Dolar

34,8783

Euro

36,7749

Altın

3.045,23

Bist

10.144,62

İslam dinine kurumsal statü tartışması

İslam dinine kurumsal statü verilmesine ilişkin tartışmalar alevlendi. DİTİB muhatap alınmayı isterken, laik Müslümanlar, ?İslam?da kiliseleşmeye? karşı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-06-25 13:51:00

İslam dinine kurumsal statü tartışması

İslam Konferansı'na üye olan Müslüman örgütler, Federal Alman Hükümeti'nden dini bir cemaat olarak tanınmayı talep ediyor. Bu örgütlerin dini bir cemaat olarak tanınması durumunda, bu kuruluşlar kiliseler ile eşit statüye kavuşacak.

 

DİTİB İslami cemaat olarak gündemde

 

Kısa adı DİTİB olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'nin Dinler Arası Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa, İslam Konferansı?ndan en önemli beklentilerinin dini bir cemaat olarak tanınmak olduğunu dile getirdi. Alboğa şunları söyledi: 'İşin başından beri biz bu süreç içinde doğru anlaşılmamızı ve doğru algılanmamızı arzu ettik. Ve yapımız itibariyle dini cemaat olmaya son derece müsait olduğumuzu ifade ettik. Yavaş yavaş bunun anlaşıldığı kanaatindeyiz. Geçen gün İçişleri Bakanı Dr. Schäuble, yapmış olduğu bir söyleşide DİTİB?deki son gelişmelerden sonra bu alanda kendisinin son derece sevindiğini ifade etti. İslam Konferansı?na paralele DİTİB?teki bir takım gelişmeler oturumdan sonra Alman kamuoyu tarafından daha iyi algılanabilecek.?

 

İslam Konseyi karşı çıkıyor

İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya  

 

Milli Görüş?e yakınlığı ile bilinen İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya ise belirli bir örgütün dini cemaat olarak tanınmasına karşı çıkıyor. Kızılkaya, 'Belli bir teşkilatın değil, burada Müslümanların, bütün camii ve destekli olan kurumların dini cemaat olarak tanınması gerekiyor. Bu tabii ki İslam Konferansı?nın yetkisinde olan bir şey değil. İslam Konferansı belki burada bir tavsiyede bulunabilir. Almanya?nın federal yapısı gereği din ? devlet ilişkileri eyaletler bazında düzenlendiği için bu eyaletlere yönelik bir tavsiye kararı çıkabilir' şeklinde konuştu. Kızılkaya, DİTİB'in de üyesi olduğu Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi'ne böyle bir statü verilmesinin daha uygun olacağını savundu.

 

Aleviler bir inanç grubu

İslam Konferansı?nın üyelerinden Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu İkinci Başkanı Ali Ertan Toprak da, kiliselerle aynı yasal haklara sahip olmak istediklerini, Alevilerin bu konuda yol kat ettiğini belirtti. Toprak, 'Bu İslam Konferansı?na katılan tüm kurumlar arasında şimdiye kadar inanç grubu olarak kabul edilen Alman Anayasası?na göre tek grup biziz. Bu nedenle geçen yıldan beri Alman devlet okullarında Alevilik derslerini vermeye başladık. Biz kamusal statüye de ulaşmak istiyoruz. Kiliseler bu statüye sahip. Önümüzdeki hedef bu' sözleriyle İslam Konferansı'ndan somut beklentileri dile getirdi.

 

Alman yasalarına göre, bir örgüt dini cemaat olarak tanınarak, kurumsal statüye kavuşursa, üye kabul ediyor ve kiliseler gibi toplanan vergilerden pay alma hakkına sahip oluyor.

 

'Dini cemaat olarak tanınmaya gerek yok'

 

İslam Konferansı?nda laik Müslümanları temsilen Frankfurt?tan katılan diş hekimi Ezhar Cezairli ise Müslüman örgütlerden hiç birinin dini cemaat olarak tanınmaması gerektiği görüşünde. Cezairli, görüşünü şu sözlerle savundu:

 

'Sırf Almanya?daki strüktürler veya kanunlar öyle olduğu için, aslında İslam?ın özünde olmayan bir şeyi suni bir şekilde İslam dinini ve Müslümanları kurumsallaştırmaya, yani kurum olarak kiliseleştirmeye karşıyım. Çünkü bu İslam?da ve Müslümanlıkta olmadığı için karşıyım. Aynı zamanda bunun buradaki gençler için buranın uyumu için çok büyük bir faydası olacağına inanmıyorum.'

 

Merkezi Frankfurt?ta bulunan Türk-Alman Klübü Derneği'nin Başkanı Cezairli, dini cemaat olarak tanınma meselesinden önce göçmen kökenli çocukların eğitim sorunlarının çözümü için çaba gösterilmesi gerektiğini savundu.

 

Sonuç bildirgesi

 

İslam Konferansı Zirvesi?nde, çalışma gruplarının raporları tartışılarak sonuç bildirgesi yayınlanacak. Ezhar Cezairli, sonuç bildirgesi hakkında şunları söyledi: 'Yalnız kanunlara saygılı olmak, kanunları yerine getirmek yetmiyor barış içinde yaşamak için, farklı kültürlerin birlikte yaşaması için. Ayrıca günlük yaşamda birbirine daha saygılı olmak, buradaki değerlere daha çok uyum sağlamak, ayrıca Müslümanların içinde kendi aralarında da birbirlerine tolerans göstermesinin önemli olduğunu da vurgulayacağız.'

 

İslam Konferansı

 

Bildunterschrift:

Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble?nin girişimi ile 2006 yılında oluşturulan Alman İslam Konferansı?nın 25 Haziran Perşembe günü dördüncü toplantısı yapılacak. Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında diyalog kurulmasını hedefleyen İslam Konferansı?nın üyeleri, Almanya?daki Müslüman örgütlerin temsilcileri, laik Müslümanlar ve Federal Hükümet yetkililerinden oluşuyor.

 

Almanya?da Eylül ayında genel seçimlerin yapılacak olması nedeniyle son kez toplanacak olan İslam Konferansı?nda, çalışma gruplarında hazırlanan raporlar ele alınacak. Çalışma gruplarında Almanya'da yapılması planlanan camilerden, Müslümanlar kız öğrencilerin yüzme derslerine katılmasına, din derslerine kadar farklı konular ele alındı.

İslam Konferansı'nın üyeleri, birçok konuya ise değinilemediğini belirtiyor. Bu nedenle Hristiyan Birlik Partilerinden ve Sosyal Demokrat siyasetçiler de, genel seçimlerden sonra iktidara gelecek yeni hükümetin de İslam Konferansı'nı sürdürmesi gerektiğini savunuyor.

 

DW

 

Haber Ara