Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi?nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kapatılan Refah Partisi?nin hesaplarına ilişkin açılan davada ?kovuşturma yapılmasına yer olmadığına? ilişkin kararını kaldırması, hukukçular tarafından skandal olarak değerlendirildi.
Dava kapsamında bütün genel başkan yardımcıları ve genel muhasip Abdurrahim Bezci bile beraat ederken dönemin dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısının yargılanmak istenmesi davanın hukuki değil tamamen siyasi ve militanca bir dava olduğunu gözler önüne seriyor. Hukukçular Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi?nin Anayasa?nın 105. maddesini çok açık şekilde ihlal ettiğine dikkat çekiyor.
HUKUKÇULAR ANAYASAYI HATIRLATTI
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi?nin Anayasanın 105. maddesindeki açık hükme rağmen zorlama bir karar aldığını söyledi. Kararı 367 kararına benzettiğini söyleyen Kamalak, ?Sözkonusu dava kapsamında genel muhasip bile ceza almadı. Anayasamızda Cumhurbaşkanının sadece vatana ihanetten yargılanabileceği söyleniyor. Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı sıfatını taşıdığı sürece yargılanamaz. Aksi bir karar zorlamadır, hukukla bağdaşmaz? dedi.
Sözkonusu davayı en yakından takip eden hukukçulardan olan Şeref Malkoç ise Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı?nın aldığı kararın anayasaya aykırı olduğunu söyledi. Anayasanın 105. maddesinde Cumhurbaşkanının dokunulmazlığının çok açık şekilde ilan edildiğini söyleyen Malkoç, ?Bu 1961 ve 1982 Anayasa?larına konulmuş bir hükümdür. Geçmişte örnekleri oldu zaten? dedi. Son zamanlarda bazı mahkemeler ve yüksek yargı organlarından enteresan kararlar çıktığını gözlemlediğini kaydeden Şeref Malkoç, ?Ortada aynen 367?de olduğu gibi hukuku zorlayan bir karar var. Bu dava kapsamında yapılan yargılamada genel başkan yardımcılarının tamamı hatta genel muhasip bile beraat etmiş Yargıtay da bunu onaylamış. Siz şimdi gider muhasebe kayıtlarıyla ilgisi olmayan genel başkanı ve yardımcısını bu işten sorumlu diye yargılarsanız bu adaletsizlik olur, zorlama olur? şeklinde konuştu.
HİKMET SAMİ TÜRK BİLE KARŞI
Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk ise Sincan Ağır Ceza Mahkemesi?nin kararının hukuka uymadığını belirtti. Türk, Fransa?dan örnek vererek şunları söyledi: ?Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac?ın, Paris Belediye Başkanlığı sırasında adı yolsuzluklara karıştığı öne sürülmüştü. Fransa'da bu durumun ardından verilen kararda, Cumhurbaşkanı sürecinde yargılanamayacağı fakat zaman aşımı sürecinin de işlemeyeceği vurgulanmıştı.?
PROF. FEYZİOĞLU: GÜL YARGILANAMAZ
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Feyzioğlu?da, Kanadoğlu?nun iddia ettiği gibi anayasada bu konuyla ilgili bir boşluk bulunmadığını belirterek, ?Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görevde olduğu müddetçe yargılanamaz. ? diye konuştu.
MILITAN KARARA TEPKI YAĞIYOR
Kayseri Barosu Başkanı Ali Aydın, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi?nin aldığı karara tepki göstererek, ?Vatana ihanet suçları dışında bu hüküm bu kadar açıkken, daha önceden işlenen suçlardan yargılanabilir gibi bir yorum getirilmiş olması, kanaatimce yasalara uygun bir yorum değil. Ben burada çok iyi niyetli bir tavır görmüyorum? dedi.
Kartel gazetelerinin 'Kayıp trilyon' olarak isimlendirdiği dava, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından Refah Partisi'ne (RP) 1997'de verilen Hazine yardımının 1 trilyon liraya yakın kısmının sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla açılmıştı. 'Kayıp trilyon'un alacak davasında da Gül'ün sorumlu olmadığı belirtilerek, hakkındaki davanın reddine karar verilmişti. Çankaya Köşkü, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına sert cevap vermişti. Köşkten yapılan açıklamada Anayasaya göre Cumhurbaşkanlarının 'vatana ihanet' dışında herhangi bir suçlama ile yargılanmasının mümkün olmadığı hatırlatılarak, 'O tarihte dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan ve partide parasal konularda hiçbir hak, yetki ve sorumluluğu bulunmayan Sayın Cumhurbaşkanımızın, sanığı olmadığı ve yargılanmadığı bir davadan dolayı bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışılması kesinlikle iyi niyetle bağdaştırılamamaktadır' denilmişti.
Vakit