AP'de Türkiye karşıtları güçlendi

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde solun hezimete uğraması ve merkez sağın zafer kazanması, Türkiye için çok olumlu bir tablo değil.

Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakmayan Hıristiyan Demokratlar'ın gücünü koruması ve aşırı sağ partilerin öne çıkması Türkiye'yi zorlayabilir.

Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık öneren Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin partisinin ve yandaşı Almanya Başbakanı Angela Merkel'in partisinin seçimlerdeki başarısı da önümüzdeki 5 yılın Türkiye açısından zorlu geçebileceğinin göstergelerinden.

Önemli destekçiler yok

Türkiye'ye destek veren bazı milletvekilleri bu dönemde yok. Türkiye'nin üyeliğine tam destek veren eski AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk bunlardan biri.

Türkiye ile müzakerelerin başlamasıyla ilgili oylamada 'evet' yazılı pankartların kaldırılması eyleminin öncülerinden Lagendijk artık parlamentoda yer almayacak. Zira, Lagendjk Türkiye'ye yerleşiyor.

Türkiye'nin üyeliğini destekleyen Fransa eski Başbakanı Michel Rocard ve Fin Ari Vatanen de da artık Avrupa Parlamentosu'nda yok.

Cem Özdemir ve Vural Öger de seçimlere katılmadı.

Ancak, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn yine de iyimser. Rehn, AP'de hala Türkiye destekçisi çok sayıda milletvekili bulunduğuna dikkat çekiyor.

Sadece 5 Türk kökenli vekil var

Önümüzdeki dönemde parlamento yer alacak Türk kökenlilere gelince...

Hollandalı parlamenter Emine Bozkurt bir kez daha Avrupa Parlamentosu'nda yer alacak. Almanya'dan kazanan tek Türk kökenli parlamenter ise İsmail Ertuğ oldu.

Türk kökenli Bulgar milletvekilleri Filiz Hüsmenova ve Metin Kazak da tekrar göreve seçildiler.

Belçika'dan seçilen Türk kökenli isim ise Mahinur Özdemir.

Merkez sağ yükselişte

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde İngiltere, Almanya, İspanya, Avusturya ve Portekiz'de sol önemli darbe yedi. Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık verilmesini seçim malzemesi yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel'in CDU'su ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin liderliğindeki UMP güçlü çıktı.

Hıristiyan Demokratlar'ın oyunu artırması, Türkiye'yi destekleyen solun oy kaybının, yavaş ilerleyen Türkiye-AB ilişkilerini zora sokmasından endişe duyuluyor.

Avrupa Parlamentosu için 388 milyon seçmen oy kullanma yeterliliğine sahip olduğu halde son seçime katılım oranı yüzde 43 oldu. Bir başka ifade ile sandığa gitmeyenlerin sayısı 213 milyon oldu.

AB'nin üç büyük ülkesi Fransa, Almanya ve İngiltere ile İspanya, Avusturya ve Portekiz'de Sosyal Demokrat ve Sosyalist partiler hezimet yaşadı. Seçimlere katılım oranının son 30 senenin en gerisine düşmesi ve yüzde 43'lere gerilemesi, 'kuşkucular' ve 'milliyetçiler' kanadının oylarını artırmasına neden oldu.

Sonuçlara göre Avrupa Parlamentosu'ndaki siyasi denge 'merkez sağa' kaydı. Almanya, Fransa, İtalya ve Belçika'da iktidarda bulunan merkez sağ partiler yükseldi. İngiltere ve İspanya'da muhalefette bulunan muhafazakarlar da benzer bir performans sergiledi. Hıristiyan Demokratlar grubu (EPP) sandalye sayısını 263'e çıkararak, en güçlü siyasi grup oldu. Hıristiyan Demokratlar, AP içinde temsil oranını yüzde 36.7'ye yükseltti.

AP'nin ikinci büyük siyasi grubu Sosyalistler, 50'ye yakın sandalye kaybederek hayal kırıklığına uğrarken sandalye sayısı 163'e geriledi. Sosyal demokrat partilerin oluşturduğu Sosyalist Grup oylarında ise yüzde 6'lık düşüş kaydedildi. Sosyalistler yüzde 21.6 ile Parlamentodaki 'ikinci güç' olma özelliğini korudu.

Türkiye'nin üyeliğinin 10-15 yıl gibi bir zaman dilimine yayılması söz konusu olduğunda ise yenilenen Parlamento'nun Ankara için 'somut karar' alma yetkisi bulunmuyor. AP her yıl Türkiye ile ilgili bir 'değerlendirme raporu' hazırlıyor.