Gün gelir, devran döner andıççıları da yargılarlar

O imza Çevik Bir’in

Dilekçede, Bir’in ‘suç işlemek amacıyla yasa dışı silahlı örgüt kurma’, ‘insan öldürmeye tam teşebbüse azmettirme’, ‘suç işlemek için tahrik etme’, ‘hakaret’ ve ‘iftira’ suçlarından cezalandırılması istendi.
Birdal ve Türkdoğan, Bir’le ilgili şikâyet dilekçelerini Ankara Başsavcılığı’na ilettikten sonra adliye çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Birdal, 1998 yılında yakalanan PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık’a ait olduğu ileri sürülen ifadelerin bazı gazetelerde yayımlandığını, bununla kimi muhalif kurum ve kuruluşlar ile kişilerin hedef gösterildiğini hatırlattı. Milletvekili Birdal şöyle dedi: “Daha sonra ise söz konusu ifadelerin, Şemdin Sakık’a ait olmadığı, Genelkurmay Karargâhı’nca hazırlanmış bir andıç belgesi olduğu açığa çıktı. Bu belgenin altında da o günün Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in imzası bulunduğunu ve dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak tarafından gazetelere servis edildiğini öğrendik.”

Hayatımıza kastedildi

Söz konusu andıçtan sonra hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştiğini belirten Birdal, “30 Kasım 2000’de Çevik Bir hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Fakat bize olumlu ya da olumsuz bir bildirim yapılmadı, öylece kaldı” dedi.
O dönem askerlerin sivil mahkemelerde yargılanamadığını anımsatan Birdal, şöyle devam etti: “Son yasayla askerlerin de sivil mahkemelerde yargılanmasının yolu açıldı. Önce bu yasaya ilişkin, bunun demokratik, ileri ve hukuk devletinde olması gereken bir yasa olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü demokratik hukuk devletinde olağan ve tek bir yargı vardır, sivil yargıdır. Kimse dokunulmaz değildir, herkes yasalar önünde eşittir ve herkes yargılanabilir. Bu yasaya dayanarak, yeniden Çevik Bir hakkında, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile birlikte suç duyurusunda bulunduk. Dün olduğu gibi bugün de adalet arayışımız sürüyor.”

Ergenekon savcıları baksın

İHD Genel Başkanı Türkdoğan da, suç duyurusu dilekçesinin bir örneğini İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildiğini söyledi. Türkdoğan, şikâyetin Ergenekon soruşturması çerçevesinde dikkate alınmasını istediklerini de ifade etti.

Önce ANDIÇ, sonra kurşun

1998’de yakalanan PKK’nın üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık’a olduğu ileri sürülen ifadeler basına sızdırılarak, gazetecilerin ve sivil toplum örgütlerinin “para karşılığında PKK’ya destek verdiği” iddia edilmişti.
Sabah gazetesi sahibi Dinç Bilgin başta olmak üzere bazı medya patronları, adı geçen gazetecilerin işine son verdi. Bu gazeteciler arasında Kürt sorununda devletin resmî politikasına uyum göstermeyen Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand gibi gazeteciler bulunuyordu. Cengiz Çandar’ın yazıları durdurulurken; Mehmet Ali Birand, Sabah’tan atıldı ve Show TV’deki 32. Gün programının yayını askıya alındı.
Andıçta adı geçen dönemin İHD Genel Başkanı Akın Birdal ise, genel merkezde silahlı saldırıya uğradı. Vücuduna altı kurşun isabet eden Birdal, uzun süre hastanede tedavi gördü. Suikastı azmettiren Semih Tufan Gülaltay ve tetikçi Uzman Çavuş Cengiz Ersever kısa bir süre sonra yakalandı. Söz konusu belgenin daha sonra Çevik Bir ve Özkasnak tarafından “Andıç” adı verilen bir yazıyla hazırlandığı ortaya çıktı.
Semih Tufan Gülaltay, Ergenekon davasının en önemli sanıkları arasında yer alıyor.

kaynak:taraf