Dolar

35,4856

Euro

36,4774

Altın

3.091,70

Bist

9.977,94

Akaryakıtçılar yasal düzenleme istiyor

İPETGAS 2009 Kongresi'nin açılışında, petrol ve doğalgaza ilişkin yasal düzenlemelere sektörün acilen ihtiyaç duyduğuna dikkat çekildi.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-13 14:56:00

Akaryakıtçılar yasal düzenleme istiyor


İPETGAS 2009 Kongresi'nin açılışında, petrol ve doğalgaza ilişkin yasal düzenlemelere sektörün acilen ihtiyaç duyduğuna ve Türkiye'nin henüz gerçek potansiyeli açığa çıkarılmamış fakir bir ülke olduğuna dikkat çekildi.

Kongrede ayrıca enerjide büyük oranda dışa bağımlı Türkiye'nin 2008 yılında Suudi Arabistan, Rusya, İran ve Irak'a 15,6 milyar dolar ödediği vurgulandı.

Türkiye 17. Uluslararası Petrol ve Doğalgaz Kongre ve Sergisi - İPETGAS 2009 - Petrol Mühendisleri Odası (PMO), Türkiye Petrol Jeologları Derneği ve Jeofizik Mühendisleri Odası tarafından TPAO ve BOTAŞ'ın desteğiyle 13-15 Mayıs tarihlerinde Ankara'da gerçekleştiriliyor.

Kongre Başkanı Ahmet Bayrak'ın açılış konuşmasıyla başlayan sabah oturumunda PMO Başkanı Mehmet Kul, BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Şakir Arıkan, Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Yazar, TPAO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uysal ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM) Genel Müdürü Erdal Gülderen birer konuşma yaptı.

Ülkelerarası ilişkilerde enerjinin stratejik öneminin arttığına dikkat çeken Kul, küresel enerji talebinin önümüzdeki yıllarda giderek artacağını ve yeni keşifler gerektiğini kaydetti. Dünya fosil yakıtları rezervlerinde petrolün 45, doğalgazın da 60 yıllık ihtiyacı karşılayacağını anlatan Kul, Türkiye'nin hızla artan doğalgaz tüketimi nedeniyle yer altı depolama tesislerinin stratejik önem arz ettiğini bildirdi.

Türkiye'nin ham petrolün yüzde 92'sini doğalgazın da yüzde 98'ini ithal ettiğini belirten Kul, 2020'de artan tüketime bağlı olarak bu oranın yüzde 100'e çıkmasını beklediğini kaydetti.

Dışa bağımlılığın önüne geçmek için iç kaynaklara yönelmek gerektiğini bildiren Kul, 'Daha geniş ve derin alanlarda arama sürmeli. Karada aranmamış alanlarda ve denizlerde aramaya ağırlık verilmelidir' diye konuştu.

Petrol fiyatlarındaki yükselişin Türkiye'de yeni kaynak arayışını hızlandırdığını ifade eden Kul, şuan 24 yerli 24 yabancı şirketin ülkede arama faaliyetleri yürüttüğüne dikkat çekti.

75'i yabancı ve 60'ı yerli-yabancı ortaklığı olmak üzere toplam 426 adet arama ruhsatı verildiğini bildiren Kul, kendi kaynakları dışında hidrokarbon zengini ülkelere komşuluğu nedeniyle Türkiye'nin kilit role sahip olduğunu söyledi.

'Boru hatları için stratejik bir geçiş ülkesi ve aynı zamanda dinamik yapısı nedeniyle önemli bir pazar. Türkiye'nin AB'ye uyum süreci çerçevesinde petrol sektörünün yeniden yapılandırılması söz konusu' diyen Kul, yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ve bu sektörde çalışanlara daha iyi şartlar
sunulması gerektiğini savundu. Nitelikli iş gücünün önemine dikkat çeken Kul, 'Ücret politikaları yeniden değerlendirilmeli ve yaşanmakta olan kaybın önüne acilen geçilmelidir' dedi.

Daha sonra söz alan Yazar ise petrol ve doğalgaz rezervlerinin keşfi açısından Türkiye'nin son 3-4 yılı umutlu geçirdiğini belirtti ve Maden Teknik Arama (MTA) ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) yatırım bütçelerinin katlanarak yükseltildiğini söyledi.

MTA'nın 2001'de 12,6 milyon dolar olan bütçesinin 2009'da 102 milyon dolara, TPAO'nun ise 2001'de 67,3 milyon dolar olan yatırım bütçesinin 2009'da 650 milyon dolara çıkarıldığını bildiren Yazar, 'Bu bütçelerdeki artış sismik çalışma ve sondaj çalışmalarındaki artışı da beraberinde getirdi. Amaç dışa bağımlılığı giderek azaltmak yollarını aramaktır. 2023 için hedefler büyütülüyor' diye konuştu.

'Doğalgaz bir medeniyet projesi ve yadsınamaz bir gelişmişlik göstergesi' diyen Arıkan ise BOTAŞ'ın 10 milyon aboneye doğalgaz sağladığını ve ekonomik krize rağmen talebin giderek arttığını kaydetti.

Yeni keşiflerin sevindirici olduğunu bildiren Uysal ise Karadeniz'deki sondaj çalışmalarının 2009 itibariyle yoğunluk kazanacağını ve 2011 yılına kadarki süre içinde bölgedeki hidrokarbon potansiyelinin ortaya çıkacağını söyledi.

TPAO olarak yurtdışında da faaliyet gösterdiklerini ve Azerbaycan, Kazakistan ve Libya'da arama yaptıklarını hatırlatan Uysal, Irak'ta da konsorsiyum kurma çalışmalarının hızlanarak devam ettiğini kaydetti. Uysal, Bağdat'ta ofis kiralandığını ve yakın zamanda resmen açılacağını duyurdu.

Gülderen ise karada açılan her bir petrol kuyusunun ortalama 5 milyon dolara, denizdeki sondajın ise 10 ila 150 milyon dolara mal olduğunu kaydetti. Açılan bu kuyulardan petrol bulma şansının ise ortalama yüzde 10 olduğunu belirten Gülderen, Türkiye'de arama çalışmalarına 680 milyon dolar bütçe aktarıldığını söyledi.

Bugüne dek ülkenin kara alanının yüzde 20'sinde ve denizlerinin yüzde 1'inde petrol arandığını anlatan Gülderen, 'Petrol arama yönünden Türkiye'nin hala bakir olduğunu söyleyebiliriz. Açılan 95 kuyudan 30'unun yani üçte bir oranın üretimi dönüştüğünü memnuniyetle görmekteyiz' şeklinde konuştu.

Gülderen ayrıca geçen yıl İran, Irak, Rusya ve Suudi Arabistan'dan ithal edilen enerjiye 15,6 milyar dolar ödendiğini bildirdi. Dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini anlatan Gülderen, yeni petrol kanununun bir an önce yürürlüğe girmesiyle sektörün yeniden yapılanabileceğine ve daha fazla yatırım, istihdam ve üretimin mümkün olacağını söyledi.


Haber Ara