TOKAD: Sıra diğer yasaklarda!
Tokat'ta etkinliğini sürdüren TOKAD, katsayı adaletsizliğinin kaldırılmasını desteklerken sıranın diğer yasaklara ve haksızlıklara geldiğini de hatırlattı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-07-22 17:52:00
Haber Merkezi/TIMETURK
YÖK'ün 28 Şubat sürecinin ürünü olan katsayı zulmüne son vermesini olumlu karşılayan TOKAD, darbe süreçlerinden kalan diğer baskıcı uygulamaların da kaldırılmasını istedi. "Başörtüsü yasağının halen devam ettiği, eğitimde bir sürü ayrımcılığın ve dayatmacılığın yerini koruduğu bir ortamda, hak ve özgürlüklerimizi pazarlık konusu yapmayacağız." diyen TOKAD, resmi ideolojiyi tek ve tartışmasız doğruymuş gibi dayatan milli eğitim sisteminin de köklü değişikliklere muhtaç olduğuna dikkat çekti.
TOKAD tarafından yapılan basın açıklamasının tam metni:
KATSAYI ADALETSİZLİĞİ KALKTI, SIRA DİĞER YASAKLARDA!
Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'ün üniversiteye giriş sınavında uygulanan ve büyük haksızlıklara yol açan katsayı uygulamasını kaldırmasını olumlu bir adım olarak değerlendiriyor, değişikliğin bu yıl sınava giren öğrencilere de mutlaka yansıtılması ve daha fazla öğrencinin mağdur edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz.
Katsayı uygulaması, 28 Şubat darbe sürecinin kalıntısıydı, mutlaka kaldırılması gerekiyordu ve geç de olsa kaldırıldı. Lakin bu olumlu gelişmenin diğer taleplerimizin ertelenmesine bahane kılınmasına müsaade etmeyeceğimizi de şimdiden beyan ediyoruz. Darbe süreçlerinden kalan diğer baskıcı uygulamaların da, YÖK dâhil olmak üzere, en kısa zaman içinde kaldırılması gerekiyor.
Başörtüsü yasağının halen devam ettiği, eğitimde bir sürü ayrımcılığın ve dayatmacılığın yerini koruduğu bir ortamda, hak ve özgürlüklerimizi pazarlık konusu yapmayacağız.
21 kız öğrencinin ÖSS'ye başörtülü girdikleri için sınavlarının ÖSYM tarafından kolayca iptal edilebildiği buna karşın hem siyasetin hem de toplum kuruluşlarının bu haksızlığa kayıtsız kaldığı bir ortamda, tek bir kararla tüm geçmişin aklanamayacağı unutulmamalıdır.
Katsayı uygulamasının ardından, başörtüsü yasağının da acilen kaldırılması ve hakları gaspedilmiş öğrencilerin haklarının derhal iade edilmesi gerektiğini bu vesileyle bir kez daha hatırlatıyoruz.
Okullarda ibadet hakkının dahi tanınmadığı, öğrencilerin özgürce değil de izbe yerlerde ve gizlice ibadet etmeye zorlandığı bu çarpık düzende düzeltilecek daha çok husus var. Bu sebeple eğitimdeki tüm sorunların çözüldüğü gibi bir havaya kapılmamak gerektiği gibi, geçmişte buna benzer bazı girişimlerin yüksek yargı organlarınca nasıl akamete uğratıldığını da akıldan çıkarmamakta fayda var. Ergenekon'u koruyup kollayan zihniyet, elbette adaletin ve özgürlüklerin önünü tıkamak için çalışacaktır.
Bilindiği gibi Türkiye'deki hâkim zihniyet, her alanda olduğu gibi eğitimde de ciddi bir sorun kaynağıdır. Dolayısıyla eğitim sorununu tartışmak, doğru bir sistem analizi ve eleştirisini de kaçınılmaz kılmaktadır. Oysaki eğitime ilişkin bugüne kadar yapılan tartışmalarda genellikle eğitim sistemindeki resmi ideolojinin tahakkümü göz ardı edilmiş, suya sabuna dokunmayan meseleler ön plana çıkartılmıştır. Dolayısıyla öğrencilere ücretsiz ders kitabı dağıtılması büyük bir olaymış gibi sunulurken, o ders kitaplarının ideolojik, militer ve tektipçi içeriği tartışılmamıştır. Ne yazık ki eğitim sisteminin temel sorunları doğrudan öze ilişkindir.
Milli eğitim sistemi, resmi ideolojiyi tek ve tartışmasız doğruymuş gibi dayatan, kendi kutsallarına boyun eğdirmek için her türlü geri kalmış yola başvuran, son dönemde küresel kapitalizmin neoliberal uygulamalarına adapte edilmek istenen cahili ve yozlaşmış bir yapıya dönüşmüştür. Mevcut yapı, en başta darbecilerin eseridir ve mutlaka köklü değişikliklere muhtaçtır. Herkes için adil ve özgür bir yapıya kavuşturulmalıdır.
SON VİDEO HABER
Haber Ara