Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hattat-Şair Taner Erdem'le söyleşi..

Pek çok farklı alanda; hat, şiir, radyoculuk ve yorumculuk gibi konularda başarılı eserler veren Taner Erdem ile Timeturk okuyucuları için görüştük...

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-23 16:26:00

Hattat-Şair Taner Erdem'le söyleşi..

HATTAT – ŞAİR-YAZAR ve YORUMCU TANER ERDEM’LE SÖYLEŞİ…

Kübra Ağaçyetiştiren / TİMETURK


ŞİİRLE HATTI İLK BULUŞTURAN SANATÇI OLMAK BANA ONUR VERİYOR

Öncelikle zevk alarak yaptıgınız mesleğinizin temellerinden bahsedermisiniz.Bu macera ilk nasıl başladı ?

Çok çeşitli ve farklı alanlarda faal olma sebebim, üretmeyi ve paylaşmayı çok sevmem. İlgi ve faaliyet alanlarım sanat ve edebiyat olunca insanların geri dönüşleri ve paylaşımlar da pozitif oluyor ve bir anlamda karşılıklı terapi söz konusu… Yani ekiyor ve biçiyoruz keyifli ve güzel paylaşımlar adına…

Asıl uzmanlık alanım Latin hattıdır, ama edebiyat da özellikle yoğun olduğum bir alan… Bu iki alanın birikimlerini teknoloji ile harmanlayarak, hem gözlere, hem kulaklara işin özünde de yüreklere hitabetmeye çalışıyorum. Naçizane hem şiirler-makaleler yazıyor, hem de bunları kaligrafi ile yazıp,teknoloji yardımıyla e-kartlar haline getiriyorum… Hatta yaptığım şiir videolarımda da bu kaligrafik yazıları kullanıyor, internette geniş kitlelerle paylaşıyorum. Çok güzel ve beğeni dolu yorumlar alınca da, yenileri için gerekli enerji ve keyfi alıyor, üretmeye - paylaşmaya devam ediyorum… Şiirle hattı ilk buluşturan sanatçı olmak da ayrı bir onur ve bunun farkındalığı da bir ödül benim için… www.radyoerguvan.com daki canlı şiir programımda ise; dinleyicilerin yürek seslerine ve sevdiklerine mesajlarına vesile olmak ayrı bir keyif… Yani hem sanat, hem edebi alanda buluşuyoruz dostlarla..

ALIN YAZISI HARİÇ HER TÜRLÜ YAZILIR

Kaligrafi yani Latin Hattı konusunda sizce yeriniz neresidir? Bu alandaki katkılarınızdan ve hedeflerinizden bahseder misiniz? Hüsn-ü Hat’ta göre oldukça yeni bir alan ve sizde bu konuda oldukça isim yaptınız gibi görünüyor.

Neredeyse 20 yıl oldu Latin hattına başlayalı… Oldukça uzun bir süreç… Benim yazmaya başladığım yıllarda çok az sanatçının uğraşı alanıydı, genelde hüsn-ü hatla, yani Arapça yazılıyordu yazılar… Dolayısıyla yeni ve boş bir alandı… Şimdi daha çok tanınıyor ve pek çok amatör icracı var, ama bu 20 yıl zarfında çok ciddi katkılarım olduğunu söylemem ukalalık olmaz sanırım. Sadece süslü isim yazımı yapılıyordu sınırlı yerlerde. Bense pek çok yeni alanda uygulamaya başladım bu yeni boyutu… O yıllarda tamamı Latin hattı eserlerinden oluşan 2 adet kişisel sergi açtım. Ticari yazıların dışında, eser tasarlayıp yazıyordum bu boyutla ve çok ciddi ilgi görmüştü. İnsanlar sadece gözle beğenmek-keyif almak yerine, eserleri okuyup-algılayabiliyorlardı ve o dönem için bir devrim sayılırdı… Zira bu alanda pek çok tabu ve önyargı vardır ve 20 yılım bunlarla mücadeleyle geçti… Anahtar besmele ve Türkçe Allah istifleri bunlara örnektir. Şimdi ise en çok ilgi gören eserlerden oldular… Bunun yanında Atatürk’ün sözleri, şairlerin - düşünürlerin şiirleri ve özdeyişlerini de sık sık eser haline getirdim naçizane… Böyle olunca da bu yeni boyutun çok geniş kitlelere ulaşmasında katkım olduğunu düşünüyorum… Özellikle internetten çok faydalandım… Bu alandaki hedefim ise; yurtdışına açılmak ve uluslararası alanda milletimi temsil etmek. Henüz girilmemiş sektörlere de hizmet vererek “alın yazısı hariç her türlü yazı yazılır” olan sloganımı pekiştirmek istiyorum..



Sanatınızı icra yolunda teknoloji ve interneti de çok verimli kullanıyorsunuz. Özellikle sanatsal e-kartlarınız çok ilgi görüyor. Size has bir tarz söz konusu ve bunu sanal alemde yoğun olarak paylaşıyorsunuz. Anahtar besmele, barışın anahtarı çok orijinal tasarımlar mesela…

Evet, yukarıda da değinmiştim, piyasadaki çoğu kaligraftan farkım, ticari yazıların dışında kendime has özgün eserler üretmem ve paylaşmam… Sanatsal anlamda ciddi bir birikimim oluştu ve bir sergiyle bütün eserlerimi sunmak istiyorum meraklılarına, bu anlamda sponsor tekliflerine açığım… Facebook dahil pek çok sitede üretimlerimi paylaşıyorum, hem e-kartlar hem de şiir videoları olarak ve websitem olan www.hattattaner.com da, kişisel site olmasına rağmen oldukça trafiği yüksek bir seyir izliyor… Facebookda 2200 üyesi olan bir grubum var ve sanatsal duyurularımı, videolarımı, radyo - tv programlarımı oradan ulaştırıyorum sanat dostlarına… “ http://www.facebook.com/hattattaner” olan profilim de herkese açık olarak çalışmalarımı sunduğum bir alan… Salı geceleri de www.radyoerguvan.com daki “Duvarın Ötesi” şiir programım rutin olarak devam etmekte…

UCUZCU AMATÖRLER YÜZÜNDEN SANATIMIZA DEĞER VERİLMİYOR


Alanınızda 20 yıla yakındır profesyonelsiniz. Çok geniş bir yelpazede çalışıyorsunuz. Hatta size sosyete hattatı dendiğini duydum. Bunca emek verirken ve bir marka olmuşken maddi anlamda karşılığını alabiliyor musunuz? Kriz sizi nasıl etkiledi?


Yaptığımız iş sanat olduğundan, temel ihtiyaç maddesi olmadığından ve özellikle vurguluyorum Türkiye’ de yaşadığımızdan kriz oldukça ciddi etkiledi elbette… Maalesef bu ülkede ticaretle sanatı bir arada yürütmek ve karşılığını almak çok zor… Tasarruf ilk sanattan başlıyor çünkü… Yıllardır işlerini yaptığımız koskoca şirketler bile, yazıları özel yazdırmak yerine, print etmeye veya çok çirkin ama ucuza yazan amatörlere iş yollamaya başladılar… Bunun yanında, krizden dolayı düğün-nikah sayısında ciddi bir düşüş var zaten… Bir de ucuzcu amatörler yüzünden iş kaybı olunca, ayakta kalmak oldukça zorlaştı maalesef..

EVLENİCEK ÇİFTLER DİKKAT! DÜŞÜK FİYATA ALDANANLAR TESLİMATTA PİŞMAN OLUYORLAR

Bu sanatla düğün sektörüne de ilk hitap edenlerden biri olarak, bu konuda evlilik hazırlığı yapanlara neler söyleyeceksiniz. Tam sezonunuz sanırım.

Sonuçta bu işte de bir rant var ve mantar gibi amatörler türedi… Vergi vermiyorlar, mekân işletmiyorlar, hizmetleri bizim gibi profesyonel kalitede değil, ama müşteriler telefonda bizimle aralarındaki yazı kalitesi farkını algılayamadıkları için, çok ciddi zararları oluyor bize… Düşük fiyata aldanıp iş verenler, teslimatta pişman oluyorlar, ama ya sineye çekmek zorundalar, ya da yeniden zarf bastırıp yazdırmak gibi bir külfete katlanmak… Düşünsenize, zarfları düz yazamadığı için kurşunkalemle çizip, sonra yazanlar bile var piyasada… Veya 300 zarfta 30 – 40 tane fire verenler ki, genelde yedek olmaz davetiyelerde… Bu yüzden mutlaka referans ve yazı örneklerine bakmalarında fayda var, unutulmasın ki, “ucuz etin yahnisi” sözü doğrudur… Sonuçta çok özel bir olay evlilik ve genelde bir defa yaşanır… Bir de organizasyon şirketleri konusu var ki; onlar da düğün organizasyonuna paket maliyet çıkardıkları için, daha çok kar kalsın diye profesyonel kaligraflar yerine amatörlere yazdırıyorlar zarfları ve masa kartlarını… Düğün sahiplerinin bu konuda dikkatli ve seçici olmalarını tavsiye ederim….

ON PARMAKTA ON MARİFET

Gelelim şair, yazar, yorumcu ve radyocu kimliğinize. Şiirlerinizin yanında, özellikle kişisel gelişim alanında hayata ilişkilere yönelik makaleleriniz, denemeleriniz var. Bunları hem yazıyor, hem seslendiriyor, hem de videolar yapıp paylaşıyorsunuz. Geri dönüşler nasıl bu konuda, radyoyu nasıl kullanıyorsunuz?

Özellikle hayata ve ilişkilere dair yazmayı seviyorum iz bırakmak adına… İnternette Can Dündar imzası ve “arada bir bunaldığınızda” adıyla dolaşan, ama bana ait olan bir “şükürler olsun” denemem var mesela. Nette çok dolaşıyor ve insanlar bana ait olduğunu öğrendiklerinde şaşırıyorlar… Onun gibi “hayat”,”serçe” “duvar” gibi aynı formatta makale ve denemelerim de ilgi görüyor… Radyodaki programımda hem dinleyici şiirlerini istek alıyorum, hem de kendi heybemdeki şiir ve yazılarımı paylaşıyorum canlı yayında. Bunları ara ara seslendirip, videolarını da kendim yapıp, facebook da paylaşıyorum. Geri dönüşler çok güzel, bu ilgi ve iletişim dostluğa dönüşüyor zamanla ve dostlar ofisime sohbete, tanışmaya geliyorlar sık sık…

MASKELERDEN NEFRET EDERİM

Radyoda sizi dinlediğimde en çok dikkatimi çeken şey doğallığınız oldu. Sanki bir aile ortamı ve demirbaş bir kitleniz var. Bunu nasıl sağladınız? Şiir yorumunuz dışında sesinizden sanat müziği dinlemek de hoştu.

Teşekkür ederim… Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum zaten amatörce. Yayında da istekler gelince kıramıyorum, arada bir şiirlerin arasında şarkı okuyorum… Doğallığa gelince; maskelerden nefret ederim ve zaten pek çok radyo varken ve hafta içi geç saatte yayına giriyorken, bir farkınız olmalı. Bizim farkımız da bu olsa gerek… Bazen anne-baba veya şehit şiirlerini yorumlarken ağlıyorum elimde olmadan… Neysem oyum yani. Bu sebeple de, dinleyicilerim sağ olsunlar, yalnız bırakmıyorlar… Kah gülüyor, kah ağlıyor, kah sohbet ediyoruz canlı yayında…

Biraz da projelerinizden bahsedelim. Sergi, kitap, cd var mı ufukta?

En öncelikli projem “şiir, deneme ve hat yazılarımdan” oluşan “ortaya karışık” tarzında, bir edebi - sanatsal kitap… Aynı şahsa ait böyle bir kitap daha önce hiç yazılmamış, çıkmamış, bir ilk… Bu açıdan haber ve magazin değeri de var… Hem Latin hattı, hem de edebiyat alanında zaten yılların emeğinin sonucu hazır bir kitlem var, genel dağıtımdan ziyade dinleti ve imza günleriyle sunmayı düşünüyorum… Ama külfetli bir proje olduğundan, hem şahsi hem de kurumsal sponsor ihtiyacı var… Buradan da duyurmuş olalım bunu… Bunun yanında bir sergi açmayı düşünüyorum ve denk getirebilirsek, kitabın sunumuyla serginin açılışını beraber yapacağım kısmetse… Her ikisinin de duyurularını websitemden, facebook ve radyodan yapacağım… Bir de basın bülteni elbette..

İLGİ İLTİFAT TAKDİR KARIN DOYURMUYOR. ÜLKEMİZDE İŞİMİZE HOBİ GİBİ BAKILIYOR

Son olarak edebiyat ve sanat alanında söyleyecekleriniz mutlaka vardır, bunları alabilir miyim? Bu arada okuyucularımız size nasıl ulaşılabilir?

Açıkçası bu ülkede ve özellikle bu son kriz ortamında biz sanatçıların üretmesi, paylaşması şöyle dursun, ayakta kalması çok zor… Bir sürü sorunla boğuşurken işinize odaklanmak o kadar zor ki… İnsanların samimiyetsizliği de cabası. Oldukça geniş bir çevrem ve kitlem var mesela. Eserlerime yapılan yorumlara bakarsanız benim nefes almadan yazmam lazım, ama ilginçtir ki, çoğu kişi fiyat bile sormuyor… Sanırım mesleğimiz olmasından ve geçimimizin buna bağlı olmasından ziyade, hobi olarak uğraştığımız zannediliyor dışarıdan… Krizi aşmak adına, normal sergi fiyatı minimum 750 lira olan, birkaç özel ve yoğun ilgi gören eserimi 250 liraya indirdim facebookta, ama grubuma üye 2200 kişiden sadece 1 i sipariş verdi… 250 lirayı da çok bulanlar olur diye 30-50 lira arası özel hediyelikler de ekledim kampanyaya ve İstanbul dışına da kargoyla yollanır dediğim halde, kimse ilgilenmedi maalesef… Ama o eserlerin ve ürünlerin altındaki yorumlara bakarsanız ilgi –iltifat - takdir muhteşem. İlginç bir çelişki.

Edebi alanda da “kitabınız yok mu, çıkınca mutlaka edinmek isterim” diyen çok sayıda mesaj geliyor, bakalım çıkınca ne olacak, ben de merak ediyorum. İlgilenen sanatseverler websitem olan www.hattattaner.com dan veya facebookta “hattat taner erdem” sayfasından ulaşabilirler, ofis adresim ve telefonlarım oralarda mevcut… Bakırköy’e yolu düşenleri dükkanıma beklerim… Salı geceleri de www.radyoerguvan.com a bekliyorum, şiirleriyle birlikte…

Haber Ara