Açık Toplum Adalet Girişimi (OSJI) adlı grubun hazırladığı raporda, grubun 4 yıl boyunca yaptığı çalışmalarda, yöntemin hem etkisiz, hem de ters tepkiye ve ayrımcılığa yol açtığının belirlendiği kaydedildi.
OSJI Başkanı James Golstan, rapora ilişkin düzenlediği basın toplantısında, 'Bu uygulama, işlerin daha da kötüye gitmesine yol açıyor. Masum insanlar keyfi olarak alıkonuyor, seyahat kısıtlamalarına uğruyor, işe girerken veya bankacılık işlemleri yaptırırken kısıtlamalarla karşılaşıyor. Bu durum, tüm bir etnik topluluğu aşağılıyor, damgalıyor' dedi.
AB ülkelerinde polisin kimlik kontrolü yaparken insanların etnik köken, din ve ırkını dikkate aldığı, bu genellemelerden yola çıkarak işlemde bulunduğuna ilişkin çok sayıda örneğin yer aldığı rapora göre polis, bu verilerden yola çıkarak kimi arayacağını, gözaltına alacağını veya sorgulayacağını belirleyebiliyor.
Rapora göre, örneğin İngiltere'deki Müslümanların yüzde 32'si, 11 Eylül terör saldırılarından bu yana havaalanlarında ayrımcılığa maruz kaldı. 11 Eylül saldırıları ve Londra'daki 7 Temmuz 2005 terör saldırılarının ardından Asya kökenlilerin polis tarafından, görünüşlerine bakılarak durdurulması olaylarında kat kat artışlar oldu.
Almanya'da da, suç önleme gerekçesiyle, camilerde geniş kitlelere kimlik kontrolleri uygulanması yaygınlaştı. Fransa ve İtalya'da polis evlere, iş yerlerine ve camilere baskınlar düzenleyerek Müslümanları keyfi biçimde hedef aldı.
Dini ve etnik köken kaydına kınama
Avrupa ülkelerinde terörizm ve diğer suçlarla mücadele gerekçesiyle insanların dinlerine ve etnik kökenlerine göre kayda geçirilmesi, buna göre suça eğilimli olup olmadıklarına karar verilmesi kınandı.
17 Yıl Önce Güncellendi
2009-05-26 17:25:00
SON VİDEO HABER
Haber Ara