Belçika'da pazar günü yapılan seçimlerde Bölge Parlamentosu'na giren Türk asıllı Mahinur Özdemir, ilk başörtülü vekil olmasının yanı sıra meclisin en genç üyesi. Özdemir, yaşı nedeniyle iki hafta sonra kâtip üyelik görevinde bulunacak.
Zaman'a özel açıklamalar yapan Özdemir, 'Başörtüsünün içindekiyle gündeme gelmek istiyorum.' diyor. Projelerinin konuşulmamasından şikâyetçi olan Özdemir, Türk ve Belçika basınının yaklaşım farkını ise şöyle özetliyor: 'Belçika medyası en genç vekil olmamla, Türk medyası ise başörtülü vekil olmamla ilgileniyor.' Bayan milletvekili, Türkiye'deki Merve Kavakçı hadisesinin hatırlatılması üzerine ise Belçika'da böyle bir yasağın olmadığına dikkat çekti.
Seçim sürecinde muhalif partilerin ve basının yoğun baskısına maruz kaldığını ifade eden bayan milletvekili, projelerinden ziyade başörtüsüyle gündeme gelmekten şikâyetçi: 'Herkes o başörtüsünün altında bir insanın olduğunu unuttu.' Mahinur Özdemir, Zaman'ın sorularını şöyle cevaplandırdı:
Brüksel Bölge Parlamentosu'na seçildiniz. Neler hissediyorsunuz?
Çok mutluyum. Aynı zamanda çok şaşkınım, çünkü yoğun bir seçim süreci yaşadım. Hiçbir adayın düşünemeyeceği kadar bir baskıya maruz kaldım. Ama Allah'a şükür seçildim. Halkın da takdir ettiği gibi genç nesil siyasetçileri de temsil ettiğim için ayrıca mutluyum.
Ne gibi baskılar gördünüz seçim sürecinde?
Öncelikle basında beni çok abartarak önyargılardan kaynaklanan bazı yorumlarda bulundular. Bunu Belçika basını enine boyuna yazıp çizdi. Sonra parti içinde grafik yani 'photoshop'lu olay oldu. Bu da benim aleyhimde diğer partiler tarafından kullanıldı. 'Bu kız, partisi tarafından kullanılıyor.' denildi. Herkes o başörtüsünün altında bir insanın olduğunu unuttu. Başörtüsünün altında yetenekli, eğitimli ve belediye meclis üyeliğine daha önceden seçilmiş ve başarılı şekilde bu işini yürüten birisinin olduğunu herkes unuttu. Dolayısıyla hem projelerimi anlatamadım, hem kendimi anlatamadım. Sadece başörtümle gündeme getirilerek kendimi ifade etmek zorunda kaldım. Başımızın üstünden çok projelerimizden bahsedilse, bu tür önyargılar da yavaş yavaş ortadan kalkmış olur. Toplumda yüzlerce başörtülü genç kız var. Onlar da dış görünüşlerinden çok yaptıkları ve beyinlerinin içindekilerle gündeme gelmek istiyorlar. Bizim parti genel başkanımızın da mesajı bu işte; ben bu kızın yetenekleriyle ilgileniyorum. Başının üstündeki ile değil, içindekilerle ilgileniyorum. Dolayısıyla parti içerisinde verilen mesaj da bu oldu.
Medyanın yoğun ilgisi ile karşılaştınız. Bekliyor muydunuz?
Hayır. Diğer adaylar gibi normal bir süreçten geçeceğimi düşünüyordum. Çünkü 2006'da da benzer şekilde, bu kadar yoğun olmasa da basının ilgisini çekmiştim. Ancak bu sefer Belçika medyası Brüksel Bölge Parlamentosu'nun en genç üyesi olmamla ilgilenirken, Türk medyası daha çok başörtülü milletvekili seçilmeme ilgi gösterdi.
Birkaç gün içinde hayatınızda ne değişti?
Dün ilk kez partinin Merkez Karar Yönetim Kurulu'na üye olarak girdim. Eskiden not almak için giriyordum.
Türkiye'de bir Merve Kavakçı hadisesi yaşandı. Seçildi fakat yemin töreninde birtakım nahoş olaylar yaşandı. Siz de böyle bir gerginlik bekliyor musunuz?
Hayır, beklemiyorum. Çünkü 3 yıl önce belediye meclisine seçildiğimde de benzer polemikler üretildi. Sonuçta halk beni seçti. Öyle bir sıkıntı yaşanmayacak. Belçika'da yasal olarak buna mani bir kılık kıyafet düzenlemesi yok. Hatta, Yeşiller bu konuda partimize açık desteklerini sundular.
>Aileniz başarınızı nasıl karşıladı?
Çok duygulandılar. Aslında son anda bayağı bir ümitsizliğe kapıldılar. Daha doğrusu 'herhalde olmayacak' duygusuna kapıldılar. Seçilince de çok mutlu oldular. Çok çalıştılar gerçekten. Yanımda olmaları çok önemliydi.
Türkiye'ye yönelik bir mesajınız var mı?
Doğrudan bir mesajım yok. Sonuçta ben Belçika'da seçilmiş bir milletvekiliyim. Türkiye ile manevi bir bağım var. Üçüncü kuşak olarak, burada doğdum ve eğitimimi burada tamamladım. Buradaki insanlara din, ırk, köken ayırmadan herkese eşit hizmetler sunup var olan önyargıları bu şekilde kırmak istiyorum. (Zaman)