Gül'den AB'ye 'imzaya sadakat' hatırlatması

Yaklaşık 15 yıl sonra Türkiye'ye ilk resmi ziyaret gerçekleştiren Slovenya Cumhurbaşkanı olan Danilo Türk ile Çankaya Köşkü'ndeki görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen Gül'e Almanya ve Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili açıklamaları hatırlatıldı.

Bunun üzerine Gül, Türkiye'nin 2005 yılında AB üyesi ülkelerin oy birliği ile alınan kararla tam üyelik müzakerelerine başladığını hatırlattı.

'Sadakat...'

Gül, 'Bugün yükselen bazı sesler, bazı devlet adamlarından çıkan sesler, AB'nin hukukuna, AB'nin müktesebatına aykırı şeylerdir. Şimdiye kadar alınan kararları, şimdiye kadar atılan imzaları adeta tanımamak, bunlar bilinçli bir şekilde değil de bunlar bir aldatma için atılmış imzalar gibi bunları karşılamaktır ki bu tip davranışlar Avrupa değerlerine yakışmaz. Atılan imzalara sadakat söz konusudur ve AB hukukuna, müktesebatına yine saygı söz konusu olması gerekir. Ayrıca, bütün devlet adamlarının neticede kamuoylarını olumsuz yönde etkilememek gibi bir sorumlulukları vardır' dedi.

'Referandum sonucuna saygılıyız...'

Türkiye'nin reformlarına devam edeceğini söyleyen Gül, 'AB de takip edecektir. Sonunda AB'nin komisyonu, 'Türkiye müzakereleri başarıyla bitirdi, Türkiye tam üyeliğe hazır' dediğinde esas soru o zaman sorulacaktır. Bazı ülkeler referanduma gitme kararı almıştır. O zaman halkları karar verecektir. Doğrusu o zaman alınacak kararları saygıyla karşılarız. Ama bugün müzakere süreci içerisinde Türkiye kendisinin transformasyonu niteliğindeki bu reformları yaparken zorluk çıkartmak, istikameti şaşırtmak, şüpheler ortaya atmak, bunu Avrupa değerlerine de yakıştıramıyorum. Bu konu tabii ki bizi üzmektedir' diye konuştu.

'İngiltere, İspanya da zorlandı...'

Bu tip sesler yükseldiğinde Avrupa'nın içerisinde çok daha güçlü karşı sesler çıktığını belirten Gül, İngiltere, İspanya gibi büyük ülkelerin AB'ye üyelik müzakerelerinde zorluklar yaşandığını belirterek, 'Önemli olan atılan imzalara sadakat göstermektir. Avrupa değerlerinin en başında bu gelmektedir' dedi.

Gül, siyasi konjonktürün her zaman değişebileceğini, ülkelerdeki seçimlerin, Avrupa Parlamentosu için yapılan seçimlerin etkili olabileceğini, bu konuların iç politikaya alet edilebileceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, 'Biz Türkiye olarak bunları böyle görüyoruz, bunlara takılmıyoruz. Biz kendi yolumuza bakıyoruz, kendi üzerimize düşenleri yapmakla meşgulüz ama bu tip söylemleri duymaktan da Avrupa adına üzülüyoruz' dedi.

Slovenya lideri: 'Önyargılar aşılabilir'

Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk ise, AB'de Türkiye'nin üyeliği konusunda önyargılar olacağını ancak bunların aşılabileceğini, AB'de Türkiye'nin stratejik değerinin giderek daha fazla farkına varılacağını söyledi.

Türk, 'Türkiye, çoğu zaman bir orta saha oyuncusu olarak değerlendirilir. Türkiye bu anlamda, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Ortadoğu'da ve birçok bölgede, orta saha oyunculuğunu göstermiş durumda ve bence uluslararası toplum bu konuda Türkiye'ye müteşekkir olmalıdır' dedi.

'Türk' soyadı soruldu

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan konuk Cumhurbaşkanı, soyadının 'Türk' olduğuna dikkati çekilerek, kendisinin Türkiye ile bağlarının olup olmadığının sorulması üzerine, bu sorunun sıklıkla kendisine sorulduğunu ifade etti.

'Türk' soyadına Slovenya'da sık rastlandığını ifade eden Slovenya Cumhurbaşkanı, bunun dünyanın bu bölümünde sıkı bir işbirliğinin olduğunu gösterdiğini kaydetti. Osmanlı İmparatorluğunun geçmişte Avrupa'daki iki önemli imparatorluktan biri olduğunu ifade eden Türk, içindeki etnik kökenler ne olursa olsun Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'da 'Türk' olarak değerlendirildiğini söyledi.

Slovenya'da seçmenlerin yüzde 68'inin kendisine oy verdiğini belirten Türk, 'Bu da, bu soyadının pozitif olarak algılandığını ve toplumumuzun ne kadar açık bir toplum olduğunu gösteriyor' dedi.

'Almanya ve Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili olumsuz görüşlerinin anımsatılması ve Slovenya'nın Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili gelecekteki rolünün ne olacağının' sorulması üzerine de Türk, bu itirazların geçici olduğunu düşündüğünü, çünkü AB'nin geleceğine daha uzun vadeli bir perspektifle bakması gerektiğini bildirdi.

Türk, Türkiye'nin sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda stratejik konumu ve diplomatik ve siyasi rolü itibariyle de AB'ye sağlayacağı katkıların açık ve net bir şekilde görülmesi, gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi.

Bunu birçok AB ülkesinin gördüğünü, diğer ülkelerin de bunu daha iyi değerlendirme fırsatı bulacaklarını kaydeden Slovenya Cumhurbaşkanı, 'Zaman ilerledikçe desteğin artacağına inanıyoruz. Geçmişte yapılan taahhütler var, Türkiye iyi bir şekilde ilerliyor, tabii ki problemler var. Türkiye'nin üyelik sürecinde attığı adımların gözardı edilmemesi gerekiyor. Önyargılar olacaktır, bunları aşmaya çalışacağız, giderek Türkiye'nin stratejik değerinin daha da farkına varılacağına inanıyoruz' diye konuştu.