Işıkara: Camiler Diyanet denetiminde yapılmalı

Işıkara, Türk Kızılay'ı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nca düzenlenen 'Afet ve Zararlarını Azaltma Programı' kapsamında Trabzon Müftülüğü Salonu'nda düzenlenen programda yaptığı konuşmada, katılımcılara başta deprem olmak üzere doğal afetlerle ilgili bilgiler verdi.

1999 Marmara depreminde ölenlerin yüzde 3'ünün evdeki eşyalar yüzünden hayatını kaybettiğine değinen Işıkara, 'Bunun için yapısal bilinci geliştirmeliyiz, binaları doğru ve düzgün inşa etmeliyiz. Bitişik nizam bina yapmaktan kaçınmalıyız. Evdeki eşyaları da deprem anında zarar görmemek için mutlaka sabitlemeliyiz.' dedi.

Camilerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın denetim ve gözetiminde yapılmasının depremlerde yaşanması muhtemel olumsuz tabloların ortaya çıkmaması açısından son derece önemli olduğuna dikkat çeken Işıkara, 'Camileri mutlaka depreme dayanıklı olarak inşa etmemiz gerekiyor. 1999 depreminde birçok cami yıkıldı. Benim tespitlerime göre camilerin inşaatları maalesef denetimden yoksun olarak yapılıyor. Diyanet'in gözetim ve denetiminden uzak yapılıyor. Gelişi güzel cami yapılmasının önüne geçmeliyiz. Dernekler vasıtasıyla yapıyorsak onu da Diyanet'in gözetim ve denetiminde yapmalıyız. Sadece 'Biz cami yaptık hoca gönderin' denilmemeli. O nedenle bu anlamda cami yapımına denetim getirilmelidir.' diye konuştu.

Işıkara, camilerin pek çoğunun tek kapılı inşa edilmesinin de olası bir afet durumunda yapılacak tahliye için yanlış olduğuna dikkat çekti.

Ahmet Mete Işıkara, Trabzon'un 3. derecede deprem bölgesi olduğunu ancak bu durumun tehlike olmadığı anlamana gelmediğini de ifade etti.

AFETLER HEM İLAHİ HEM DE İNSANİ BOYUTUYLA ELE ALINMALI

Doç. Dr. İsmail Karagöz de bela ve afetlerin ilahi ve insani boyutu üzerinde durdu.

Afetlerin 2 boyutuyla da ele alınması gerektiğine vurgu yapan Karagöz, ilahi boyutunu imtihan, takdir, izin ile kulların dua ve yalvarışa yöneltmek, insani boyutunu ise fert ve toplumun maddi hataları, ilahi iradeye başkaldırı, kul hakkını ihlal ve kullukta kusur olarak sıraladı.

İnsanların her işini sağlam yapmasının dini bir görev olduğunun altını çizen Karagöz, afetlerin hem ilahi hem de insani boyutu ile ele alınması gerektiğini dile getirdi.

Afet ve felaketlerle ilgili 'Allah'ın bir imtihanı ya da insanların kusurundan olmuştur' gibi bir genelleme yapmanın doğru olmadığını anlatan Karagöz, 'Öyle de olabilir ama bunu biz bilemeyiz. Dolayısıyla her bir olayı ayrı ayrı ele almak lazım. Kimisi ilahi boyutunu, kimisi insani boyutunu ihmal etmiş olabilir. Bu 2 boyutu da birlikte ele almak gerekir.' diye konuştu.

Kur'an-ı Kerim'in tarihsel değil evrensel bir kitap olduğunu kaydeden Karagöz, hükümlerinin geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte uygulanabilir nitelikte olduğunu, Kuran'a böyle bakan insanın kâinata, olaylara ve doğal afetlere bakışının değişeceğini sözlerine ekledi.

(Cihan)