Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

D. Türkistan'da yaşananların perde arkası

Urumçi'de meydana gelen çatışmada en az 140 kişi öldü 800'den fazla da yaralı var. Peki Doğu Türkistan'da neler oluyor? İşte öncesi ve sonrası olayların perde arkası:

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-06 18:09:00

D. Türkistan'da yaşananların perde arkası

Defne Bayrak / TIMETURK

Çin?de komünist rejim tarafından uzun yıllardır her türlü hakları gasp edilen Uygur Türkleri, geçtiğimiz ay Han etnik grubu tarafından bir fabrikada çıkan kargaşada öldürülen iki kardeşlerinin hakkını ararken polisin silahlı saldırısına uğradı.

Çin?in petrol ve gaz zengini bölgesi Doğu Türkistan?da yaşayan Uygur Müslümanları yine haklarını ararken kendilerine silahla saldıran polise taşla karşılık verdi. En az 140 göstericinin hayatını kaybettiği olaylarda hükümet sürgündeki Uygur cemaatlerini olayları kışkırtmakla suçladı. Suçlanan cemaatlerin sözcüleri ise bu olayların kendileri tarafından kışkırtılmadığını aksine Uygur Müslümanlarının hükümetin kendilerine karşı uyguladığı baskı politikasına verilen bir tepki, bastırılmış öfkelerinin patlaması olduğunu söyledi. Cemaat temsilcileri gösterilerin barışçıl bir görüntüde Uygurlu öğrenciler tarafından başlatıldığına dikkat çekti.

Çin?in kuzey batısında Müslümanların çoğunluk oluşturduğu Sincan Bölgesi?nin (Doğu Türkistan) başkenti Urumçi?de Uygurlu Müslüman göstericiler ve güvenlik güçleri arasında son çıkan çatışmalarda en az 140 kişi öldü 800?den fazla kişi de yaralandı. Olay, Müslümanların hükümetin kendilerine karşı uyguladığı siyasi ve dini zulmü protesto ettikleri esnada gerçekleşti.

Çin Hükümeti yurt dışına sürülmüş Uygurlu cemaatleri bu gösterileri teşvik etmekle suçladı. Son olarak bu cemaatlerse sorumluluğu reddederek bu gösterilerin, Müslümanların kendilerine karşı uygulanan; dinlerini ve bölgedeki varlıklarını hedef alan ayrımcı siyasetler sebebiyle göğüslerinde bastırılmış öfkenin boşaltılması olduğunu vurguladı. Zira Çin?in 1949 yılında sınırlarına dahil etmesinden önce Uygur Türkleri Doğu Türkistan ismini taşıyan bölgelerinde bağımsız bir İslam devleti olarak hayatlarını sürdürmekteydi.

Yeni Çin Haber Ajansı?nın bugün; 06.07.2009 tarihinde ifade ettiğine göre zikri geçen ölü ve yaralı sayılısına ek olarak 100?lercesi de tutuklandı. Çin televizyonu arabaların yakıldığı şiddet olaylarının görüntülerine, 100?lerce göstericiyi caydırmak için saf oluşturan güvenlik güçleri ve polise ellerindeki taşlarla karşı koyan Müslümanlar arasındaki çatışmalara yer verdi.

Ölenlerin kimlikleri hakkında henüz ayrıntılı bilgilere ulaşılamamışsa da gözlemciler hepsi protestoculardan olmasa da çoğunluğunun göstericilerden olduğunu ifade etti.

Emniyet güçleri 2.3 milyon nüfuslu şehrin bazı kesimlerinde gün boyunda karışıklığın yenilenmemesini garanti altına almak için geçişi durdurdu. Yetkili makamlar durumun kontrol altında olduğunu söyledi.

Reuters Haber Ajansı?nın verdiği habere göre, olayları 8 milyon Uygur Müslümanının öfkesi alevlendirdi. Müslümanlar, Çin?in genelinde çoğunluğu oluşturan Han ırkından işçilerle geçtiğimiz ayın sonlarında güneyde bir fabrikada çıkan çatışmalarda aralarından ikisinin ölmesi hadisesinde hükümetin kötü muamele ettiğini, hükümetin, Sincan bölgesinin asıl yerlileri olmalarına karşın kendilerine ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığını vurgulamaktadır.

Çin hükümeti sürgündeki cemaatleri sorumlu tuttu

Çin Hükümeti bu protestoların Uygur taifesinden sürgünde yaşayan şahıslar tarafından düzenlenmiş bir komplo olduğunu söylemektedir. Özellikle de Pekin?den ayrılıp bağımsızlığı talep eden sürgün edilmiş Uygurlu cemaatleri sorumlu tutmaktadır. Bu cemaatler hükümetin özgürlüklerini ve İslam kültürlerini bastırdığını, petrol ve gaz zengini vatanları Sincan?ın kaynaklarını kullandığını, kendilerine çok düşük yaşam standartları bıraktığını söylemektedir. Başlarında Uluslar arası Af Örgütü olmak üzere uluslar arası insan hakları örgütlerinin raporları da bu bilgileri doğrulamaktadır.

Sincan dönem dönem, polis ve Uygur Müslümanları arasında ?kendilerine karşı uygulanan ayrımcılığı protesto etmek için- şiddeti daha az ya da daha çok benzer karışıklıklara sahne olmaktadır. Bölge 1955 yılından beri özerk bir şekilde yönetilse de gaz ve petrol servetlerinin, sanayi ürünlerinin fiili yöneticisi Pekin?deki merkezi hükümettir. Bölgenin gelirlerinin büyük kısmı son senelerde düzenli olarak bölgeye akan Han ırkı evlatlarına gitmektedir.

Bastırılmış öfke

Sürülmüş Uygur Cemaatlerinin temsilcileri, Çin hükümetinin komplo iddialarını reddetti. Temsilciler; ?bu isyan olayları hükümetin politikaları ve Han ırkından Çinlilerin ekonomik olanakları kontrol altına alması karşısında bastırılmış öfkenin patlamasıdır? dedi.

Reuters, Uluslar arası Uygur Konferansı Sözcüsü Del Şat Raşit?in sürgünde olduğu İsveç?ten şu sözlerini aktardı; ?öfke uzun zamandır artmaktadır?.

Raşit şöyle ekledi; ?önce barışçı bir toplanma olarak başladı. Orada ırkçı ayrımın durdurulması çağrısında bulunan binlerce insan vardı. Açıklama istiyorlardı? Ancak sessizce acılardan yoruldular?.

Amerikalı Uygurlar Teşkilatı Genel Sekreteri Alim Seitov, Washington?dan AP Fransız Haber Ajansı?na yaptığı açıklamada; ?olayı şiddet kullanılması boyutuna taşıyan polistir? dedi.

Seitov, gösterilerin Uygurlu öğrenciler tarafından; Çin?in güneyinde bir fabrikada Han ırkından şahıslarca öldürülen iki Müslüman?ın katillerinin yakalanması için hükümetten katillerin yakalanması talebinde bulunmak gayesiyle barışçıl bir görüntüde başladığına dikkat çekti. Ardından şöyle ekledi; ?ancak göstericiler için daha büyük sürpriz bin silahlı polisin karşılarına çıkıp kendilerine ateş etmesi olmuştu. Bu da onları ellerinin ulaşabileceği en yakın ve en basit silah olan taşlarla karşılık vermeye itti?.

Han etnik grubu bölgedeki fabrika ve şirketleri ele geçirdi

Sincan?daki bazı cemaatler bölgenin; Doğu Türkistan ismi altındaki bağımsız İslam devleti haline dönmesi için Çin?den ayrılmasını talep etmektedir. Zira Çin 19. yüzyılın 80?li yıllarında bölgeyi zorla ilhak etmiş, birçok çatışmanın ardından 1949 yılında da hüküm altına almış ve bölgeye Sincan yani ?yeni bölge? ismini vermiştir. Baskın İslam yapısının aksine ataist komunist Çin modeline çevirmeye çalışmıştır.

Amerikan The Christian Science Monitor Gazetesi geçtiğimiz yıl Sincan?daki durumlar üzerine uzun bir tahkik gerçekleştirdi. Bu araştırmada Han etnik grubunun hükümetin de yardımıyla fabrika ve şirketlerin çoğunluğunu kontrol altına aldığını açıkladı. Bu şirket ve fabrikalarda kendi ırkları dışında işçi de kabul etmemektedirler. Bu nedenle Uygur Müslümanları evlerde hizmetçilik gibi daha alt düzeyli işlerde çalışmak zorunda kalmıştır.

Gazeteye göre Uygurlular ikinci derece vatandaş olmuştur. Hükümet organlarında marjinal temsilden mahrumlar. Aynı şekilde okullarda kendi dillerini kullanmalarına da izin verilmemektedir.

Uygurlar yerel Türkmen dilini konuşup Arapça alfabe harflerini kullanmaktadır. Çehreleri Kafkaslıları andırır. Sincan Bölgesi?nin %90?ını oluşturmaktaydılar. Ancak Han göçü bu oranı baltaladı ve oranları %60?lara kadar düştü.

Çin resmi sayımlarına göre Çin?deki Müslümanların sayısı yaklaşık 60 milyondur. Ülkenin toplam nüfusu ise yaklaşık 1 milyar 300 milyondur. Çinli Müslüman kaynaklara göre sayıları 100 milyonu aşmaktadır.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara