Tarihten bugüne Türk-Arap ilişkileri İstanbul'da düzenlenen uluslararası konferansta ele alınıyor.
Prof. Dr. Kemal Karpat, ''İslam'ı kabul eden, Müslüman olan ülkeleri küçük görmek hatta kötü isimler altında tanıtmak alıp yürümüştür. Bunları önlemek, gerçeği anlatmak, hem bizim hem Arapların müşterek vazifesidir'' dedi.
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ile Orta Doğu ve Afrika Araştırmacılar Derneği'nce düzenlenen ''Uluslararası Osmanlı Dönemi Arap Coğrafyası ve Türk-Arap İlişkileri'' sempozyumunun açılış konferansını veren Karpat, Türk kavimleri ile Arapların ilk buluşmasının İslamiyet'in doğuşundan sonra olduğunu belirtti.
Arap, Türk ve İslamiyet kültürünü bir arada yaşatabilmenin önemine değinen Karpat, Osmanlı'nın da ilk devirlerden itibaren Araplarla iyi ilişki içinde olduğunu anlattı. Osmanlı'nın temelde bir İslam devleti olduğunu ifade eden Karpat, Osmanlı-Arap ilişkilerinin Suriye ve Mısır'ın fethiyle farklı bir aşamaya geldiğini söyledi.
''Araplarla Türkler tarihte hiçbir zaman çarpışmamışlardır'' diyen Karpat, Ridaniye ve Mercidabık zaferlerinin Türklerin Arap dünyasını işgali olarak görülmemesi gerektiğini dile getirdi. Karpat, Osmanlı'nın, Arapların dillerini, kültürlerini, dinlerini anladıkları şekilde korumaları ve yaymaları konusunda oldukça özgürlük tanıdığını kaydetti.
Osmanlı'nın Arap dünyasına girmesinin aslında bir Arap birliğini ortaya çıkardığını anlatan Karpat, ''Halifelik zamanında bile görülmeyen Arap birliğini Osmanlı yarattı'' diye konuştu.
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Türk ve Arap coğrafyası sakinlerinin, bugün aşmaya mecbur kaldığı önemli bir eşikte olduğuna inandığını söyledi.
Bakan Aydın, 'Biz eşiği aşmanın zor olmadığını Türkiye olarak artık görüyoruz' dedi.
Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü ile Ortadoğu ve Afrika Araştırmacılar Derneği'nce düzenlenen konferansa Türkiye ile birlikte Arap coğrafyasından 13 ülkeden akademisyenler katılıyor.
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, açılışta, ekonomik, siyasi, kültür ve medeniyet hayatının yeniden inşasının, bilgi dünyasının yeniden yapılanmasıyla olabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:
'Bu coğrafyanın sakinleri olarak bugün aşmaya mecbur kaldığımız önemli bir eşikte olduğumuza inanıyorum. Biz eşiği aşmanın başarılamayacak zor bir iş olmadığını, Türkiye olarak artık görüyoruz.'
İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da, 30 yıl öncesine göre Osmanlı araştırmalarının daha objektif yapıldığının altını çizdi.
İhsanoğlu, 'Bu coğrafyadaki ilişkiler yüzyıllar boyunca siyasete yön veren süreçleri etkilemiştir. Osmanlı Devletinin tarih sayfalarından kaybolmasından beri ayrı devletler halinde yaşasalar da Türkler ve Araplar yine de ortak bir kültürü yaşamış ve yaşamaktadır' dedi.
Türk-Arap ilişkilerindeki en önemli sorun olarak da iki toplumun birbirini yeterince iyi tanıyamaması gösteriliyor.
