Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kürt meselesini Türksüz çözmek!

AK Parti ?Kürt meselesini Kürtsüz çözmek? gibi bir hataya düştü ve seçmen bunu onaylamadı.

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-11 01:54:00

Kürt meselesini Türksüz çözmek!

DTP eğer sandığın mesajını alır ve yeni bir ajanda eşliğinde Kürt meselesinin çözümünde daha yapıcı ve aktif bir siyaset izlerse AK Parti?nin bölgede gerileyişi devam eder. Yok eğer şiddetle arasına bir çizgi çekmez ve şiddetten usanmış Kürtlere yeni bir gelecek vaat edemezse önümüzdeki seçimde yeni denklem ortaya çıkabilir. DTP, AK Parti?nin yaptığı yanlışı tersinden yapıp ?Kürt meselesini Türksüz çözmek? hatasına düşmemeli.

HÜSEYİN YAYMAN*

EREL seçimler bitti ancak sonuçları tartışılmaya devam ediyor. Birçok uzman ve yorumcu sonuçları kendi penceresinden analiz ediyor. Bu seçimlerin en çok konuşulan partilerinden biri de Demokratik Toplum Partisi (DTP). Aldığı oylar sayısal bir değerlendirmeden daha çok siyasal bir değerlendirmeyle tahlil edilen DTP, bütün zamanlarda aldığı oydan çok daha fazla özgül ağırlığa sahip oldu.

1990 yılında SHP?den ayrılan on milletvekili tarafından kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlayan Kürt partilerinin yolculuğu, 1991 yılında yoluna Demokrasi Partisiyle (DEP) devam etti. DEP?in kapatılmasıyla kurulan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) ve onun yerine kurulan DEHAP?la kendi kulvarında akmaya devam eden Kürt siyaseti, DEHAP?ın da kapatılmasından sonra Demokratik Toplum Hareketi adıyla yeni bir örgütlenmeye gitti. Bu hareketin partiye dönüşmesiyle birlikte Kürt siyaseti Demokratik Toplum Partisi adıyla yoluna devam ediyor. 1990?lı yıllardan bu yana Kürt kimliği bölge siyasetini etkileyen temel faktör olmaya devam etti.

Bölgede yeni denklem

HEP, 1991?de yapılan genel seçimlere SHP ittifakıyla girdi ve 22 milletvekili elde etti. HEP?in kapatılıp yerine DEP?in kurulmasıyla yoluna devam eden hareket 1994 yerel seçimlerini protesto ederek girmedi. Yükselen milliyetçilik dalgası DEP?li vekillerin TBMM?den atılmaları ve cezaevine girmeleriyle neticelendi.

1995 genel seçimlerine gelindiğinde DEP?in kapatılmasıyla HADEP kuruldu. HADEP 1995 genel seçimlerinde 1.171.623 (yüzde 4.2) oy aldı ve ülke barajına takılarak TBMM?ne giremedi. Bu yıllar Kürt siyasal hareketi için içe kapanma yılları oldu. Parti bir yandan alanlarda diğer yandan sandıkta geriledi ve siyaset parametrelerini değiştirmeye başladı.

1999 seçimlerine gelindiğinde HADEP genel seçimlerde 1.482.196 (yüzde 4.7), il genel meclisi seçimlerinde ise yüzde 3.4 oranında bir oy aldı. HADEP bu seçimlerde Ağrı, Bingöl, Siirt, Batman, Diyarbakır, Hakkari ve Van olmak üzere 7 il merkezi dahil toplam 37 belediye başkanlığı kazandı. Türkiye bu seçimlerle birlikte ilk defa Kürt kimliği vurgusu yapan HADEP?li belediyelerle tanıştı.

Kürt siyaseti sahnede

HADEP?in kapatılmasıyla 2002 genel seçimlerine DEHAP ismiyle girildi ve bu parti 1.9133.680 (yüzde 6.2) oy aldı. Bu oy oranı HEP geleneğinin bu zamana kadar ulaştığı en yüksek orandı. Hareket ilk defa yüzde 6?sınırının üzerine çıkıyordu. Buna rağmen yüzde 10 ülke barajı nedeniyle parti parlamentoya giremedi. DEHAP bu seçimlerde AK Parti karşısında ikinci parti oldu.

2004 yerel seçimlerine sol partilerle işbirliği yaparak ?Demokratik Güçbirliği? ismi altında SHP çatısıyla giren ve bir milyon 600 bin civarında (yüzde 5.1) oy alan DEHAP 1999 yerel seçimlerine göre hem oyunu hem de belediye sayısını artırdı. 1999?da 37 olan belediye sayısını 2004?te 64?e yükseltti. DEHAP oylarını artırmasına rağmen Siirt, Bingöl, Ağrı ve Van Belediyelerini AK Partiye kaptırdı. Parti 1999?da kazandığı Diyarbakır, Batman ve Hakkari?yi elinde tutarken Tunceli ve Şırnak?ta belediye başkanlıklarını kazandı. 1999?da 7 il merkezinde belediye başkanlığını kazanan Parti 2004?te bu sayıyı 5?e düşürdü.

Siyasi koruculuk ithamı

22 Temmuz 2007 genel seçimleriyle Kürt siyaseti üzerindeki DTP tekeli kısmen de olsa kırıldı ve AKP?nin de içinde olduğu çoğulcu bir yapı ortaya çıktı. DTP 22 Temmuz?da sandığın mesajını aldı ve hem siyaset yapma biçimini hem de yerel aktörlerini değiştirdi. 22 Temmuz sonrası oluşan denklem AK Parti?ye iktidar olmanın ötesinde bölgede sağladığı temsille Kürt meselesinin muhatabı haline getirdi.

29 Mart referandum mu?

DTP 29 Mart seçimlerini bir ?varlık-yokluk mücadelesi?, AK Parti ise ?bölge politikasının sınanacağı? bir seçim olarak gördü. DTP başta Kürtçe Televizyon olmak üzere, atılan her türlü demokratik adımı ve sivil girişimi bir tehdit olarak gördü ve ?siyasal koruculukla? itham etti.

DTP, 22 Temmuz?da AKP karşısında yaşadığı mağlubiyeti yeniden yaşamamak için ?kalelerini? kanı pahasına savundu AK Parti?ye karşı sandık sandık markaj uyguladı.

AK Parti bölgede DTP?nin etkinliğini ve tekelini kırmayı amaçlarken, DTP ise AK Parti?yi geriletmek istedi. DTP, 2004?te kazandığı Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Batman, Tunceli illerin yanına Siirt, Van ve Iğdır Belediyelerini ekledi. DTP 2004?te 64 olan belediye sayısını 98?e çıkardı. DTP tarihinde ilk defa 2.198.692 oy aldı.

AK Parti Diyarbakır ve Batman?ı almak isterken elindeki Van ve Siirt?i kaybetti. SP ise bölgede Türkiye ortalamasının üzerinde bir temsile ulaştı. Erdoğan?ın Hakkari konuşması domino etkisi yaptı ve bölgedeki desteğini önemli ölçüde geriletti. AK Parti, TRT Şeş, Üniversitelerde Kürtçe Bölüm açılması, AB reformları ve bölgeye getirilen hizmetlerle oy isterken DTP ise daha çok kimlik vurgusu yaptı. DTP kimlik vurgusu yanında ilk defa bazı adaylar için broşür hazırlattı ve belediyecilik hizmetlerini anlatan kampanyalar yaptı.

AK Parti?ye mesaj var

Bölgede seçim ?Kürt kimliği ve hizmet siyaseti? üzerine oturdu. Seçimin sonucunu tayin eden 1990?lı yıllardan bu yana olduğu gibi yine ?kimlik siyaseti? oldu. DTP?nin ?kimlik siyaseti? karşısına ?iş+aş+muhafazakárlık+kimlik? denklemiyle çıkan AK Parti, mesajlarını taşıyacak güçlü yerel aktörlere sahip olmadığı gibi DTP ile kimlik mücadelesi veremeyeceğini göremedi.

Bütün süreci Erdoğan üzerine yıkan ve DTP teşkilatları karşısında alanda zorlanan AK Parti, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde DTP?den aldığı oyları bu seçimde geri verdi. Kürtler AKP?nin açılımlarını ?Kürt meselesini çözmek için değil, DTP?nin önünü kesmek? için yapıldığını düşündü ve AK Parti önemli bir seçim yenilgisi yaşadı.

Bu kayıp aritmetik bir yenilgi olmaktan çok daha öte etkileri ülkede sathında görülen psikolojik bir etki yaptı.

22 Temmuz?da DTP içindeki ?gizli AKP?lilerden? önemli bir destek sağlayan AK Parti, bu kitlenin kalıcı olmasını sağlayamadı ve ilk seçimde bu desteği kaybetti. İktidar rehavetiyle seçmene tepeden bakan ve kendisini dokunulmaz gören AK Parti, DTP?nin kapı kapı dolaşıp ?oyunu kendine ver? propagandası karşısında tutunamadı.

Söylem oluşturamadı

AK Parti?nin oy kaybı yaşamasının bir diğer nedeni de Kürt meselesinde ihtiyatlı bir söylem kullanırken, çözüm dili geliştirememesi oldu. AK Parti devrim sayılacak reformlarını bir siyasal dile dönüştüremedi. Bunun yanında DTP?den belediyeleri almak istediğini söyleyerek bölge halkını kışkırttı ve malum sonucu hazırladı. Algı gerçeğin önüne geçti ve DTP psikolojik üstünlüğü ele geçirdi.

DTP bu seçimde Osman Baydemir hariç hemen hemen tüm belediye başkanlarını değiştirdi ve yerine yenilerini getirdi. Sandığın gücü DTP?ye, AKP?ye karşı ?kalelerini? savunmak için ciddi siyasal kampanyalar yaptırdı. DTP ilk defa kimlik siyasetinin yanına hizmet ve proje faktörleri ekledi ve sadece kimlik siyaseti yapmayacağını gösterdi.

DTP ise 29 Mart seçimlerini ciddi bir imtihan olarak gördü ve kaybedilecek her belediyeyi varlığına yönelik bir tehdit olarak algılayıp tabanını sağlam tuttu. 22 Temmuz?dan sonra sandığın baskısını hisseden DTP, birkaç belediyeyi daha kaybetmesi durumunda ?Kürtlerin tek temsilcisi olma? tezini eskisi kadar kolay kullanamayacağını gördü ve buna izin vermedi.

Ne Kürt?süz ne Türk?süz

Kürt meselesinde aktörlük mücadelesi tarihsel pratik içerisinde konjonktürel olarak el değiştirirken 1990?lı yıllardan itibaren HEP geleneği daha baskın karakter kazandı. Bölgenin toplumsal yapısında din ve kimlik faktörünün hakimiyeti düşünüldüğünde kimsenin rakipsiz olmadığı görülüyor.

29 Mart?tan sonra DTP 28 Mart?a göre daha güçlü ancak rakipsiz değil. İl Genel Meclisi oylarında hala ikinci sırada olduğunu unutmamak gerekiyor. 22 Temmuz?da kendisine açılan krediyi iyi değerlendiremeyip bölgede ciddi kayıp yaşayan AK Parti?den sonra şimdi sıra DTP?de. AK Parti ?Kürt meselesini Kürtsüz çözmek? gibi bir hataya düştü ve seçmen bunu onaylamadı.

DTP eğer sandığın mesajını alır ve yeni bir ajanda eşliğinde Kürt meselesinin çözümünde daha yapıcı ve aktif bir siyaset izlerse AK Parti?nin bölgede gerileyişi devam eder.

ok eğer şiddetle arasına bir çizgi çekmez ve şiddetten usanmış Kürtlere yeni bir gelecek vaat edemezse önümüzdeki seçimde yeni denklem ortaya çıkabilir. DTP, AK Parti?nin yaptığı yanlışı tersinden yapıp ?Kürt meselesini Türksüz çözmek? hatasına düşmemeli.

[email protected]

*Doç. Dr. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

Star gazetesi

 

Haber Ara