Devlet ilk kez bu kadar ciddi. Ve belki de ilk kez bu kadar organize... PKK sorunu ortadan kaldırılacak. Bunun için öncelik uygun atmosfer yaratmakta. Yurt içinde ve yurt dışında. Kimin ne yapacağı, hangi alanda nasıl adım atılacağı, uluslar arası zeminde yapılacaklar tek tek belirleniyor... Bunun için MİT müsteşarının görev süresi bile uzatıldı. Dere geçerken at değiştirmemek için. Ve en uygun zamanda düğmeye basılacak...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hemen her fırsatta konuşuyor. Önce düşünüp sonra konuştuğunun altını özellikle çizen, herkesten de böyle yapmasını isteyen Gül bir tespitine dikkat çekiyor, 'Farklılıklarımız zenginliğimizdir' diyor. Bunu söylerken bir amacı var. Türkiye'nin en önemli meselesine, Kürt meselesine çözüm için uygun psikolojik ortam sağlamaya çalışıyor. Gül'e göre Kürt sorununun çözümünde Türkiye ilk kez bu kadar sona yakın. İlk kez Türkiye'yi yönetenler ne yapılacağı konusunda fikir birliği içinde. Ve ilk kez uluslar arası alanda PKK'nın işlevi tamamlandı inancı yaygın.
Amaç PKK ile halk arasındaki bağı koparmak...
Sadece psikolojik ortamı hazırlamak sorunun çözümü için yeterli değil. Fiilen bazı adımların atılması da gerekiyor. Eğer barış bombalanmazsa, yani provakasyon yapılmazsa hükümet birkaç koldan yine Gül'ün deyimiyle 'demokratik standartları' yükseltmek için harekete geçecek. Köy isimleri, Kürtçe dilekçenin resmi dairelerde kabulü, Kürt enstütüsünün açılması, özel televizyonlara Kürtçe yayında serbestlik bir anda ve ilk etapta atılacak adımlar olarak sayılabilir.
İçerde bu adımlarla sorunun çözümü hedeflenirken 'diyalog' yolu da açılmış olacak. Kritik hedeflerden birisi de PKK ile bölge halkının arasına mesafe koyabilmek. Silahların gölgesinden kurtulacak olan siyasetçilerin daha özgür düşünmelerini sağlayabilmek. Devlet bu yolda önemli bir adım da attı. DTP'nin daha rahat siyaset yapabilmesi, PKK'nın baskısından kurtulabilmesi için örgütün şehir örgütlenmesinin üzerine gitti. Şimdi şehir örgütlenmesinde söz sahibi olanlar, kapalı kapılar ardında siyasetçileri yönlendirmeye çalışanlar, PKK'nın talimatlarını şehirde yaymakla görevli olanlar cezaevinde. Yani artık DTP'den daha cesaretli açılım bekleniyor, oluşan, oluşması için çalışılan yumuşak iklime katkı sağlamaları hedefleniyor.
Siyasi aktörler sonuçta belirleyici olacak...
Çankaya köşkü denklemde önemli bir yer tutuyor... Ama bütün ipler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün elinde değil. Başbakan Erdoğan, anamuhalefet lideri Baykal süreçteki en önemli aktörler. Gül yaptığı görüşmelerde CHP lideri Baykal'dan soruna çözüm için katkı talep etti. Baykal'ın af çıkışı da bu görüşmelerin hemen arkasına denk geldiği için dikkat çekti. Ancak Başbakan oluşturulmaya çalışılan iklimin aksine bir üslupla olayı değerlendirmeye, DTP'yi eleştirmeye devam ediyor. Başbakan'ın DTP liderine randevu vermemesi, operasyonlar dursun diyen Ahmet Türk'ü çok sert eleştirmesi çözüm arayanlar tarafından kenara önemli bir not alarak kaydedildi...
Şimdi Türkiye kurulan denklemin nasıl çözüme ulaşacağını izliyor. Çankaya'dan gelen telkinler, siyasetçilerin seçim hesapları, uluslar arası konjonktür gelişmeleri etkileyecek. Özellikle Kuzey Irak yönetiminin yaklaşımı, Suriye'nin sorunun çözümüne vereceği katkı tabloda belirleyici olacak. Suriye önemli çünkü PKK'nın dağ kadrosunda çok sayıda Suriye asıllı terörist bulunuyor.
Devlet kısa süre içinde düğmeye basacak. Ve herkes görecek. Kim çözümden yana, kim kaosun sürmesinden fayda sağlıyor. Kim çözüme katkı sağlayacak kim çözümsüzlüğe oynayacak. Şapka düşmek üzere, kelin görünmesi yakın.