsancani de Ahmedinejad modelinin uzun vadede yürümeyeceğinin farkında.

'Kanlı da bitebilir'

Peki bu süreç nereye varacak? Daha çok çatışmalara mı gebe İran?

Fred Halliday: Muhalif hareket enerjisini yitirmiş değil. İnsanlar devam etmeye kararlı. Artık sadece seçimleri değil rejimi de gayri meşru olarak görüyorlar. Artık korkularının üstesinden gelip sokaklara çıktıkları ve kendileriyle aynı görüşleri paylaşan milyonlarca insan olduğunu gördükleri için bunu durdurmak çok zor olacaktır.

Daha fazla çatışmalar yaşanacaktır. Kanlı da bitebilir bu süreç. Ya da Ahmedinejad kısa vadede durumu kontrol altına alabilir. Ama modern tarihte hem bu denli güçlü bir muhalefetin olduğu hem de yönetici elitin, rejimin, devletin kendi içinde bu kadar bölündüğü başka bir örnek bilmiyorum. Bu da bana umut veriyor.

Kaynak: BBC


Haber Ara