Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Tarih HSYK'yı affetmez!

Ergenekon Davası’nın yarıda kesilmesini isteyen bir grup hâkim ve savcı, soruşturmayı yürütenlerin yerlerini değiştirmeye çalışıyor. HSYK üyelerinden Ali Suat Ertosun’un son dakikada getirdiği “Ergenekon savcıları ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’nın yerlerinin değiştirilmesi” önergesinin kurulda kabul görmesi toplantıyı kilitledi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-16 13:50:00

Tarih  HSYK'yı affetmez!




Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in katılmadığı toplantıdan dün de karar çıkmadı. Ergenekon sürecini kökten etkileyecek gelişme üzerine Başbakan Erdoğan, Ankara’da altı kritik bakanıyla, acil zirve düzenledi. Adalet Bakanı’nın da katıldığı zirvede, Ergenekon heyetinin yerini koruması için neler yapılabileceği tartışıldı ama hükümetin elinde fazla seçenek yok

Bir 22 Temmuz daha

Yargıyla ordu elele vererek cumhurbaşkanlığı seçimini engellemeye uğraşmıştı. Ordu 27 Nisan’da bir de muhtıra vermişti. 22 Temmuz seçimleri bu muhtıraya cevaptı ve halk ordunun siyasetteki ağırlığını o seçimdeki oylarıyla bitirdi.
Ordunun yerini şimdi tek başına yargı doldurmaya çalışıyor. Ergenekon soruşturmasıyla Güneydoğu’daki JİTEM soruşturmasının savcılarını değiştirmek istiyor.
Ciddiyetle ve derinlemesine sürdürülen bir soruşturmanın savcılarını değiştirmek istemenin tek bir amacı olabilir: O soruşturmaları saptırmak.
Yüksek yargı, 367 kararından beri çok “açık” belirledi yerini. Sistemi muhafaza edebilmek, soruşturmaları engelleyebilmek için elinden geleni yapıyor.
Bugünkü düzen içinde buna karşı çıkabilmek çok zor. Toplumu ve devleti kurtarabilmek, bu ülkenin insanlarını özgür kılabilmek, devlet içindeki suçluları yakalayabilmek için atılabilecek önemli bir adım var önümüzde.
Meclis, Prof. Özbudun’un daha önceden hazırladığı anayasayı ya da Avrupa Birliği’nin anayasası sayılan “Lizbon Anlaşması”nı aynen kabul ederek aynı anda bir anayasa referandumunu ve genel seçimi gerçekleştirebilir.
Bunun için “ordunun köstebeği” gibi davranan CHP ile uzlaşma aramaya çalışmak da gerekmez. Sistem, değişimle uzlaşmayacağını, değişime direneceğini bütün kurumlarıyla gösterdi çünkü.
Meclis, halkıyla uzlaşmalı. O halk, 22 Temmuz’da orduya verdiği cevabı bu kez yüksek yargıya verip bu ülkenin zincirlerini kıracaktır.
Halka gidin. Gereken değişimi halk yapacaktır.

Ankara’da Ergenekon direnişi

Ergenekon davasına bakan savcı ve hâkimlerin yerlerinin değiştirilmek istenmesi nedeniyle kriz yaşanan Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK), yaz yargı kararnamesiyle ilgili karar dün de çıkmadı. Kurul, bugün yeniden toplanacak.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “Yargı kararnamesi salı gününe kadar hazırlanır” sözlerine karşın yaz kararnamesiyle ilgili kriz sürüyor. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar ile davaya bakan mahkeme heyetinin değiştirilmek istenmesi üzerine bütün dikkatlerin çevrildiği HSYK’da dün hareketli anlar yaşandı.

Bakanlık toplantıya katılmadı

Yargı kararnamesiyle ilgili kararın çıkmaması nedeniyle HSYK başkanı da olan Adalet Bakanı Ergin İsveç’e yapacağı ziyareti ileri saatlere erteledi. Bakan Ergin, Başbakan Erdoğan’ın çağrısı üzerine altı bakanla birlikte Başbakanlık’taki zirveye katıldı. Bakan Ergin’in katılmadığı dünkü HSYK toplantısına, HSYK üyesi Müsteşar Ahmet Kahraman da gitmedi.
Buna rağmen HSYK’nın diğer beş üyesi Hâkimevi’nde biraraya geldi. Beş üyenin, kararname taslağındaki görüşmelerini rutin olarak sürdürdükleri belirtildi.
HSYK’nın bakanlık taslağı üzerindeki çalışmalarını henüz tamamlamadığı, bu nedenle Ergenekon savcı veya hâkimlerine dair kararını bugüne bıraktığı öğrenildi.

Savcı Sarıkaya örneği

HSYK’da Ergenekon ve Diyarbakır savcılarının dahil edilmek istenmesi akıllara Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya’yı getirdi. HSYK’da Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya bakan ve müsteşara rağmen oy çokluğuyla meslekten ihraç edilmişti. HSYK’nın bu kararını örnek gösteren çevreler, Adalet Bakanlığı’na rağmen Ergenekon savcısı Zekeriya Öz ve arkadaşları ile davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin heyetini değiştirebileceğini belirtiyorlar.
Aynı HSYK, Ergenekon soruşturmasını başlangıçta tek başına sürükleyen Savcı Zekeriya Öz’ün terfisini geciktiren karara da imza atmıştı.
HSYK ayrıca Öz ve arkadaşları hakkında başta İP ve sanık avukatlarınca yapılan çok sayıda suç duyurusunu da ciddi bularak ‘gereği’ için Adalet Bakanlığı’na yönlendirerek, savcıların üzerinde kurulan baskıya aracılık etmişti.
Bu dönemde Ankara polisinin, savcılık kararıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne baskın yaparak, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili belgelere el koymak istemesi de dikkat çekmişti.

HSYK nasıl karar alıyor

Ergenekon hâkim ve savcılarını kapsayıp kapsamayacağı merak edilen Adlî Yargı Yaz Kararnamesi’ne son şeklini verecek Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), kuruluş ve çalışma esasları özetle şöyle:

- HSYK’nın başkanlığını Adalet Bakanı yapıyor. Adalet Bakanlığı Müsteşarı da bu görevi süresince kurulun asli üyesi. Kurulu temsil ve Kurul adına beyanda bulunma yetkisi başkana ait.

- Adalet Bakanı’nın bulunmadığı zamanlarda Kurul’a, üyelerce seçilen başkanvekili başkanlık ediyor. Bakan ve başkanvekilinin bulunmadığı toplantılarda ise seçimle gelen asıl üyelerin en kıdemlisi Kurul’a başkanlık eder.

- HSYK’da Yargıtay (3) ve Danıştay’dan (2) seçimle gelen 5 üye ile Adalet Bakanlığı’ndan iki temsilcinin bulunduğu 7 üye yer alıyor. Kurul’un 5 de yedek üyesi var. Kurul, kararlarını salt çoğunlukla alıyor (4 oy).

- Anayasa, HSYK Kanunu, HSYK İç Yönetmeliği ile ‘Hâkimler ve Savcılar Hakkında Uygulanacak Atama ve Nakil Yönetmeliği’nde, kararnamelerin kabulü için, kurulun başkanı olan Adalet Bakanı’nın imzasının şart olduğuna ilişkin hüküm bulunmuyor. Aksine, kararın üyelerin salt çoğunluğuyla alınacağının belirtilmesiyle yetiniliyor.

- Konular üzerinde görüşmeler tamamlandıktan sonra oylamaya geçiliyor. Aksine karar alınmadıkça oylama açık olmakla birlikte, ‘gizli oylamaya ilişkin yasa hükümleri saklıdır’ maddesi de var.

- Üyeler, kabul ve ret şeklinde oy kullanabiliyor. Çekimser oy da ret oyu sayılıyor.

‘Bakanlık olmadan da HSYK karar alabilir’

Adalet Bakanı olduğu dönemde HSYK başkanlığı da yapan Hikmet Sami Türk, bakanlıktan bir temsilcinin katılmaması durumunda Kurul’dan karar çıkmayacağı yönündeki iddiaların doğru olmadığını söyledi. Taraf’ın sorularını yanıtlayan Türk, “Bakan ya da müsteşar, veya ikisi de olmadan Kurul pekala çalışabilir. İlgili mevzuatta da olmayan üyelerin yerinin doldurulacağı yazılıdır, yedek üyeler bunun içindir. Dolayısıyla bakan imzası olmadan da, onun katılmadığı bir toplantıda karar alınabileceği gibi, bu tabii yayımlanabilir” dedi.
Yargıdaki atamaların HSYK kararı olduğunu, bakanın diğer üyelerden üstün bir yanı olmadığını söyleyen Türk şöyle devam etti: “Bakanın, Kurul kararlarını veto yetkisi yoktur. Taslaklar genellikle bakanlıkça hazırlanır. Şimdiki de öyledir. Bakan veya müsteşar olmasa da yedek üyelerin katılımıyla, Kurul daima 7 kişiyle toplanır ve kararlar alabilir.”

Başbakanlık’ta acil zirve

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beş kritik bakanıyla programında olmayan bir zirve toplayınca, Ankara olağanüstü saatler yaşadı. Zirvede Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de bulunması toplantının gündeminin HSYK’daki kriz olduğu değerlendirmelerine neden oldu. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek ise toplantıya MGK üyesi bakanların katıldığını belirtti ve gündemin “Son MGK’daki değerlendirmeler ışığında terör ve güvenlik konuları” olduğunu söyledi.

HSYK krizi mi

Ankara’da hareketlilik, günlerdir gözlerin üzerine çevrildiği HSYK’da yaz kararnamesinin sonuçlanamaması nedeniyle Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yurtdışı gezisini ertelemesiyle başladı. Ardından Başbakan Erdoğan’la Bakan Ergin’in Başbakanlık resmî konutunda biraraya geldiği bilgisi hareketliliği arttırdı. Başbakan Erdoğan’ın bir programının olmayışı dikkatleri konuta yöneltti. Kısa süre sonra Erdoğan’ın sadece Ergin değil, beş bakanıyla birden toplantı yaptığı anlaşıldı. Erdoğan başkanlığındaki toplantıya Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay katıldı. Bunun üzerine yorumlar “HSYK’daki kriz görüşülüyor” üzerine yoğunlaştı.
Toplantı üzerine spekülasyonlar artarken, Başbakanlık kaynaklarından da “Toplantıda iç ve dış konular değerlendiriliyor” bilgisi verildi. Başbakanlık, toplantıda HSYK krizinin gündeme gelmediğini belirtti.

Güvenlik ve terör

Yaklaşık iki saat süren toplantının ardından Hükümet Sözcüsü Çiçek kısa bir açıklama yaptı. Çiçek, toplantıya MGK üyesi bakanların katıldığına dikkat çekti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın rahatsızlığı, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün de İstanbul’da bulunduğu için toplantıya katılamadıklarını kaydeden Çiçek, gündeme ilişkin şunları söyledi: “Bu toplantıdan sonra açıklama yapılması planlanmadı ama yapılan haberler yanlış anlaşılmalara yol açmasın diye bu açıklamayı yapıyorum. Güvenlik ve terör konusu görüşüldü. Son MGK toplantısında yapılan değerlendirmelerin ışığında bir toplantı yaptık. Bunlar devam edecek. Gündem, güvenlik konularıdır ve terörle mücadelede alınan ve alınması gereken tedbirlerin değerlendirmesidir. Bugünkü toplantıda son MGK’daki hususlar değerlendirildi. Bundan sonra bu kompozisyonda toplantı yapılırsa, bilin ki konu budur.”

‘Yargı başkanları her mikrofona konuşmaz’

Cemil Çiçek askere sivil yargı düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğu yolundaki açıklaması nedeniyle Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’i de şu sözlerle eleştirdi: “CHP, tartışılan yasayla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne bir dava açtı. Şimdi her defasında sayın yargı mensupları, ‘yargı sürecine müdahale ediliyor’ diye açıklamalarda bulunuyor. Ama yargılama sürecine yargının kendisinin de müdahale etmemesi lazım. Bir yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunun tesbit edileceği yer Yargıtay değil ki. Bir yasa, Anayasa’ya aykırıysa, bunu belirleyecek olan Anayasa Mahkemesi’dir ve dava da Anayasa Mahkemesi’nin önündedir. Siz şimdi bir yargı mensubu olarak eğer bu konuda daha başta sanki Anayasa Mahkemesi üyesiymiş gibi, başkanıymış gibi açıklama yaparsanız, bu hukuken doğru değildir. Bu, Anayasa’nın 138. maddesine aykırıdır. Bir başka şey daha ifade edeyim. Şimdi görülmekte olan davalar sebebiyle yargı mensuplarının bu tür açıklamalarda bulunmuş olmaları, yargıyı tartışmaların odağına getirir, oturtur. Ondan sonra hiç kimsenin ‘efendim yargı yıpratılıyor, yargı tartışma konusu yapılıyor’ diye şikâyet etmeye de hakkı yoktur. Ve herhalde bir demokratik ülkede yargı başkanlarının siyasetçiler gibi her mikrofon uzatıldığında da konuşma yapmaması gerekir. Bu doğru değildir. Hukukî değildir. Anayasa’nın 138. maddesi açısından da bu beyanı nereye koyacağız, ben bunu açıkçası bilmiyorum.”

Ve hâkim karşısına çıkıyorlar

Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin ilk duruşması 20 Temmuz pazartesi günü yapılacak. Duruşmada aralarında emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ile gazeteci Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın da bulunduğu 56 sanık yargılanacak. Hükümete karşı darbe girişimiyle suçlanan sanıklar arasında Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt de var.
Soruşturma kapsamında açılan birinci davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, Ercan Şafak, Fikret Seçen, Nihat Taşkın ve Mehmet Murat Yönder tarafından hazırlanan ikinci iddianameyi kabul etmesi üzerine, 56 sanık hakkındaki dava 25 Mart 2009 tarihinde açıldı.
Birinci ve ikinci Ergenekon davalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönündeki kararın ise ilk duruşmada açıklanması bekleniyor.
İddianamede, tutuklandıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle tahliye olan emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, “silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek”, “hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek’’, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek”, “yargıç üzerinde nüfuz kullanmak”, “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etmek, amacı dışında kullanmak, hile ile almak, çalmak”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahlı isyana tahrik etmek”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek”, “devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek”, “tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek” gibi suçlamalarla karşı karşıya.

Müebbetleri isteniyor

Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanması eylemlerinden de sorumlu tutulan Eruygur ve Tolon için üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur için ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor. Tutuklu sanık Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ile tutuksuz sanık Sinan Aygün için de ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep ediliyor.

Ferda Paksüt de sanık

İddianamede, tutuklu sanıklardan Adil Serdar Saçan, Gürbüz Çapan, Arif Doğan, Emcet Olcaytu, Muzaffer Öztürk, Osman Gürbüz, Hamza Demir, Süleyman Solmaz, Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Keskin ile tutuksuz sanıklar Ertaç Giray, İlker Güven, Yüksel Dilsiz, Tunç Akkoç, Noyan Çalıkuşu, Muhammed Murat Avar, Siyami Yalçın, Ferda Paksüt, Ufuk Mehmet Büyükçelebi, Mahir Akkar, Levent Temiz, Barbaros Hayrettin Altıntaş, Erol Mütercimler, Emin Şirin, Hakan Şanlı, Halis Yavuz Işıklar, Tanju Güvendiren, Adnan Türkkan, Mesut Özcan, Hüseyin Nazlıkul, Adnan Bulut, Merdan Yanardağ, Murat Ağırel, Selim Utku Gümrükçü, Evrim Baykara, Fatma Sibel Yüksek, Eren Mumcu, Önder Koç, Hasan Hüseyin Uçar, Yaşar Tozkoparan, Doğukan Yorulmaz, Hatice Bahtiyar ve Ercüment Ovalı’nın yedi buçuk yıl ila 50 yıl arasında hapisleri talep ediliyor.

Ergenekon ekibi yerinde kaldı

Hüseyin Çapkın’ın göreve gelmesinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde geniş çaplı yeni atama ve görevlendirmeler yapıldı, ancak Ergenekon operasyonunu yürüten isimler değiştirilmedi.
Buna göre geçen ay rütbe alarak 2. sınıf emniyet müdürü olan Terörle Mücadele Şube Müdürü Mutlu Ekizoğlu, Organize Şuçlardan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı oldu. Terörle Mücadeleden Sorumlu Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder ise yerinde kaldı. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Hüseyin Işıldak’ın da görev yeri değişmedi.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevine Yurt Atayün getirilirken, İstihbarat Şube Mdr. Ali Fuat Yılmazer de İstihbarattan Sorumlu Emniyet Mdr. Yrd. oldu. İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne ise Mdr. Yrd. Erol Demirhan getirildi.
Öte yandan gizli tanıkları korumak için de emniyet bünyesinde yeni bir şube oluşturuldu. “Tanıkları Koruma Şube Müdürlüğü” adı verilen yeni birimin başına ise Ergenekon operasyonunu yürüten ekibin içinde yer alan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Azmi Reyhan Aras getirildi.
(taraf)

Haber Ara