Rekor dosya sayısı, hukuk sisteminin belini büktü. Ortalama yargılama süresi 241 güne, bir hakimin baktığı dava sayısı 852'ye ulaşınca adalet yavaşladı. Yargı tıkanınca, hapistekilerin sayısı 112 bine yükseldi. 40 bin 383 tutuklu ise yargılanmak için gün sayıyor.
Türkiye'de adalet sistemi alarm vermeye başladı. Adliyelerde bekleyen dosyalar dağ haline geldi. Bir yılda ortalama 842 dosyaya bakmak zorunda kalan hakim ve savcılar, ağır yükün altında ezildi. Geciken adalet, terazinin dengesini bozdu. Türkiye'de toplam 384 ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklu sayısı, kapasiteyi çoktan aşarak 112 bine ulaştı. Cezaevindeki şişkinliğin en büyük nedenlerinden biri olan 40 bin 383 tutuklu ise ağır dönen adalet çarkının işleyeceği günü sabırla bekliyor.
Normalde 80 bin olan cezaevlerinin kapasitesi, yeni açılan cezaevleri ile birlikte yüzde 20 oranında artırıldı. Bu kadar hızlı artış ile hükümlü ve tutuklu sayısının bir yıl sonra 150 bini de aşacağı ifade edildi.
Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de halen 346 kapalı, 28 müstakil açık, 3 çocuk eğitimevi, 3 kadın kapalı, 1 kadın açık, 3 çocuk kapalı olmak üzere toplam 384 ceza infaz kurumu bulunuyor.
SON 40 YILIN REKORU
Ceza infaz kurumları, 1 Haziran 2009 tarih itibariyle toplam 112 bin tutuklu ve hükümlü sayısı ile son 40 yılın en kalabalık dönemini yaşıyor.
Cezaevlerinin, 2000'de çıkarılan Af Yasası sonrası 49 bin 512 tutuklu ve hükümlüye kadar inen nüfusu 2001 yılından itibaren artmaya başladı.
Cezaevlerindeki sayı 2001 yılında 55 bin 609, 2002 yılında 59 bin 187, 2003 yılında 64 bin 296, 2004 yılında 57 bin 930, 2005 yılında 55 bin 870, 2006 yılında 70 bin 477 ve 2007 yılında 90 bin 837 oldu.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, ceza ve infaz kurumlarında 1 Haziran itibarıyla 111 bin 924 hükümlü ve tutuklu bulunduğunu belirterek, 'Kurumlarda şu anda doluluk oranı had safhada, taştık' dedi.
'ENDİŞE DUYUYORUZ'
Kalaman, bu artıştan endişe duyduklarını ifade etti. 2000'da af çıktığında tutuklu ve hükümlü sayısının 49 bin 512'ye düştüğüne dikkat çeken Kalaman, tekrar yükseliş gösteren sayının 2004 ve 2005'te yeni ceza kanunlarının yürürlüğe girmesiyle yaşanan boşluktan dolayı 55 bin dolayına indiğini bildirdi. Kalaman, 1 Haziran itibarıyla ceza infaz kurumlarında 51 bin 150'si hükümlü, 40 bin 383'ü tutuklu ve 20 bin 391'i hükmen tutuklu olmak üzere 111 bin 924 hükümlü ve tutuklu bulunduğunu kaydetti. 40 bin 383 tutuklu ise cezaevlerindeki sayısal artışın en önemli nedeni. Tutuklular ağır işleyen adalet sisteminde yargılanacakları günü bekliyor.
Denetimli serbestlik formülü
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman cezaevlerindeki doluluk oranlarına dikkat çekti. Cezaevlerindeki nüfusu düşürmeye yönelik tedbirleri bulunduğunu kaydeden Kalaman, iki yıl veya daha az süreli hapis cezalarında uygulanan denetimli serbestlik tedbirinin uygulama sınırının 5 yıla çıkarılmasını önerdiklerini söyledi. Bunun kurumda ciddi rahatlama sağlayacağını umduklarını belirten Kalaman, 'Tahminimiz 15 bin civarında azalma sağlayabilir yönünde' diye konuştu.
Dosya ve cüzdan arasında sıkıştılar
Cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu sayısına paralel olarak, adliyelerdeki dava dosyaları da çığ gibi artıyor. Yeni yapılan 'Adliye Sarayları'nda dahi dava dosyalarına konulacak yer kalmadı. Aşırı iş yükü hakim ve savcıları bunalttı. Her yıl giderek artan hakim ve savcı açığı henüz kapatılamazken, Türkiye'de bir hakim ve savcıya Avrupa'ya kıyasla on kat daha fazla iş düşüyor.
EVE DOSYA GÖTÜRÜYORLAR
Geç saatlere kadar adliyelerde duruşma yapan hakim ve savcılar, okumak için evlerine dahi dosya götürüyorlar. 'Dava dosyaları ile cüzdanı arasında sıkışıp kalan' hakim ve savcıların, Avrupalı meslektaşlarına göre daha çok çalışmalarına rağmen daha yoksul oldukları belirlendi.
Yapılan araştırmalara göre, Türk hakiminin gelir düzeyi Avrupalı meslektaşlarının çok gerisinde.
ONDA BİRİNİ KAZANIYOR
İngiltere'de mesleğin başındaki bir hakim aylık 13 bin 972 avro düzeyinde gelir elde ederken, İrlanda'daki hakim 9 bin 7 Euro, İsviçre'de 8 bin 333 avro, Norveç'te 6 bin 756 Euro, Danimarka'da 6 bin 437 avro elde ediyor. Türkiye'de ise mesleğe yeni başlayan bir hakimin aylık geliri sadece 750 avro. Mesleğinde yılları devirerek yüksek mahkeme ya da temyiz mahkemesi hakimi düzeyine ulaşan hakimlerin gelir seviyesine bakıldığında da Türk hakiminin durumu farklı değil. İngiltere'de yüksek mahkeme hakimi 22 bin 163 avro aylık gelir elde ederken, Türkiye'deki yüksek mahkeme hakimi ise aylık bin 937 avro'luk gelire sahip.
20 bin kişiye bir hakim düşüyor
Türkiye'de mahkeme sayısı Avrupa ülkelerine kıyasla sayıca fazla olmasına karşın bu mahkemelerde görev yapan hakimlerin sayısı dikkate alındığında ülkemiz gerilerde yer alıyor. Türkiye, Almanya, Polonya, İtalya ve Fransa'dan sonra sayıca en fazla hakime sahip ülke durumunda ancak, hizmet ettiği nüfusa oranlandığında bu sayı geride. Hırvatistan'da 20 bin kişiye bir hakim düşerken, Almanya'da ve Macaristan'da 5, Polonya'da 4 hakim düşüyor. Türkiye'de ise 20 bin kişiye ancak bir hakim hizmet verebiliyor. Mahkeme başına düşen hakim sınıflandırmasında da Türkiye Avrupa'nın gerisinde. Hollanda'da mahkeme başına 64 hakim, Çek Cumhuriyetinde 28 hakim, Polonya'da 22, Almanya'da 19, İsveç'te 13 hakim, Estonya ve Slovenya'da 11'er hakim düşerken, Türkiye'de her bir mahkemeye sadece bir hakim düşüyor.
Ağır Ceza'da dava 241 günde bitiyor
Hakim sayısı az dava sayısı çok olunca mahkemelerdeki iş yükü artıyor, iş yüküne bağlı olarak da ortalama yargılama süresi uzuyor. Hakimler aşırı iş yükü nedeniyle davaları kısa sürede sonuçlandıramayınca adalet de geç tecelli ediyor. Adalet İstatistiklerine göre, Türkiye'de ceza mahkemelerinde bir davanın ortala- ma yargılama süresi verilere göre 241 gün. Bu süre Çocuk Mahkemelerinde 422, Ağır Ceza Mahkemelerinde 354, Asliye Ceza Mahkemelerinde 400 günü buluyor. Ceza dosyalarının Yargıtay'dan dönme süresi ise ortalama 283 gün olarak ifade ediliyor. Dava temyiz edilmiş ve en başa dönmüşse süre 2 yılı aşıyor.
Bir yılda 852 dosyaya bakmak zorundalar
Araştırmalara göre yargıdaki iş yükü her yıl katlanarak artıyor. Türkiye'de 20 bin kişiye bir hakim düşüyor. Bir hakim yılda ortalama 852 dosyaya bakıyor. Yargıtay'da bekleyen dosya sayısı 1 buçuk milyona ulaşmış durumda.. Toplam 11 ceza dairesi ve 21 hukuk dairesinin bulunduğu Yargıtay'da, iş yükü 2008 yılında ceza genel kurulu ve dairelerinde yüzde 100, hukuk genel kurulu ve hukuk dairelerinde de yüzde 50'ye yakın artış kaydedildi.
Rakamsal olarak AB'de lideriz ama...
Türkiye'de hakimlerin gelir seviyesinin düşüklüğüne karşın iş yükü ağır. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en fazla mahkemeye sahip ülkesi. Türkiye'de toplam 2 bin 508 adet genel nitelikli ilk derece mahkemesi bulunuyor. Türkiye'yi 2 bin 249 mahkeme ile İspanya, bin 47 mahkeme ile İtalya izliyor. Geri kalan ülkelerde bulunan genel nitelikli ilk derece mahkeme sayısı bini geçmiyor.
BİN 440 İHTİSAS MAHKEMESİ
İhtisas mahkemelerinde de aynı tablo söz konusu. Çoçuk mahkemeleri, trafik mahkemeleri, icra ceza mahkemeleri, icra tetkik mahkemeleri, iş mahkemeleri, aile mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, idare mahkemeleri, vergi mahkemeleri, fikri sinai haklar ceza mahkemelerinden oluşan ihtisas mahkemesi sayısı Türkiye'de bin 440 iken, Avrupa ülkelerinde ihtisas mahkemelerinin sayıca en fazla bulunduğu ülke 611 mahkeme ile Fransa. Fransa'yı 545 mahkeme ile İspanya izliyor. Danimarka' da bir adet ihtisas mahkemesi bulunuyorken, Hollanda'da sadece iki adet ihtisas mahkemesi görev yapıyor.
İSPANYA'NIN ARKASINDAYIZ
Mahkeme sayıları hizmet edilen nüfusla oranlandığında da Türkiye'nin durumu Avrupa Birliği standartlarına göre ön sıralarda yer alıyor. Bu sıralamada, her 1 milyon kişiye düşen mahkeme sayısında 66 mahkeme ile İspanya ilk sırada yer alırken, 56 mahkeme ile Türkiye ikinci sırada bulunuyor.
Yenişafak