Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Abant Platformu toplantısı başladı

Abant Platformu'nun, ''Demokratikleşme: 12 Eylül'den AB'ye Siyasi Partile'' konulu bu yılki ikinci toplantısı Bolu'daki Tabiat Parkı Abant'ta bulunan Abant Palace Otelde başladı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-06-19 12:30:00

Abant Platformu toplantısı başladı

Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, ''Jakoben bürokrasi, hükümeti amiri gibi değil de bayındırlık hizmetleri yapan, memur istihdam eden, harcamalarına kaynak bulan, bütçelemesini yapan muhasebe müdürü gibi görmektedir. Ne kadar para harcarsa harcasın bunun hesabının sorulmasından da pek hoşlanmamaktadır'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da katıldığı toplantının açılış oturumunda konuşan Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, ''demokrasi'' üzerine değerlendirmeler yaptı.

''Ülkemiz maalesef demokratik yollarla yapılan bir anayasayla değil de 1960'dan itibaren içselleştirmek zorunda kaldığımız darbelerin ardından oluşturulan antidemokratik anayasalarla yönetilmek durumunda kaldı'' diyerek sözlerine başlayan Akpınar, bugün demokratik hayatın önündeki en büyük engelin ''hiç şüphesiz, darbeci generallerin anayasası'' olduğunu ifade etti.

Vali Akpınar sözlerini şöyle sürdürdü:

''Mevcut Anayasa, halkın iradesini pek fazla önemsemeden, oligarşik bürokrasinin vesayetinde sınırlı bir demokrasi öngörmektedir. Temel felsefesi, kurulması hayal edilen, istenilen rejime sadık siyasi partilerin, halkın çoğunluk oyunu alıp iktidara gelemeyeceği varsayımı üzerine kuruludur. Mevcut Anayasa ve ilgili mevzuat ile 'halkın iradesi sonucu oluşan meclisin ve hükümetin elini kolunu bağlayıp, iktidarı bir türlü muktedir konuma getirmeyecek mekanizmalar yoluyla, oligarşik-jakoben bürokrasi hakimiyeti sürdürülmelidir' düşüncesini sürekli hakim kılacak kurum ve düzenlemeler getirilmiştir. Askeri güç, yürütmesi ve yargısıyla paralel biçimde örgütlenmiştir ve adeta bağımsızdır. Jakoben bürokrasi, hükümeti amiri gibi değil de bayındırlık hizmetleri yapan, memur istihdam eden, harcamalarına kaynak bulan, bütçelemesini yapan muhasebe müdürü gibi görmektedir. Ne kadar para harcarsa harcasın bunun hesabının sorulmasından da pek hoşlanmamaktadır. (aa)

Aradan geçen uzun yıllara rağmen, zaten pek de iyi olmayan demokratik hayatımıza tecavüz eden darbecileri yargılayamadık, bu millete reva gördükleri yargısız infazların, işkence ve kötü muamelelerin hesabını soramadık. Düzmece yargılama sonucu katlettikleri başbakan ve iki bakanın acısını bile yüreğimize gömdük. Ülkemizde halkın iradesini bir türlü içine sindiremeyen kişi ve gruplar, içinde bulunduğumuz bu dönemde bile, hala Baas rejimi ya da bir çeşit Pol Pot rejimi özlemiyle Hükümeti devirmeyi, binlerce kişiyi yok etmeyi planlıyorlar. Bu kişi ve gruplar, halkın iradesine karşı plan yapmaktan ne usanıyorlar ne de utanıyorlar.''

-''JAKOBEN BÜROKRASİNİN PAŞA GÖNLÜNDEN KOPTUĞU KADAR DEĞİL''-

Bu kesimlerin her türlü kanunsuz, ahlaka aykırı yol ve yöntemi kullanmakta bir sakınca görmediklerini savunan Vali Akpınar ''Üstelik geçmişte bu işleri yapmış olanların cezalandırılması bir yana, ödüllendirilmiş olmaları bu gibi kişileri teşvik ediyor. Benim çağrım demokrasi, insan hakları, özgür toplum ve evrensel hukuk ilkeleri konusunda mevcut durumu beğenmeyen herkese: Ülkemizi jakoben bürokrasinin paşa gönlünden koptuğu kadar değil, sonuna kadar demokrasiye kavuşturalım'' dedi.

''Peki biz demokratik bir anayasaya ve akabinde buna uygun mevzuata sahip olabilir miyiz?'' diye soran Vali Halil İbrahim Akpınar'ın, ''Yes, we can! Evet, biz yapabiliriz! Çünkü biz haklıyız'' sözleri üzerine salonda kahkaha ve alkışlar yükseldi.

Bolu Valisi Akpınar, sözlerini şöyle tamamladı:

''Ülkemize ve insanımıza çoktandır hak etmiş olduğu demokratik anayasayı ve evrensel normlara uygun hukuk düzenlemelerini getirebiliriz. İnsanımızı 'yarı demokrat, az özgür ülke vatandaşı olma' mahcubiyetinden kurtarıp, 'tam demokrat, en özgür ülke vatandaşı olma' gururuyla tüm dünyada arz-ı endam ettirebiliriz.Ülkemizi özgür ve huzurlu insanların yaşadığı özgürlükler ülkesine dönüştürebiliriz. Avrupa Birliği yolundaki bir ülke olarak, evrensel hukuk kurallarını sağlayan, demokratik hak ve özgürlükleri garanti altına alan, hiçbir vatandaşımızın etnik kökeni, dini inancı, mezhebi, düşüncesi, kılık kıyafeti vb. nedenlerle horlanmadığı, ayrımcılığa tabi tutulmadığı ya da yüceltilmediği sivil ve yeni bir anayasaya ve diğer hukuki düzenlemelere sahip olabiliriz. Bu ülke hepimize yetecek kadar büyüktür. Ve bu ülke hepimizi mutlu edecek kadar güzeldir.''

Akademisyen, yazar ve gazetecilerin katıldığı Abant Platformu toplantısı yarın akşam sona erecek.

Haber Ara